Eda Elif Başlamışlı: Zorlukları seviyorum

◊ Kendinizi tanıtır mısınız?

- İnsanın kendine ait herhangi bir şeyi açıklıyor olması sanırım en zoru. Buna kendini tanıtmak da dahil. Ben hayatı olumsuzlukları ile birlikte seven ve her zaman gülümsemeyi ihmal etmeyen biriyim. Anı yaşamayı çok sevenlerdenim. Bugünümüzü kaçırırsak yarının da bir anlamı kalmıyor.

◊ “Aşk ve Umut” dizisinde canlandırdığınız Zeynep nasıl bir karakter?

- Hayatında birçok zorluklar yaşamış. Fakat bu zorluklar onu pes ettirmiyor, azimle başarıya ulaşmak için çabalıyor. Zeynep sürprizlerle dolu bir kız. Günün birinde hak ettiklerini alacaktır.

◊ Zeynep karakterine nasıl hazırlandınız?

- İlk önce yapımcı tarafından bana Zeynep’nin kişisel özellikleri iletildi. Ardından senarist ve yapımcıyla daha detaylı konuştuk. Zeynep karakterinin nasıl bir yapıya sahip olduğunu, onun sosyolojik yapısını, toplumda bir karşılığı olup olmadığını inceledim. Ben fikirlerimi, onlar da beklentilerini söyledi. Üçümüz karakter konusunda el sıkıştığımız anda Zeynep çıkmış oldu ortaya...

İYİ BİR PROJENİN İÇİNDEYİM

◊ Karakterinizde sizi çeken ne oldu, en çok hangi özelliğini sevdiniz?

- Beni sadece Zeynep karakterinin etkilediğini söylemek tam anlamıyla doğru olmaz. Öncelikle hikâyeyi çok beğendim. Dizinin hikâyesi başlı başına çok güzel. Bu güzel hikâyenin en güzel parçalarından biri de Zeynep. Zeynep’in yaşadıklarını yaşayan birçok kişi vardır. Ama tüm zorluklara rağmen Zeynep ayakta durmayı becerebiliyor. İçindeki güzelliği etrafına yansıtabiliyor. Zeynep çok dolu bir karakter. Acılar yaşamış olsa da geleceğe umut ile bakması beni çok keyiflendirdi.

◊ Peki sizi hayatta zorluklar yıldırır mı yoksa zorlukların üstüne mi gidersiniz?

- Tabii ki de zorlukların üstüne giderim. Zor da hayatın bir parçası. Ben de birçok insan gibi hayatımın içinde belli zorluklar yaşadım, ileride de yaşayabilirim. Ama hiçbir zaman geri adım atmadım, atmayı da düşünmüyorum. Zorluklarla yaşamayı ve her seferinde onları yenmeyi çok seviyorum.

◊ “Aşk ve Umut”un günlük dizi olması çekim yoğunluğu açısından sizi zorluyor mu?

- Günlük ve ya haftalık hangisi olur ise olsun setler gerçekten de kolay yerler değil. İnsanlar dışarıdan baktıklarında işimizin basit olduğunu düşünebilirler fakat bu işi sevmiyorsanız, tutkunuz yok ise bu yoğunlukta başarılı olma şansınız çok az. Ben dizileri günlük ya da haftalık olarak ayırmıyorum aslında. İyi proje vardır, kötü proje vardır. Ben iyi bir projenin içindeyim ve ne kadar yorulursam o kadar güzel geçtiğini düşünüyorum. Günlük diziler için geçmişten beri ‘çekimleri zor olur’ dense de profesyonel bir ekiple çalışıyorsanız bu sorun ortadan kalkıyor.

Aşk yemek olsa mantı olurdu

◊ Âşık olup mutlu olmayı seçenlerden misiniz, yoksa ‘Aşk acısız olmaz’ deyip aşka kavuşmayı dileyenlerden mi?

- Hayatın her parçasında olduğu gibi aşkta da mutlak mutluluk yoktur bence. Zaten insan âşık olduğunda mutluluğu değil âşık olduğu kişiyi hedefler. Aşkı tercih edenlerdenim fakat içinde acı olduğunu da biliyorum.

◊ Aşk bir yemek olsa senin aşk tarifin nasıl olurdu?

- Aşk bir yemek olsa bence mantı olurdu. Mantı yemeyi çok severim.

 Meditasyon vazgeçilmezim

◊ Set dışında bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?

- Köpeklerimle vakit geçiririm, kitap okurum. Zamanım var ise mutlaka uzun yürüyüşler yaparım. Meditasyon vazgeçilmezimdir. Ama asosyal bir insan da değilim. Sevdiğim arkadaşlarımla vakit buldukça görüşürüm. İnsanlar ile zaman geçirmek de beni mutlu ediyor.

◊ Canlandırmak istediğiniz özel bir rol var mı?

- Kendimi iyi hissedebileceğim karakterler oynamak istiyorum. Rol beni biraz da zorlamalı. Bana yeni ufuklar açmalı. Hem oynadığım karakter benden bir şeyler barındırmalı ama hem de ben oynayacağım karaktere evrilmeliyim. Benjamin Button gibi bir karakteri oynamayı çok isterdim.