Güncelleme Tarihi:
■ “Üç Kız Kardeş” dizisinin kadrosuna sonradan dahil olmuştunuz, şimdi de “Yalan” ekibine sonradan katıldınız. Üst üste değişik bir tesadüf olmuş. Dezavantaj yaratmıyor mu bu durum
- Aslında ilk başta korkularım olmuştu çünkü ben gerçekten çok kolay adapte olabilen bir insan değilim. Bu da çekingenliğimden kaynaklanıyor. Hiçbir zaman çok girişken olamadım. Ama mesela “Yalan” dizisinde o kadar güzel karşılandım ki, çok çabuk adapte oldum. Sanki başından beri o insanlarla tanışıyormuşum gibi hissettim.
■ Dizide adalet peşinde koşan bir karakteri canlandırıyorsunuz. Normalde de adaletin peşinden cesurca koşan biri misiniz?
- Evet, öyleyim. Ben de haksızlık, adaletsizlik karşısında kendimi çok kötü hissediyorum. Elimde olsa da keşke herkese dokunabilsem, ulaşabilsem bu konuyla alakalı. Gökberk ile oradaki karakter bu anlamda aynı diyebilirim.
■ Adaletsizlikle sınandınız mı hiç?
- Çok sınandım. Ve o çaresizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Anlatamıyorsun, ulaşamıyorsun, dokunamıyorsun, sesini çıkartıyorsun ama duyulmuyorsun.
OYUNCULUKTAN ÖNCE HAYATIM SPORDAN İBARETTİ
Arkadaşınıza yaptığınız set ziyareti sırasında keşfediliyor, sektöre adım atıyorsunuz. Bu bir tesadüf mü, kader mi sizce?
- Ben aidiyet duygusunu çok severim. Bulunduğum yerde aidiyet duygusu çok ağır basıyor bende. Ait hissettiğimi anladığım an varım. Sektöre girişim sürpriz bir şekilde oldu ama tadını aldıkça çok ait hissettim. Ama bazı şeyler olması gerektiği için olur, bazı insanlar tanıman gerektiği için girerler hayatına. Yaşanan aslında olumsuz örnekler de buna dair. Hepsi birer tecrübe.
■ Oyunculuktan önce neler yapıyordunuz?
- Hayatım spordan ibaretti. Ring sporlarına meraklıydım. Devam etseydim mesleğim olurdu. Hobi olarak başladı, ciddi bir hal aldı. Sonra askere gittim geldim, oyunculuk girdi hayatıma.
■ Spora hâlâ düşkünsünüz. Rol için kilo almanız gerekse ne yaparsınız? Mesela göbek bırakmanız istense...
- Yaparım, çünkü bu işi çok seviyorum. Gereği neyse onu seve seve yerine getiririm. Bu da işimizin bir parçası.
YETENEK DE GÜZELLİK DE TEK BAŞINA İŞE YARAMIYOR
■ Yer aldığınız işlerin hepsi ilgi gören projelerdi. Burada şans mı, yetenek mi, dış görünüş mü ağır bastı sizce?
- Artık sektörde çok güzel kadınlar, çok yakışıklı erkekler var. Tamamen bununla alakalı olduğunu düşünmüyorum ama puzzle’ın en önemli parçalarından da biri. Bireysel olarak asla rekabet peşinde değilim. Ben yaptığım işe, sevdiğim işe, bulunduğum yere hep inanmışımdır. O yüzden çabalarım da hep bu yönde, inandıklarım doğrultusunda olmuştur. Setlerde sevilirim de. Haliyle her şeyin birer etken olduğuna inanıyorum. Yetenek de güzellik de tek başına bir işe yaramıyor.
■ Şans ne kadar etkili?
- Elbette etkilidir. Ama bazen kendi şansını kendin yaratırsın. Ben hayatın getirdiklerini kabullenmiş, şükür dolu bir insanım. O yüzden hayat bana çok güzel bir sürpriz hediye sundu, ben de bunu elimden geldiğince layıkıyla değerlendirmeye çalışıyorum.
■ Tanındığınızı ilk nasıl anladınız?
- Bir gün bir proje kapsamında imza günü düzenlemiştik. Çok heyecanlıydım. Aynı projeden birkaç oyuncu arkadaş olarak gittik. ‘Umarım gelen olur’ diyordum. Ben hayatımda kendimle alakalı öyle bir kalabalığı daha önce hiçbir yerde görmedim. Çığlıklar, sevgi seli inanılmazdı. O anı hatırladıkça hâlâ tüylerim diken diken olur. İlk tanındığımı o zaman anladım. Çok güzel bir kitlemiz var. Aile gibi olduk.
■ Aldığınız en ilginç yorum ne oldu?
- Bazen insanlar bizim de birer çalışan olduğumuzu unutuyorlar. Ben de bir oyuncu olarak bir çalışanım. Mesela “Gökberk sakallarını, saçlarını uzat bir an önce” diyorlar. Bu benim elimde olan bir şey değil ki.
SKANDALIM YOK O YÜZDEN PEŞİME DÜŞMÜYORLAR
◊ Magazin dünyasında her zaman gündeme gelen biri değilsiniz. Evcimen misiniz?
- Evcimenimdir ama dürüst olmak gerekirse gideceğim yeri önceden haber veren bir insan değilim. Çünkü görüntüleyen insanlara vahiy gelmiyor. İnsanlar belli başlı yerlerde takılmaya, görüntü vermeye alışmışlar. Ben de bunun dışında sakin, huzurlu bir hayat yaşadığım için çok fazla denk gelemiyoruz. Yoksa evet evcimenim, ev âşığı bir insanım ama ben de dışarı çıkıyorum. Benim skandalım yok ya o yüzden de peşime çok düşmüyorlar. Kamera karşısında saçmalayanlardan da değilim, ona buna taş atıp gündeme gelenlerden de. Zaten haftanın bir günü Kanal D’de her hafta sevenlerimizle buluşuyoruz.
◊ Bir de antika merakınız var. Bu ilgi nereden geliyor?
- Bir gün eski bir arkadaşımla gezerken antika fuarına denk geldim. Fuarda arkadaşımın bir tanıdığı tezgâh açmıştı. Ve onun mekânındaki ürünler de dikkatimi çekti. Antika ucuz bir hobi değil. Para kazanmaya başladıktan sonra da alışveriş yapmaya başladım.
◊ İlk antika olarak ne aldınız?
- Bir müzayededen II. Dünya Savaşı’na ait askeri pusula ve dürbün almıştım. Benim için terapi gibi. Annem rahmetli olduktan sonra antikacılar ruhuma çok iyi gelmişti.
DUYGU ADAMIYIM AMA MANTIK DIŞI TAVIRLARA ÇOK KIZARIM
◊ Aşkta nasıl bir Gökberk var? Duygu mu mantık mı ön planda?
- Duygu adamıyım ama mantık dışı tavırlara çok kızarım. İkisi de doğru orantılı gidiyor.
◊ Bir ilişkide asla ne yapmazsınız?
- Asla bencillik yapmam. Ne kadar ilişkide olunsa da herkesin özel bir alanı vardır. Asla özel alanlara müdahale edilmesinden hoşlanmam.
◊ Neyi affetmezsiniz?
- Klişe olacak ama kandırılmak istemem. Göz göre göre aptal yerine konmayı hiç istemem.