Erdem Akakçe: Fadıl tren kazası gibi biri

◊ Erdem Bey, uzun zamandır farklı projelerle hayatımızdasınız. Nasıl başladı oyunculuk maceranız?
- Aileden kalma bir özellik oyunculuk... Dedem, amatör olarak oyunculukla ilgilenmiş. Amcam da baletti. Hatta babam gençliğinde konservatuvarda trompet sınavına girmiş, kazanmış ama dedem kabul etmemiş. Yani sanatın genetik bir miras olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kendimi bildim bileli müzik ve tiyatroyla iç içeydim. Böyle başladı mesleğe olan ilgim.
◊ Şimdi “Babam ve Ailesi”nde Fadıl rolündesiniz. Sizden canlandırdığınız karakteri dinleyebilir miyiz?
- Fadıl, paragöz, zahmet çekmeden zengin olmanın yolunu arayan ve buna kafaya takmış bir adam. “İyi ki böyle bir tanıdığım yok” diyeceğim bir insan. Ne yazık ki dünyada onun gibi olan çok insan var. Resmen tren kazası gibi biri Fadıl...
◊ Peki neydi bu rolü kabul etme sebebiniz?
- Öncelikle Gold Film’le çalışma imkanı bulmuş olmam.
Bir de kadroda sevdiğim insanlar olduğunu görünce kabul ettim.
Tabii rol de cazip geldi, çünkü daha önce bu kadar kötü bir karakteri canlandırmamıştım. Benim için güzel bir fırsat olduğunu düşündüm ve kabul ettim.
HAYATA ZARAR
BİR TİP
◊ “Ben Fadıl’ın yerinde olsam asla yapmazdım” dediğiniz neler var?
- Fadıl gerçekten hayata zarar bir tip. (Gülüyor) Kızamıyorsun da, çünkü kendince haklı sebepleri var. Ama ben ne yapsam, Fadıl’ın yerinde olamazdım. Daha hikayenin başında yeğenini kaçıran biri düşünün. Olaylar geliştiği zaman kim bilir neler yapar...
◊ “Babam ve Ailesi” gibi güçlü bir işte, genç bir kadroyla çalışıyorsunuz. Set ortamı nasıl?
- Çok keyifli bir ortam. Güzel uyum yakaladık. Bir de izleyicinin ilgisi de gayet iyi.
Hatta iyinin de üstünde.
Keyifli bir işte, keyifli bir kadroda çok mutlu bir şekilde çalışıyorum.
Her şey yolunda, büyük şevkle çalışıyoruz.

PAZAR
GÜNLERİ
SAHNEYE ÇIKIYORUZ
◊ Bugüne dek canlandırdığınız karakterlerden en çok hangisini sevdiniz ya da unutamadığınız karakter hangisi?
- Oynadığım hiçbir karakteri unutmam. Unutmak demeyelim zaten, rafa kaldırmak diyelim.
Hepsini severek oynadım.
◊ Peki hangi karakteri canlandırmadan veya hangi oyunu sahneye koymadan bu mesleği bırakmak istemezsiniz?
- Çok var, tek tek sayamam. Ama Çehov’un tüm oyunlarını oynamayı isterim.
◊ Devam eden ya da yeni başlayacak bir tiyatro oyununuz var mı?
- Tek kişilik bir stand-up şovum var; “Kafa Ayarı” diye. Onu sahneliyorum arada.
Bir de Hayal Kahvesi’nde bir grubumuz var, pazar günleri orada çıkıyoruz.
Kasımdan sonra çarşamba günleri sahne alacağız. Herkesi bekleriz.
TELEViZYON iZLEMEYE VAKiT YOK

◊ Takip ettiğiniz diziler var mı?
- Çok televizyon izleyemiyorum. Vaktim olmuyor açıkçası.
◊ Beğendiğiniz isimleri soralım o zaman...
- Herkesi seviyorum. Ayırdığım isim yok. Bütün meslektaşlarım şahane!
◊ Sıradan bir gününüz nasıl geçer?
- Çekim olduğunda sete giderim. Olmadığında kedim ve köpeğimle ilgilenir, onlarla iyi vakit geçiririm. Bir de yürümeyi çok severim ve bol bol yürürüm.

TAKiPTE KALIN

◊ Son olarak “Babam ve Ailesi” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Mutlu ve keyifli seyirler diliyorum. Takipte kalsınlar, kim bilir daha neler neler olacak.