Güncelleme Tarihi:
◊ İlk projeniz “Kardeşlerim”le büyük bir başarı elde ettiniz. Böyle bir etkiyi hayal edebilir miydiniz?
- Aklımın ucundan bile geçmemişti. Yönetmenim “Sizi milyonlar izleyecek, milyonlar takip edecek’’ demişti, ben inanmamıştım. Milyonlar beni izlesin gibi bir niyetim de yoktu zaten, çünkü ilk işimdi. Dizi sektörü dinamiğinden, matematiğinden bihaberdim. Kendimce başka bir şeyin heyecanını yaşıyordum. Aldığım eğitimleri, verdiğim emekleri artık mesleğe çevirmiştim. O yüzden sıfır beklentiyle başladım diziye. Bu kadarını beklemiyordum.
◊ Mesleğe adım atışınızla bir anda milyonlarca hayran kitleniz oluşması hayatınızı nasıl değiştirdi?
- Geri dönüp baktığımda hepsi sanki bir gecede olmuş gibi geliyor. O kadar hızlı gelişti ki her şey… Şaşırtıcı olmasının yanında çok motive ediciydi benim için. Bizi sevdiler, desteklediler, hiç yalnız bırakmadılar. Onların orada olduğunu bilmek beni daha fazla çalışmak için heveslendirdi aslında, hep daha iyisini yapmak istedim. Verdiğin emek görüldüğünde, takdir edildiğinde değerli hissediyorsun. Zor tarafları da oluyor; sosyal hayatta artık daha dikkat etmek gerekiyor.
◊ Projelerde en çok hangi faktörleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
- “Kalbim bu işi yapmak istiyor mu istemiyor mu” diye soruyorum. O kadar yoğun ve yorucu bir tempo ki set, insanın gönlü o projeye, o karaktere doğru akmıyorsa, o iş asla istenildiği gibi çıkamaz, izleyen de anlar bunu. “Kamera her detayı görür” diyorlardı sette. Çok doğru. Kalbin atmadığı yerde oyunculuğun yapılabileceğini düşünmüyorum.
KENDİMİ DOĞRU İFADE ETME TAKINTIM VAR
◊ En büyük takıntınız nedir?
- Kendimi doğru ifade etme takıntım var galiba. En doğru kelimeyi söylemek, en cuk oturan cümleyi kurmak isterim hep. Karşımdakinin beni tam olarak anlamadığını hissedersem takılırım buna.
◊ Arkadaşlarınız arasında en çok hangi yönünüzle bilinirsiniz?
- Bana çok güveniyor arkadaşlarım. Benle çok iyi dertleştiklerini söylüyorlar, bence iyi bir dinleyiciyim. Çok yargılayan biri de değilim, insanların olduğu halini kabul ederim genelde.
◊ Saçlarınız da sizin imzanız gibi aslında, çok beğeniliyor. Saç bakımınız için neler yaparsınız?
- Zamanım olursa bakıma gidiyorum. Saçım genel olarak duş sonrası kabarıyor veya gün sonunda elektriklenip tüylenebiliyor. Bu durumun önüne geçmek için Pantene’in elektriklenmeyi önleyen serisini kullanmaya başladım. Onun dışında duştan sonra mutlaka bukle şekillendirici saç bakım kremini kullanıyorum.
SAÇIMI PANTENE EKİBİNE EMANET EDECEĞİM
◊ Pantene Altın Kelebek’te “Rising Star” seçildiniz. Bu size ne hissettirdi?
- Hayatımın çok ilginç bir dönemindeydim, hayatın sürprizlerle dolu olduğunu bir kere daha gördüm. Bu işi bence kimse ödül toplamak için yapmıyor ama günün sonunda verdiğin emeğin ödüllendirilmesi, karşılığını böyle tatlı bir sürprizle almak, görüldüğünü hissetmek bence çok hoş. Özellikle Pantene Altın Kelebek gibi çocukluğumdan beri takip ettiğim bir ödül törenine bu sefer ödül almak için katılacak olmak inanın tarifsiz bir duygu. Pantene de küçüklüğümden beri evimizde kullandığımız, köklü bir marka.
◊ Heyecanlı mısınız?
- Tabii ki. Çok heyecanlıyım. Umarım çok keyifli, eğlenceli bir gece olur.
◊ Geceye nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Açıkçası hâlâ karar veremedim, aklımda birçok fikir var. Şu an tek söyleyebileceğim saçımı tam istediğim gibi görüneceği ve bunun için kendimi Pantene ekibine emanet edeceğim. Zaten bu aralar elektriklenmeyi önleyen seri ile, buklelerimi çok daha pürüzsüz ve belirgin hale getiriyorum. Benim gibi kıvırcık saçlıların hayatını kurtarıyor kesinlikle. Kıyafetimin ise beyaz olacağını söyleyebilirim. Zarif, sade ve rahat bir elbise giymek istiyorum.