Güncelleme Tarihi:
◊ Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiniz. İkizler olarak oyun yazıp sahnelemeye başladınız. Nasıl başladı bu proje?
- Hüseyin Önder: Biz 22 yıldır reklamcılık yapıyoruz. Doğal olarak işimiz sürekli üretmek. 90’lı yıllarda popüler kültürle pozitif bir ilişkimiz olmuştu. Bir yanımızın hep sahneye ve sanata ait olduğunu hissediyorduk. Geçen süre zarfında birçok proje yazdık ve ürettik. Her şey kendi zamanı içerisinde geliyor. Bu projenin zamanı şu anmış, iyi ki yapmışız.
- Cevahir Önder: Tiyatro metni yazmak, reklam metni yazmaya benzemiyor. Çok başka dinamikleri var kendi içerisinde. İçimize sindiğinde provalara başladık.
◊ Metnin yazım süreci nasıldı?
- Hüseyin Önder: Metin süreci uzun sürdü. Mükemmeliyetçiliğimiz kendini fazlasıyla gösterdi. En büyük avantajımız sürekli birlikte olmamız. Hem işyerimiz aynı hem de evlerimiz yan yana. Bu süreçte bu avantajı fazlasıyla kullandık. Fikir olan yerde doğal olarak çatışma da oluyor. Oyunumuzun çıkış noktası bu zaten, ikizler arasında yaşanan çatışma.
- Cevahir Önder: En büyük çatışmayı oyunun içerisine koyacağımız anılarımızda yaşadık. Çünkü o kadar çok anımız var ki… İkiz olsak da espri anlayışımız bazı noktalarda ayrılabiliyor. Bu konuda ortak noktayı bulmak için çaba gösterdik.
DAYILARIMIZ DESTEK OLDU
◊ Sanatçı bir aileden geliyorsunuz. Levent İnanır, Soner Arıca akrabalarınız. Onlardan bu yolda tavsiyeler aldınız mı?
- Hüseyin Önder: Dürüst olmak gerekirse, yalnızca fikir aşamasında paylaşımımız oldu. Yazım sürecinde paylaşım yapmayı seçmedik. Çünkü bu süreçte biraz özgür düşünmek ve yazmak istedik.
- Cevahir Önder: Sahneye çıkmadan sahne ile alakalı birçok tavsiye verdiler bize. Hem Soner dayım hem de Levent dayım daha önce tiyatro tecrübesi yaşamışlardı. Bu tecrübeleri çok faydalı oldu.
◊ Oyunu izlemeye geldiler...
- Hüseyin Önder: Tüm ailemiz oradaydı. Oyun bitiminde dakikalarca ayakta alkışladılar. Ben yüzlerindeki gururu görebiliyordum. Oyunculuk çok başka bir platform. Bizim potansiyelimizi herkes gibi onlar da sahnede gördüler ve bize bunu dile getirdiler.
- Cevahir Önder: Çok beğendiler. Bizim ailede yetenek doğrultusunda destek vardır. Birkaç küçük tavsiyede bulundular. Çok mantıklı hem bizi hem de oyunu daha yukarı taşıyacak tavsiyelerdi.
◊ Prömiyerde nasıl bir heyecan vardı?
- Hüseyin Önder: Daha önce şarkıcı olarak sahne tecrübesine sahiptik. Fakat tiyatro çok başka. “Oyun başlamak üzeredir” anonsu geldiğinde kalbin çarpmaya başlıyor. Oyunculuğun yanında “acaba yazdığımız metni beğenecekler mi” endişesi de sarıp sarmalıyor seni. Hayatta en zor şey insanları güldürebilmek. Bunu başarabildiğimiz için çok mutluyum.
- Cevahir Önder: Kuliste ilk sahnenin ezberini ve oyununu yaptık. Hüseyin’e baktım ve dedim ki; biz birçok şeyi birlikte başardık hadi çıkalım bunu da başaralım ve içeri girelim.
◊ İki kardeş aynı sahnede olmak nasıl?
- Hüseyin Önder: Aslında bu süreç anne karnından başlıyor. Yani birlikte olmak, aynı alanı paylaşmak, aynı işi paylaşmak ve aynı sahneyi paylaşmak. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz ve tamamlayabiliyoruz. Bize oyun sonrası gelen yorumlardan en önemlisi; iki kişi sahneyi doldurdunuz oldu. İkiz olmak zaten kendi başına mucizevi bir durum.
- Cevahir Önder: Sanırım en önemlisi güven duygusu. Sahnede de bu durum geçerli. Oyun sırasında biliyordum ki ben ne hata yaparsam yapayım zaten Hüseyin onu hemen kapatır. Oyun iki kişilik ama tek bir ruhla oynuyoruz.
KARAKTERLERİMİZ AYNI OLSAYDI BU OYUN ORTAYA ÇIKMAZDI
◊ Karakterleriniz de dış görünüşünüz kadar benziyor mu?
- Hüseyin Önder: Bize en çok sorulan sorulardan bir tanesi. Tek yumurta ikizleri, parmak izleri hariç, genetik özellikleri DNA yapıları aynı iki insan. Gel gelelim karakter yapıları çok farklılık gösterebiliyor. Bununla birlikte karakter yapıları ara sıra birbirleriyle yer değiştirebiliyor. Farklı şeyleri sevebiliyoruz ve beğenebiliyoruz. Olaylara tepkilerimiz bazen çok farklı olabiliyor. Sanırım yaş almaya başladıkça aradaki fark daha çok artıyor.
- Cevahir Önder: Karakter yapılarımız farklılık gösterse de bazı duygularımız çok benzer. Merhamet, yardımseverlik, hayvan sevgisi, yaşlılara ve çocuklara tutku, inançlarımız. Sonucunda DNA özelliklerimiz ne kadar aynı olsa da iki ayrı insanız. İkimiz de tamamen aynı olsaydık bu tiyatro oyunu sanırım hayata geçemezdi.
TELEVİZYONA İŞ YAPMAK İSTİYORUZ
◊ Bundan sonraki hayaliniz nedir?
- Hüseyin Önder: Tepkiler çok güzel ve bizi çok mutlu etti. İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde gösterimizi seyirci ile buluşturmak istiyoruz. Ne kadar çok insana dokunabilirsek ve yüzlerinde hoş bir tebessüm bırakabilirsek ne mutlu bize. 26 Ekim’de İstinye Park Saloon Amfi Sahnesi’nde olacağız.
- Cevahir Önder: Rafta zamanını bekleyen birçok projemiz ve hayalimiz var. Bu projeler kendi içlerinde Türkiye’de belki dünyada tek. Bu doğrultuda televizyonda bir şeyler yapmak ve daha büyük kitlelere ulaşmak istiyoruz. Doğal olarak yapımcılar ismi ve reytingi olan kişilere şans vermek istiyorlar. Ama aslında ikiz olmak ve bu konularda yetenekli bir ikiz olmak kendi başına marka değeri olan özel bir durum. Seyirci ve kamera ile olan ilişkimizin çok samimi olduğuna inanıyorum. Bakalım hayat bize neler hazırlayacak. Yaşayarak göreceğiz.