Güncelleme Tarihi:
◊ İlk kez bir günlük dizide yer alıyorsun. Nasıl gidiyor?
- Sektöre girdiğimden beri hayatımın en yoğun dönemini yaşıyorum. Dizinin her gün izlenmesi demek, her gün yoğun bir şekilde çalışmak demekmiş. Haftanın 6 günü ciddi bir tempoda çalışıyoruz. İç içe çektiğimiz bölümler oluyor ve bir oyuncu için duygu devamlılığını tutabilmek, hikâyeyi kafanda doğru yere oturtabilmek zormuş. Ama alıştık, güzel gidiyor.
◊ Günlük dizi izleyicisi daha sadık oluyor değil mi?
- Evet daha sadık, televizyona daha bağımlı aslında. Karakterlerle çok bütünleşen bir kitleye sahibiz. Bundan önceki oynadığım dijital işin kitlesi farklıydı, bu farklı. Böyle olunca ona göre oyunculuğunu da değiştiriyorsun, kitleye göre o markayı tanıtmaya çalışıyorsun. Ben işe iş gözüyle bakarım. Oyuncuyum ben, bu bir yolculuk. Onlardan aldığım dönüşler çok güzel.
DÜRÜSTLÜĞÜN OLMADIĞI HİÇBİR YERDE DURAMAM
◊ Nasıl yorumlar geliyor?
- Gerçekten çok daha fazla inanan bir yerdeymiş bu kitle. Karakterin yaptığı sözde doğru ya da yanlış hareketi onlar çok içselleştiriyor. Gerçekten benim dizide canlandırdığım Güneş karakteri olduğuma inanıyorlar. Hira’yı unuttular.
◊ Güneş karakteri kardeşine atılan iftiranın peşine düşüyor. Bir röportajında da Güneş için “karakterime yakın bir rol” demişsin. Sen de haksızlığa gelemeyen, iftiralara boyun eğmeyen biri misin?
- Dürüstlük benim için çok önemli. İnsanların ya da durumun dürüst olmadığı yerde hiç duramıyorum, katlanamıyorum. Eğer Güneş gibi söz konusu kardeşimse, dünyayı yakarım. Yapabileceklerimin sınırı yok. Ama önemsemediğim bir insanın bana karşı iftira attığı noktada sakin kalırım. Güneş’le en baştaki yolculuğumuzda benziyorduk ama şimdi biraz fazla aşka tutuldu. Orada da karakterini yok etmeye başladı hisleri yüzünden. Ben öyle bir yoldan gitmezdim.
AŞKTA BİR KRİTERİM YOK
◊ Sen Hira olarak ne yapardın? Aşk yerine mantığın mı ağır basardı?
- Bu soruya iki sene önce çok farklı cevap verirdim ama artık bence gerçek aşkın olduğu noktada o kadar her şey uyumlanıyor ki. Mantığın, ruhun, bedenin, fikirlerin, vizyonun... Zaten iç içe geçiyor ve uyum olunca sonsuz aşka gidiyorsun. Daha önce ütopik ve gerçek olmayan şeyler anlatabilirdim ama şu an inandığım ve deneyimlediğim böyle bir şey değil. Çok güzel bir şeymiş büyümek.
◊ Aşkta en büyük kriterin nedir?
- Aşkta bir kriterim yok. Hira olarak şu anda kendimle çok fazla yüzleştiğim bir yerdeyim. Yüzde yüz kendim olduğum noktada, yüzde yüz kendi olan bir adamla olunca inanılmaz bir uyumlanma oluyormuş. Çıkabiliyormuş o adam karşına. Onu gördüm şu an. Öyle bir ilişki içindeyim.
Samimiyetsizliğe tahammül edemem
◊ Dışarıdan nahif, sakin gözüküyorsun, öyle misindir?
- İçsel olarak çok sakinim ama çok hareketliyimdir. Duramam yerimde. İnsanın kötü hissettiği yerler oluyor ama birine tırnaklarını çıkarıp da intikam almak bana saçma geliyor. Savaşmıyorum öyle şeylerle. Bırakıyorum direkt.
◊ En çok neye tahammül edemezsin?
- Samimiyetsizlik.
◊ Şener Şen hayranıymışsın. Hiç tanıştınız mı?
- Oyununa gittim, tanıştık ama çok yorgundu, sohbet etme şansım olmadı. Bir arkadaşımın Urla’daki restoranına sık gittiğini duydum, onu darlıyorum şu anda! Denk getirirsem masasına oturmayı düşünüyorum.
Bir ilişkimde çok ağır psikolojik şiddet gördüm
◊ Gündemden düşmeyen kadın cinayetleri hakkında sence neler yapılmalı?
- Çok hassas bir konu. Ne yapılması konusunda bence zaten hemfikiriz aslında. Cezai şartların daha da sertleşmesi gerekiyor.
◊ Senin fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kaldığın oldu mu?
- Evet, ben de bir ilişkimde çok ağır psikolojik şiddet görmüştüm. Sonra yönetmeyi öğrendim ve gidebildim. O yüzden kadınların da neler yaşadığını az çok anlayabiliyorum.