Güncelleme Tarihi:
Kapadokya’nın eşsiz doğasında yaşanan imkansız bir aşk hikayesinin ekrana geldiği dizinin ilk bölümünde;
Güzel başlayan düğün gecesi Arhan’ın abisi Cemal’in vurulmasıyla bir anda kabusa döndü.
Hemen ameliyata alınan Cemal, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamazken, aynı dakikalarda oğlu dünyaya geldi.
Ölüm haberi Alaca Ailesi'ni yerle bir etti, Gönül, bütün öfkesini Deniz'den çıkardı.
Ben sana git dedim, dinlemedin... Oğlumu öldürdünüz be! Oğlumu öldürdünüz!
Cenaze için gelenler Alaca Konağı'nın avlusunu doldurdu.
Kocasına veda etmek istemeyen Roza ise Cemal'in cenazesini kimseye vermedi.
Seni öldü sanıyorlar ama ben biliyorum uyanacaksın... Oğlumuz doğdu onu büyüteceğiz beraber...
Cenazenin toprağa verilmesinin ardından Hakim, torununa bunu yapanların peşine düştü.
En başından beri Eşref'ten şüphelenen Hakim, Deniz'e takıntılı bir şekilde aşık olan Tufan'ın da şüpheliler listesinde olduğunu öğrendi.
Tufan'ın varlığını polislerden öğrenen Arhan, hesap sormak için Deniz'in kaldığı otele gitti.
Birbirlerine hiç ayrılmamak için söz veren Deniz ve Arhan kendilerini bir anda büyük bir çıkmazın içinde buldular.
Daha önce Deniz için ailesine rest çeken Arhan, bir kez daha sevdiği kadının elini tuttu:
Deniz benim karım ve yeri benim yanım!
Dizinin 2. bölümünde;
Hakim Alaca gelinine kucak açarken, başta Gönül olmak üzere evin diğer tüm bireyleri Deniz'e mesafeliydi...
En büyük tepki ise Roza'dan geldi.
Gönül ile arasında mesafe olsun istemeyen Deniz, kayınvalidesini odasında ziyaret etti ve ona çok üzgün olduğunu anlatmaya çalıştı.
Oğlunu kaybeden Gönül ise Deniz'e boşanma protokolünü uzattı.
Tufan'ın bağ evinde saklandığını öğrenen Arhan, Cihangir ve Belmondo ile birlikte adrese gitti.
Sabah ilk iş kardeşini arayan Ünzile, Deniz'in sesindeki tuhaflığı fark edince Sema'yı da yanına alarak konağa gitti.
Senin düğün gecende kollarında biri öldü... Kanlı gelinliğini ben yıkadım... Sana böyle sığıntı gibi davranmalarına izin veremezsin!
Kadeşine sözünü dinletemeyen Ünzile, Sema ile birlikte konağı terk etti.
Bazen cevap en akla gelmeyen yerdedir, her ihtimali düşünmemiz lazım
Annesinin Deniz'i konağın misafir odasına yerleştirdiğini öğrenen Arhan, duruma hemen müdahale etti.
Eğer Cemal'imin ölümüyle alakan varsa bedelini ödeyeceksin
Deniz'in Lal'den rahatsız olduğunu söylemesinin ardından Arhan karısını çocukluğunun geçtiği at çiftliğine götürdü.
Deniz'e düğün hediyesini veren Arhan, dedesinden gelen telefonla soluğu holdingde aldı.
Sema'dan Deniz'in konaktan çıkacağını öğrenen Tufan, saplantılı olduğu aşkının peşine düştü.
KİM KİMDİR?
Arhan karizmatik, zeki, kararlı ve sözüne güvenilir biridir. Alaca ailesinin en küçük oğlu olmasına rağmen dedesi ona çok güvenir. Yurtdışında işletme bölümünde okumuş ve aile işlerinde yer almak için ülkeye geri dönmüştür. Kapadokyalı ailesinin İzmir’de açacağı otelle ilgilenirken hayatının aşkı Deniz’le tanışmıştır. Arhan Deniz’le ciddi bir adım atmak için onu ailesiyle tanıştırmak istediğinde ailesinin tepkisi ile karşılaşır. Tıpkı babası ve dedesi gibi inatçı, doğru bildiği yoldan şaşmayan Arhan, ailesini karşısına almak pahasına sevdiğinden vazgeçmez. Deniz’le aileden uzakta bir hayat kurmayı planlarken hayat onları Kapadokya’da aile konağında yaşamaya mecbur eder. Arhan’ın asıl sınavı o zaman başlar. Deniz’in tanıdığı modern görüşlü, neşeli, ele avuca sığmaz Arhan’ın bir de geleneklerine bağlı, ailesini her şeyin önüne koyan, intikam istediğinde öfkesine hakim olamayan yanı vardır. Arhan bu ikilemlerin arasında zaman zaman bocalasa da kalbinin sesini dinleyerek dengeyi bulmaya çalışır.
Deniz güzel, akıllı ve modern bir kadındır. Kökleri Karadeniz’de olsa da İzmir’de doğup büyümüş, üniversitede tıp bölümünü okumuştur. Okuldan yeni mezun olan Deniz, mesleğini eline almak için sınavlara hazırlanmaktadır. Anne babasını küçük yaşta kaybetmesine rağmen üzerine titreyen ablası sayesinde mutlu denebilecek bir çocukluğu olmuştur Deniz. Ayakları yere basan bir kız olsa da Jane Austen romanlarını tutkuyla okumakta, tıpkı onlardaki gibi bir aşk yaşamayı hayal etmektedir. Arhan’ı daha ilk gördüğü an aradığını bulduğunu anlar. Çok sevdiği doktorluk mesleğini yaparken Arhan’la mutlu bir yuvası olacağını düşünür. Ancak Arhan’ın ailesiyle tanışmak için Kapadokya’ya gidişi hayatının dönüm noktası olur. Kısa bir süre sonra kendini Alaca Konağı’nın gelini olarak orada yaşarken bulan Deniz, Arhan’ın da hiç tanımadığı yönleriyle karşılaşacaktır. İstenmediği bu konakta var olma mücadelesi verecek olan Deniz çok sevdiği Arhan’la mutlu olabilmek için elinden geleni yapacaktır.
