Güncelleme Tarihi:
KANAL D’nin sevilen dizisi “Dilek Taşı”nda Figen karakterine hayat veren Hazal Subaşı, Hello dergisinin yeni sayısına konuk oldu. Subaşı, “İlk kez bir dönem dizisinde rol alıyorsunuz. 1980’lerde geçen ‘Dilek Taşı’ dizisinde oynamak size neler katıyor?” sorusuna şu yanıtı verdi: “1980’ler Türkiye’nin içinde bulunduğu, sınandığı, zor bir zaman dilimi. Büyük acıların ve herkesin hayat mücadelesi içinde savrulduğu yıllar. Hep merak ettiğim, okuduğum kadarıyla hakim olmaya çalıştığım bir dönemi, bu proje sayesinde daha da hissederek yaşama fırsatım oldu.” Oyuncu, o dönemi deneyimlemek istediğini söyledi: “Günümüze baktığımızda, o zamanın şartları belki çok daha ağır. Ama içinde ayrı bir samimiyet de var.”
HAPİSHANE SAHNESİNDEN ÇOK ETKİLENDİM
Hazal Subaşı, rolüne nasıl hazırlandığını şöyle anlattı: “Özel bir çalışma değil de Figen’i gerçekten anladığım ve ifade etmek istediğim bir yerden resmediyorum. Fikirlerini beyan etmekten çekinmeyen bir karakter olmakla beraber, içinde bulunduğu durum, bazen sözlerin bile yetersiz kaldığı bakışlarıyla anlam bulduğu bir hayat. Hesapsız, kitapsız, sadece kalbiyle konuşuyor.” Oyuncu, “Sette zorlandığınız oluyor mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Dilek Taşı konusu, hikâyenin geçtiği dönem sebebiyle duygu yoğunluğu olan bir proje. Bu yüzden zaman zaman sahnelerde konuyu içselleştirdiğim anlar oluyor ve derinden etkileniyorum. İkinci bölümde yer alan hapishane sahneleri beni çok etkilemişti. Bir babanın kızına duyduğu özlem, çaresiz bekleyişi, kızına kavuşma isteği ve Figen’in bu duruma yaklaşımı beni inanılmaz duygulandırmıştı.”
Sabit fikirlilerden uzak duruyorum
Hazal Subaşı ayrıca “Bir insanda sizi neler etkiler ve ne soğutur?” sorusuna şu cevabı verdi: “Bir insanda beni en çok dürüstlük, şeffaflık, merhamet duygusu etkiler. Kendini geliştirme konusunda açık fikirli, hayattan keyif alan insanları da seviyorum. Samimi olmayan, kalbini hissetmeyen, hislerini yaşamaktan kaçan, sabit fikirli insanlardan olabildiğince uzak durmaya çalışırım.”
AŞKI DOYA DOYA YAŞAMAYI SEVİYORUM
İzmir’den İstanbul’a gelip Miss Turkey Yarışması’nda üçüncü seçilen Hazal Subaşı, kendisi için güzelliğin ne anlama geldiğini şöyle dile getirdi: “Çabasız güzelliği seviyorum. İyi hissetmenin, iç huzurun ve kendine değer vermenin aynadaki yansıması gerçek olan.” Oyuncu, aşkı ise şu sözlerle tanımladı: “Kalbimi hissettiğim, uçuş uçuş olduğum hallerin bütünü olarak tanımlayabilirim. Bu, ikili ilişkilerimde, yaptığım işlerde bana iyi gelen bir olma hali de... Aşkı doya doya yaşamayı seviyorum. Gözlerimin içine baktığında ışıltısını görmek şahane bir şey.”