Ece Özdikici merak edilenleri anlattı
Güncelleme Tarihi:
Ece Özdikici, üç sezondur Kanal D’nin sevilen dizisi “Poyraz Karayel”in sivri karakterlerinden Songül’ü canlandırıyor. Kendi penceresinden baktığında onun fevri çıkış ve skandallarına anlam veremese de önyargılı davranmıyor, “Herkes gibi onun da geçerli bir sebebi vardır” diyor. En çarpıcı tanımı ise “Onun nesini seviyorsunuz?” diye sorulduğunda yapıyor: “Patavatsızlığına bayılıyorum. Songül, kurtulunmak istenen ama bir türlü gönderilemeyen bir ‘şey’...”
◊ “Poyraz Karayel”in üçüncü sezonu geçen hafta başladı ve yine büyük ses getirdi. Neler söylemek istersiniz?
- Üçüncü sezonunda hâlâ seyircinin ilgisini çekebiliyorsak, bu takdir edilesi bir başarı. Gururluyum, mutluyum tabii... Bu sezonda olacakları seyirci gibi ben de heyecanla bekliyorum.
◊ Siz bu başarıyı neye bağlanıyorsunuz peki?
- Senaryo çok değerli. Ethem (Özışık) ve ekibi gerçekten çok özenerek yazıyorlar. İki sezon boyunca yönetmenimiz Çağrı Lostuvalı ve ekibi de harika gözleriyle, senaryoyu daha da değerli kıldı. Sezonun ilk bölümünde izledik ve gördük ki, Osman Taşçı da “Poyraz Karayel”in dilini güzel devam ettirecek. Çatı sağlam kurulunca, oyuncu zevkle oynuyor. Başarımızın sırrı açık; çalışmak.
◊ “Songül’ün yerinde olsam asla yapmam” dediğiniz bir şey var mı?
- Kimsenin yerinde olmadan kimseyi anlamak mümkün değil. Bu yüzden bütün yargılar yanlış. Kendi penceremden baktığımda, Songül’ün yaptığı hiçbir şeyi yapamam gibi geliyor. Ancak onun yerinde olsam bilemem ki hangilerini yapardım. Mutlaka haklı sebepleri vardır, herkesin olduğu gibi...
GELECEĞİ HAYAL ETTİKÇE HEYECANLANIYORUM
◊ Songül’ün nesini seviyorsunuz?
- Bir şekilde olaylara kendini hep dâhil etmesini seviyorum. Patavatsızlığına bayılıyorum. Songül, kurtulunmak istenen ama bir türlü gönderilemeyen bir “şey”...
◊ Bugüne kadar rol aldığınız yapımlar sizin için yeterli midir yoksa kaçırdığınız için hayıflandığınız işler oldu mu?
- Oyunculuk uzun bir serüven. İleride oynayacağım rolleri, geleceğim noktayı hayal ettikçe heyecanlanıyorum. Dolayısıyla tabii ki oynadığım hiçbir iş yeterli diyemem. Kaçırdığım için değil de, içinde olmadığım için çok özenerek izlediğim işler oldu. Bir de dillerine bayıldığım yönetmenler var. Merak ediyorum, acaba bir gün onlarla çalışabilecek miyim?
◊ “Poyraz Karayel”in kariyerinizdeki yeri ve önemi nedir?
- Bu diziyi ve oynadığım rolü çok seviyorum. Bir rolü iki yılda nasıl büyütebildiğimi, nasıl olgunlaştırdığımı deneyimledim.
BENİM HAYATIMDA DÖNÜM NOKTASI YOK
◊ İzleyicinin bıkmaması için oyuncunun neler yapması gerekir?
- Oyuncunun yapabileceği bir şey yok bence. Oyuncu ona ne verilirse onu oynuyor. Senaryo bir şeyler yapabilir diyebilirim.
◊ Sizin için başarının ölçütü nedir?
- Kendine olan saygını yitirmemek, kendini ve başkasını incitmeden yaşayabilmek bence başarıdır.
◊ Hayatınızdaki en büyük dönüm noktası nedir?
- Dönüm noktası yaşamadım sanırım. Benim hayatımda her şey zamanı gelince gerçekleşiyor. Şöyle bir şey yaptım ve hayatım tamamen değişti diyeceğim bir şey yok. Ancak kedim Limon ile karşılaşmam önemli... Mükemmel bir an bana göre... 14 yıldır beraberiz, hayatımı güzelleştiriyor. Eşim Mert’in hayatıma girmesi de öyle... Kendimi güvende hissettiriyor bana...
◊ Son olarak “Poyraz Karayel” izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- Çok değerliler, teşekkür ederim varlıklarına.
BU SEZON SEYİRCİYİ “HAYROLA KARYOLA” İLE GÜLDÜRECEĞİZ
◊ Dizi ve set dışında nasıl bir hayatınız var?
- Yoğun olarak prova yapıyorum bu ara. 30 Ekim’de yeni oyunumuz çıkıyor. Ferhan Şensoy’un yazdığı “Hayrola Karyola” adlı oyun bu sezon seyircileri çok güldürecek bence. Neredeyse tüm zamanım çalışarak geçiyor. Bu kadar yoğun olmadan önce ne yapardın diye sorarsanız, eğer hava güzelse doğaya atarım kendimi. Kötü bir hava varsa eve kapanır, resim yaparım. Sokak hayvanlarıyla ilgilenirim.