Ekranda mağduriyet edebiyatı

Güncelleme Tarihi:

Ekranda mağduriyet edebiyatı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2017 13:09

Show TV’nin yeni dizisi ‘Bir Deli Sevda’ güçlü oyuncu kadrosuna rağmen izleme zevkini neşesizliğiyle, umutsuzluğuyla gölgeliyor. Son zamanların talihsiz trendlerine boyun eğiyor.

Haberin Devamı

1. BİR ZENGİNLİK HURAFESİ

Bizim dizilerimizde sevgi yalnızca yoksullara mahsustur. Zenginler çekirdek aileden uzak, akrabadan, dosttan iş ortaklarına kadar her şeyi büyük bir sahtelik, yalan ve acımasızlık içinde yaşarlar. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz. ‘Bir Deli Sevda’da başrol annemiz Nermin astımlı astımlı kan ter içinde koridorlara paspas yaparken üzerine hırlayan kürklü, topuklu kadın (çünkü bütün zenginler kürk giyer!) tipik bir zengin-yoksul çatışması ve maalesef Türk dizilerinin atardamarı artık. Arabesk mağduriyetleriyle hırslanan yoksullar, hep insanlıktan çıkmış zenginlere bileniyorlar. ‘Bir Deli Sevda’ da farksız. Esas oğlan Mehmet de epey zengin ve onu sevmemize imkân tanımayacak kadar intikam hırsı ve acımasızlıkla dolu. Tüm karakterler ektikleri sevgisizliği biçerek kara delik gibi neşemizi çekiyorlar.

Haberin Devamı

2. NAMUSUYLA ŞEREFİYLE SÜRÜNENLER

Yavaş yavaş daha da dayanılmaz bir hal alan yeni bir trendimiz var. Namusuyla şerefiyle yaşayan yoksul kahramanlarımız, sırf bu ‘yüce’ hayat duruşu nedeniyle türlü eziyete maruz kalıyor. ‘Kara Yazı’nın kızları, ‘Bir Deli Sevda’nın Bahar’ı, Nermin’i hayatlarında küçük bir umuda, nefes alacak alana yer bırakmayacak kadar katı bir çileye mahkûmlar. Hem de bize sürekli verilen mesaj, gururlu oldukları için, kendilerini ‘satmadıkları için’ bu acılara onurlarıyla katlandıkları. Bu bir zamanlar izlediğimiz ‘azıcık aşım kaygısız başım’ üslubu da değil. Büyük bir mağduriyet edebiyatı, sefalet ajitasyonu, şikâyetin tüm çözümleri tahtakurusu gibi kemirdiği iç karartıcı bir tablo.

3. PAÇAVRA KADINLAR

Artık dizilerde güçlü, ayaklarının üstünde durabilen ve bunun için erkekleşmek zorunda kalmayan kadın karakter izleme umudumuzu yitirdik. Çoğunlukla düpedüz tartaklanarak, zaman zaman araya sıkıştırılan ‘erkek adam işini bilir, yengen duymasın şşştt!’ şakalarıyla aşağılanarak (‘Bir Deli Sevda’da her ikisi de mevcut) ha bire yerin dibine sokuluyorlar. Cinselliklerinden tamamen arındırılıyorlar, namuslu görünecek diye depresyon hırkalarıyla örtünüyorlar (Bahar’ın gardırobu da böyle). Ve en önemlisi, bir erkeğin onları kurtarmasına muhtaçlar. Bahar da çocukluğundan bu yana annesinin yetersiz kaldığı hissiyle onu terk eden babasının hayaliyle büyüyor. Genç kızlığı da zengin, iktidar sahibi bir erkeğin zavallı annesini çekip çıkarma umuduyla geçecek gibi görünüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!