Emre Kıvılcım: Karşımıza çıkmaya cesareti olanlar bir kez daha düşünsün

◊ Kanal D’nin ilgiyle takip edilen yeni dizisi “Veda Mektubu”yla izleyici karşısına çıkıyorsunuz. Dizide hayat verdiğiniz Mehmet nasıl biri?

- Mehmet geleneklerine bağlı bir ailede büyümüş, şimdiye kadar her zaman önceliği ailesi olmuş ve saygıda kusur etmemiş. Sorumluluğunu bilen, olgun, kendini geliştirmiş ve şu anda işinin başında olan bir karakter. Şimdiye kadar mantığıyla kararlar vermiş ve bunun doğru olduğuna inanmış. Ama bu sefer duyguları çok daha ağır basmış ve kendi yaşantısıyla da çelişmiş bir halde. Şimdiye kadar yaşamadığı hisler, kalbinin sesini duymasını sağlamış ve hayatın anlamı daha değerli hale gelmiş. Ama bir yandan da yaşanan olaylar onun asla görmek istemediği birçok durumu gün yüzüne çıkarıyor.

◊ “Veda Mektubu” senaryosunu okuduğunuzda ilk ne hissettiniz? Senaryoyu kabul etmenizdeki en büyük etken ne oldu?

- İlk başta yapımcımız Gül Oğuz’un hayallerini, senaryoyu ve Mehmet’i anlatması ilk etapta beni pozitif olarak projeye bağladı. Senaryoyu okuduğumda da dizide gerçek hayattan esinlenilmiş olması ve her karakterin özellikleri daha ilk bölümden etkili bir şekilde gösterilmiş olması ve Mehmet’in kararlı ve olgun duruşuyla birlikte yaşayacağı o kıymetli aşkın gücü beni çok etkiledi. Aynı zamanda karakterin tek düze olmayışı yani çok yönlü olması birçok olayı beraberinde getireceği için bu karakteri oynarken alacağım haz da ayrı heyecanlandırdı.

SOSYAL MEDYADA ÇOK GÜZEL MESAJLAR ALIYORUM

◊ Gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanmış bir dizide rol almak size neler hissettiriyor?

- Gerçek hayatta yaşamış bir karaktere veya yaşanmış bir olaya hayat vermek bir oyuncu için büyük deneyim bence. Çünkü; senaryodaki anların çoğu yaşanmış ve bu da sizi sahnelerde gerçeğe bürünme halini hızlandıran bir süreç oluyor. Dolayısıyla her sahneye daha özenle çalışıyor ve o ruh haliyle bütünleşmeye çalışıyorum.

◊ “Veda Mektubu” ekrana gelen bölümleriyle sosyal medyada çok konuşuldu. Size gelen yorumlar nasıl?

- Gerçekten sosyal medyada dizimize olan ilgi alaka çok yüksek ve giderek de artıyor. Çok güzel mesajlar alıyorum ve elimden geldiğince hepsini okumaya çalışıyorum. İzleyicilerimizin karakteri bu kadar hızlı benimseyip takdir etmesi benim için ayrı heyecan. Onların heyecanı bizim heyecanımız. Sevenlerimizle birlikte giderek büyüyen bir ailemiz var. Bunu bilmek bizler için bir gurur...

◊ Mehmet karakteriyle özdeşleştiğiniz noktalar var mıdır?

- Sanırım özdeşleşmediğim kısımları söylemek daha kolay olacak benim için. (Gülüyor) Çünkü; Mehmet neredeyse tam olarak benimsediğim ve içselleştirdiğim bir karakter oldu. Mehmet’in duygusunun ve sözlerinin arkasında durması, kararlı yapısı, olaylara çoğu zaman mantıksal yaklaşması, ailesiyle olan ilişkisi ve onlara olan saygısı, olaylara verdiği tepkilerde durması gerektiği yeri bilmesi, aşkına sahip çıkması, hata yaptığında özür dilemeyi bilmesi gibi gibi ortak özelliklerimize devam edebilirim. (Gülüyor)

MEHMET HİSLERİNİN GÜCÜNÜN FARKINDA

◊ Dizide Mehmet ve Aslı aşkı sosyal medyada çok büyük bir ilgi gördü. Dizinin ilerleyen bölümlerinde siz Aslı ve Mehmet aşkını nasıl öngörüyorsunuz?

- Açıkçası nasıl ki gerçek hayatta hayalleriniz planlarınız olur ve yaşanıp yaşanmayacağını bunların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilemezsiniz, tam da öyle bir durumdayım. Gerçek hayatın içinde bir sürecin içindeyim sanki. İlerleyen  bölümlerde ne olacağını ben de çok merak ediyorum. 

Ama böylesine güçlü bir aşkın karşısına, ne gelirse gelsin alt edeceğini hissediyorum. Ve bu aşkın, birbirlerini tanıdıkça giderek büyüyeceğini düşünüyorum. Karşımıza çıkmaya cesareti olanlar bir kez daha düşünsün diyorum. (Gülüyor)

◊ Mehmet, Aslı’ya olan aşkı için ailesini karşısına aldı. Sizce aşk ne anlam ifade ediyor?

- Mehmet birçok şey yaşamış ve bunlardan gerektiğinde kendini eleştirerek ders çıkarmayı başarmış ve yaşadığı zorlukları bir tecrübe olarak görmüş biri. Dolayısıyla yaşadığı hislerinin gücünün o kadar farkında. Ve kalbi birisi için böyle atarken sadece ailesini değil dünyayı karşısına almaya hazır.

Aşk, kendinden çok karşındakine değer vermektir, kendinden önce karşındakini düşünmektir, aşk fedakarlıktır bence. Sen ne halde olursan ol, sevdiğin kişi mutlu olduğunda senin tüm dertlerinin sıkıntılarının bitmesidir. Kalplerin beraber atmasıdır. Ben, sen değil biz olabilmektir.

◊ Yaptığınız işlerde kendinizi eleştirir misiniz?

- Yalnız kalmayı, düşünmeyi seven biriyim, kendimle sürekli bir iç dünyamda konuşma halindeyimdir. Zaten kişi kendini eleştirmeyi başaramıyorsa kendini geliştirmeyi ya da hatasını fark etmeyi de çok etkili şekilde başaramıyordur. Bence, eleştirdikçe doğruya ulaşmaya çalışırsın ve yaşananlardan daha hızlı ders alıp tecrübe edinirsin. Bunu başarabilmek ve eleştiriye açık olmak bazı insanlar için  çok kolay olmuyor. Kendi hayatımda da kendini her zaman haklı ve hatasız gören insanlardan uzaklaştığımı fark ettim mesela.

İyi bir satranç oyuncusuyum

◊ Kendinizi geliştirmek istediğiniz noktalar var mıdır?

- Hayatta en büyük zevklerden biri insanın kendini geliştirmesi ve bunu gözlemlemesi ve  farkında varmasıdır. Çok iyi bir satranç oyuncusuyumdur bu konuda daha ileri düzey seviyeye çıkmayı çok isterim. Oyunculuk konusunda zaten her projemde daha yolun başında gibi hissediyor ve edineceğim tecrübelerin peşinden koşuyorum.

◊ Yarım kalan hikâyelerin bir şekilde tamamlanacağına inanıyor musunuz?

- Öyle düşünmüyorum. Bazen bazı şeylerin yarım kalması gerekiyordur. Bu senin mutluluğun için, doğru adımlar atman için olası bir durumdur. Bu yüzden her zaman hayallerim ve hedeflerim için elimden gelen her şeyi yapıp sonra zamanı akışa bırakmayı tercih etmişimdir.