İmkânsız aşkın kahramanları

◊ Reytingler, “Uzak Şehir”in beğenildiğini gösteriyor. Neler söylemek istersiniz?

- Alper Çankaya: Anlattığımız hikâyenin gücüne ve bu toprakların uğurlu olduğuna başından beri inanmıştık biz. Seyirciye de bu inancın geçtiğini düşünüyorum. Umarım böyle devam eder.

- Sahra Şaş: Okuduğumuzda çok beğendiğimiz, bizi çok etkileyen bir hikâyeydi. Ekibimiz de çok güçlü ve her aşamasında büyük bir emek var bu işin. Biz bir karşılık bulmasını çok istiyorduk. Seyircinin bu yoğun ilgisi de bizi çok mutlu etti.

◊ Senaryoyu okuduğunuzda, sizi en çok ne etkiledi?

- Sahra Şaş: Beni en çok etkileyen, hikâyenin sürükleyiciliği ve karakterlerin derinliği oldu.

BİZ DE ŞAHİN VE NARE’Yİ ÇOK SEVDİK

◊ “Uzak Şehir” bir arada olduğunuz ilk proje mi?

- Alper Çankaya: Evet, ilk kez birlikte çalışıyoruz. 2 aydır bütün ekip bir arada yaşıyoruz. Bu da birbirimizi tanımak ve uyum yakalamak için iyi bir fırsat oldu. Sahra çok uyumlu bir partner ve çok güçlü bir oyuncu. Onunla çalıştığım için mutluyum.

- Sahra Şaş: İlk projemiz, umarım nicelerinde de beraber oluruz. İyi insan, iyi oyuncu, iyi partner, daha ne olsun?

◊ İzleyici Nare ve Şahin’i sevdi, sizce nasıl bir ikili oldunuz?

- Alper Çankaya: Biz de Şahin ve Nare’yi çok sevdik. Kırılgan karakterler. Duygu dünyaları da çok fırtınalı. İçinde bulundukları büyük çıkmazlar var. Böyle karakterlere can vermek çok keyifli. Neler yaşayacaklarını biz de çok merak ediyoruz.

- Sahra Şaş: Ben bizi seveceklerini umut ediyor ve iyi geri dönüşler bekliyordum doğrusu. Ama böylesine bir ilgi beklemiyordum açıkçası. Hikâyemiz oldukça güçlü ve çok içimize siniyor zaten. Uyum, kimya, ortak dil ne denirse adına, onu da yakaladık sanırım.

◊ Sizce aşk gerçekten kavuşamamak mıdır?

- Sahra Şaş: Değildir ya, olmasın. (Gülüyor) Yani türlü türlü hali var bence, sınırlandırmayalım. Aşkı sevmek ve her haline tamam olmak, kavuşup kavuşamama meselesinden daha mı mühim bilemedim ben de.

- Alper Çankaya: Hayır, değildir bence. Aşkın farklı farklı formları vardır. İçinde bulunduğunuz dünya, yaşınız, karakteriniz, aileniz ve bunun dışında sayamadığım bir sürü faktör yaşadığınız aşkın yoğunluğunu ve formunu belirler. Kavuşamadan yaşanan aşklar da bunlardan biridir sadece.

◊ Mardin’in büyüsü size de iyi geldi mi?

- Alper Çankaya: Büyülü tanımı çok doğru. Mardin ve Midyat harika yerler gerçekten. Burada yaşamak, hikâyeyle bağ kurmamızı da kolaylaştırıyor.

ANAERKİL BİR AİLE

◊ Dizide ataerkil bir ailede kadın olmanın zorluklarına da yer veriliyor. Siz hiç böyle bir duruma maruz kaldınız mı?

- Sahra Şaş: Ailenin çok da ataerkil olduğunu düşünmüyorum. Hatta anaerkil olduğunu bile söyleyebiliriz. Kadın karakterler büyük zorluklar yaşıyor, ancak çok iyi başa çıkıyorlar ve bu yanıyla da güçlü kadın figürünü temsil ediyorlar. Ben de bu kültüre aşina biri olarak böyle hikâyeleri yakından tanıyorum.

◊ Nare ‘güç ve direnç sahibi’ demekmiş ama dizideki Nare oldukça hassas ve kırılgan...

- Sahra Şaş: Hassas ve kırılgan olmak, güçsüzlükten ziyade duygularıyla daha güçlü bağ kuran insanların özelliğidir. İsminin de hakkını veriyor Nare.

AŞK ACISINI BİLİYORUM

◊ Şimdiye dek en zorlandığınız sahne hangisi oldu?

- Alper Çankaya: Duygu yoğunluğu olan sahneler çekiyoruz. Ailemle ve Nare’yle olan sahnelerde karakterin arada kaldığı durumlar var. O sahnelerde enerjiyi ve yoğunluğu aynı düzeyde tutmak zorlayıcı olabiliyor.

◊ Şahin’in Nare’ye duyduğu aşk gözlerinden okunuyor. Siz hiç bu kadar derin bir aşk yaşadınız mı acaba?

- Alper Çankaya: Öncelikle bunun seyirciye geçmiş olmasından çok mutluyum. Bu bizim için çok önemliydi. Herkesin hayatında böyle yoğun aşklar vardır bence. Bu herkesin bağ kurabileceği bir durum. Ben de duygusal bir insanım ve tabii ki âşık oldum, aşk acısı çektim, bunun ne demek olduğunu biliyorum. Ama Şahin’le Nare’nin arasındaki aşkın başka bir imkânsızlığı var. Bunu da oyuncu olarak mümkün olduğunca içselleştirip yansıtmaya çalışıyoruz.