Güncelleme Tarihi:
◊ “Dönence” bu yaz çok konuşuldu, konuşulmaya da devam ediyor. Başlamadan önce bu kadar başarılı olacağını tahmin etmiş miydiniz?
- Ümit etmiştim demek daha doğru sanki. Çünkü artık baştan tahmin yürütemeyecek kadar değişken bir zemin üzerinde dizi sektörü. Bir oyuncu olarak elbette her başladığım işte olumlu sonuçlar almayı umarak çıkıyorum yola ama “Dönence” kişisel beklentinin de ötesinde çok özel bir konuyu işlemesinden dolayı farklı bir yerde benim için. Hem alışılagelmiş yaz dizisi çarkını kırmasından hem de çoğunlukla toplumun fark edemediği otizmli çocukların, gençlerin ve ailelerinin yaşamına ışık tutması açısından gerçekten kıymetli.
ANNE-KIZ SARILDIĞIMIZ SAHNEDE KENDİMLE DE TANIŞTIM
◊ Senaryo size ilk geldiğinde ne hissettiniz?
- İlk okuduğumda, çok değerli ama her anlamda çok özenli yol alınması gereken bir yolculuk olması gerektiğini düşündüm. Çünkü otizmli bireylerin yaşamlarının zorluğu anlatılırken hüznün de, tebessümün de dozunu hep çok iyi korumak gerekecekti. Sanıyorum tüm ekip olarak bunu başarabildiğimiz için sevildik.
◊ Bugüne kadar sizi en çok etkileyen sahne hangisi oldu?
- İlk bölümde AVM’de Gülce’nin geçirdiği kriz sonrası anne-kız 9 saniye sarıldığımız sahne. Ben orada sadece Gülce’yle değil, kendimle de tanıştım çünkü.
BU MUTLULUK TARİFSİZ
◊ Farkındalık yaratan bir dizide yer almak size ne hissettiriyor?
- Farkındalık yaratan, bir anlamda loş kalmış köşeleri biraz daha aydınlatan, otizmin daha net görünür olmasına bir nebze de olsa fayda sağlayan bir işin içinde olmak bana gerçekten iyi hissettiriyor. Bir çocuğun bile hayatını daha anlaşılır kılıp kolaylaştırıyorsak eğer ya da bir annenin omzuna bir el dokundurtabiliyorsak “Buradayım” diyen, en büyük kârdır bizim için. Ben o kadar çok anneden mesaj alıyorum ki “Siz bensiniz” diye, bunun mutluluğu tarifsiz.
FAHRİYE ABLA ROLÜNÜ BEKLİYORUM
◊ Bugüne kadar pek çok projede yer almış bir oyuncusunuz. Özellikle canlandırmak istediğiniz ya da içinizde kalan bir rol var mı?
- Fahriye Abla! (Gülüyor) Oyuncu olmaya karar verdiğim ilk günden itibaren hep hayalim. Belki 100 kere izlemişimdir. Bir takıklık durumu yani. Zaten Müjde Ar hayranıyım. Ama Fahriye Abla’nın yeri bir başka bende. Bugünün filmlerinde, dizilerinde pek bir örneği yok. Çünkü o ince bir ayar... Sanki derinlik bitti, her şey üstten üstten. Umarım bir gün herkes tekrar duygulara ihtiyaç duyacak. Ben hâlâ bekliyorum o günü. Hem o günü hem de Fahriye Abla’yı.