Hakim her zaman net bir tavrı olan, despot, öngörülemez bir adamdır. Tek evladı Tarık’ı genç yaşında kaybedince ondan geriye kalan dört torununu bir baba gibi sahiplenmiştir. Hayatta onca tecrübe edinen Hakim, insanlar ve olaylar karşısında soğukkanlı ve acımasız olabilmektedir. Kendisine yapılan bir saygısızlığı asla kabul etmez ve kenarda her zaman hazır planları bulunur. Kendi kurduğu, paranın ve gücün odakta olduğu bu sistemde, Hakim Alaca ismini hep en tepeye yerleştirir. Tabiri caizse ölümsüz olmak istiyordur Hakim. Bu yüzden asla yıkılmaz biri olduğunu her fırsatta herkese gösterir. Genç ve güzel bir kadın olan Hanzade’yle evlenmesi de aslında bu sebeptendir. Hakim kindar ve zalim görünse de her şeyi ailesini ve soyadını korumak için yapıyordur. Çünkü hayatın kendisinden daha acımasız olduğunu bilmektedir.
30’lu yaşlarındaki Cihangir, önceden bir evlilik geçirmiş, bu evliliğinden ise Hakimcan ismini verdiği sağlıklı bir oğlu olmuştur. Ancak ailecek gittikleri bir seyahat sırasında alkollüyken yaptığı bir hatayla trafik kazasına sebep olan Cihangir, eşinin ölümüne oğlunun ise tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına sebep olmuştur. Zaten çok dengeli ve düzgün bir kişiliği olmayan Cihangir bu olayla iyice dağılmış daha da alkole tutunmuş, dibe battıkça da iyice hırslanmıştır. Hakim’in torunları arasında en hırslı ama hırslı olduğu kadar da beceriksiz sayılabilecek biridir Cihangir. En büyük isteği, dedesi Hakim’in ardından tüm işlerin başına geçmektir. En büyük torun olarak da bunun onun hakkı olduğuna inanmaktadır. Ama ne var ki ona verilen işlerin hiçbirini bir türlü başarıyla tamamlayamaz. Kardeşi Cemal, bu taht oyununda onun en ciddi rakibidir. Cihangir, dedesini de bir idolden çok bu yarışta bir düşman olarak görüyordur. Şu an için varlığını tehdit olarak görmediği Arhan ise en büyük rakibi olacaktır.
30’lu yaşlarındaki Hanzade, Hakim’in asistanı olarak Alaca Konağı’na adım adım yaklaşmış, sonunda amacına ulaşarak Hakim’le evlenmeyi başarmıştır. Ancak evlenecekleri sırada önüne konan evlilik sözleşmesi Hanzade’nin planlarını biraz değiştirir. Fakir bir aileden gelen Hanzade tekrar sefalete dönmemeye yeminlidir. Evlilik sözleşmesini imzalasa da yeni bir plan kurar. Hakim öldüğünde tekrar parasız kalmamak için rotayı ailenin en zayıf halkası olan Cihangir’e çevirir. Hanzade bencil, konumunu korumak için her şeyi yapabilecek bir karaktere sahiptir. Evin içinde Arhan ve Deniz’in aşkına karşı çıkmayan nadir isimlerden biridir ancak bunun sebebi de Arhan’ın Deniz’le birlikte evden uzaklaşmasını sağlayıp Cihangir’i işlerin başına geçirmektir.
Gönül, Hakim Alaca’nın tek gelinidir. Eşi Tarık yıllar öncesinde vefat edince oğulları Cihangir, Cemal, Arhan ve kızı Alara’yı gözünden bile sakınarak büyütmüştür. Fedakar bir kadındır ve evlatları için birçok şeyi gözünü bile kırpmadan yapabilecek biridir. Aslında özünde iyi bir insan olsa da geçmişte yaşadıkları onu katılaştırmıştır. Düğün gecesi olanlardan dolayı Gönül Deniz’i asla kabullenmeyecek, onu o evden uzaklaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Gönül’ün Eşref’le geçmişte yaşadığı bir aşk hikayesi vardır. Çok gençken ikisi de birbirine aşık olmuş ancak hayat onların kavuşmasına izin vermemiştir. Gönül bu olayla aşk denen duyguyu rafa kaldırmış, aileyi her şeyin önüne koymuştur. Ancak kendi kabul etmese de kalbinin bir yerinde hala Eşref’e duygular beslemektedir.
30'lu yaşlarının sonunda, fedakar, çalışkan, inandığı doğruların peşinden giden biridir Ünzile. Hayat onun için hep zor olmuş ve özveri gerektirmiştir. Ünzile daha on altı yaşındayken başına gelen olayla ailesi Artvin’i terk edip İzmir’e yerleşmiştir. Ünzile o yaşında, büyük bir sırrın ve hayatı boyunca karşısına çıkacak bir yalanın sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmıştır. Anne ve babasını bir trafik kazasında kaybedince de Deniz ve Sema’nın tüm sorumluluğu Ünzile’nin üzerine kalmıştır. Ünzile özellikle Deniz’in üzerine titremekte, kendi yaşadığı deneyimden ötürü Deniz’e karşı aşırı korumacı davranmaktadır.