Elif Sağlamyürek kimdir? Hayatını anlattı
Güncelleme Tarihi:
Elif Sağlamyürek, katıldığı Sosyetik Ev Kadınları programı ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Mimar Sinan Üniversitesi'nden mezun olan Elif Sağlamyürek, mimarlığın yanı sıra sahne hayatına da devam ediyor. İşte, Sosyetik Ev Kadınları programını takip edenlerin merakla araştırdığı Elif Sağlamyürek hakkında merak edilen bazı bilgiler
Elif Sağlamyürek, hayatına dair merak edilenleri program başlamadan önce muhabirimiz Hakan Gence'ye anlattı. İşte, Elif Sağlamyürek'in hayatına dair bazı bilgiler;
Babam ziraat mühendisiydi. Mimar Sinan’da mimarlığı kazanınca İstanbul’a geldim. Sonra kendimi Maksim’de, sahnede buldum. Evlendim, eşim imkânları çok olan bir işadamıydı. Etiler’de bir villa showroom’u açtım. Davetler verdim ve cemiyet hayatına girdim. Semra Özal’la baş başa yemekler bile yendi. Ardından iki kere daha evlendim.
Hadi bize o görkemli hayatlarınızı anlatın...
O kadar çok alışveriş yapıyorum ki... Bazı şeylerden iki-üç tane alıyorum. Sahte ürün kullanmıyorum. Burada bazıları gerçek görünümlü Chanel falan takıyor ama benimkiler gerçek.
Kendinizi en zengin hissettiğiniz anınız?
Bir erkek arkadaşım doğum günümde yanıma kıyafet bile aldırmadan beni özel uçakla İtalya’ya götürdü. Michelin yıldızlı bir yerde yemek yedik ve alışveriş yaptık.
Dolabınızdaki en pahalı parça hangisi?
Oscar de la Renta elbise, 12 bin dolara aldım.
Avokado ve ananas olmazsa olmazım. Lucca bizim karargâhımız. People’a da sık gidiyorum. Must, Sunset ve Papermoon favorilerim.
Ne kadar estetiklisiniz?
Hepimizde işlem var. Güzel kalmalıyız. Bunlar kendimizi iyi hissettiriyor. Bende botoks var. Ekranda da yaptıracağım.
Dünyada açlık sınırında yaşayan insanlar varken sizin aşırı tüketimi destekleyen hayatlarınızı bu kadar göz önünde yaşamanız ne kadar doğru?
İbadet de kabahat de gizlidir canım. Elimizin uzandığına yardımda bulunuyoruz. Tabii bütün ülkeye yardım edecek halimiz yok.
O zaman sıkıntılarınız neler?
Olan bitenin farkındayız. Ama negatif enerjilerle beslenip tek başımıza yapamayacağımız şeylerin peşinde koşmuyoruz. Hayatımızı güzel yaşamaya bakıyoruz.