Caner Cindoruk: Volkan gibi çok erkek var

◊ “Sadakatsiz” dizisi ile ekranlara döndünüz. Projeye nasıl dahil oldunuz?

- “Sadakatsiz” projesinin hikayesinin kuvvetli ve dinamik oluşu beni çok etkiledi. Aynı zamanda tanıdığım, güvendiğim bir ekiple tekrar bir araya gelmek ve Med Yapım ile yeniden çalışıyor olmak da benim için çok kıymetli.

◊ “Sadakatsiz” BBC yapımı olan “Doctor Foster” uyarlaması ve yapılan yorumlara göre de siz çok daha iyisiniz. Bu başarınızın sırrı nedir?

- Kişisel bir başarıdan söz etmek mümkün değil. Bir dizi izleyiciyle buluşana kadar birçok aşamadan geçiyor. Yazım aşaması, oyuncu seçme aşaması, çekim ve sonrasında ses, montaj aşaması gibi. Aslında her departman arasındaki uyum ve kalite ortaya çıkan sinerjiyi belirliyor. Yani bence bir projenin başarısını ekibin kalitesi belirler.

◊ Canlandırdığınız Volkan karakteri davasında sence haklı mı?

- Eşini aldatan, ailesine ve çevresine zarar veren biri haklı olamaz.

BU ROL TERS KÖŞE ETKİ YARATTI

◊ Şu an Türkiye sizi konuşuyor. Daha da fazla tanınmak sizi nasıl etkiledi?

- Televizyonda ilk kez bu kadar zaaflı birini oynamak izleyicilerde ters köşe etkisi yarattı sanırım. Volkan gibi çok erkek var. Karakter için ilginç yorumlar geliyor. Bazılarına çok gülüyorum. Oynadığım karakterin farkındalık yaratması hoşuma gidiyor.

◊ Volkan karakteriyle ilgili siz ne düşünüyorsunuz?

- Görünüşte çok iyi bir baba, eş ve arkadaş aslında Volkan. İşini seven, iyi bir adam ama tabii görünüşte. Gizli bir hayatı var aslında. İki kişiyi sevebileceğine inanıyor, “ikisini de başka türlü seviyorum” diyor. Zaafı da, seyirciyi irite eden yer de, aslında tam burası. İnsanın biriyle birlikteyken, başka birine aşık olması anlaşılabilir ama bu aşkın peşinden gidecekse, diğer birlikteliği bitirmesi ve dürüst olması gerekir. Hayatın içinde iyi gibi görünen erkekleri bu rolle deşifre etmek istedim ve sanırım bu da amacına ulaştı.

◊ Aşk size ne ifade ediyor?

- Aşk karmaşık bir durum, tarifi de ifadesi de zor. Hayatın parazitlerini görmezden geliyormuşçasına, hayata filtreli bir camdan bakmak gibi bence aşk.

◊ Adanalı olmak bir oyuncu için nasıl bir ayrıcalık sizce?

- Çukurova farklı farklı birçok kültüre ev sahipliği yapan bir yer. Adana’da doğup büyümek bana çok şey kazandırdı çünkü her kültürden insanı gözlemleme şansınız var. Yani sanatçı ruhlu biri için iyi bir kaynaktır Çukurova.

◊ En beğendiğiniz aktör ve aktris kim?

- Minur Özkul, Adile Naşit ve adını saymakla bitiremeyeceğim birçok Yeşilçam oyuncusu. Günümüzden isim vermem gerekirse de Haluk Bilginer ve Binnur Kaya diyebilirim.

ÖZEL HAYATIMI ÖZEL TUTUYORUM

◊ Çok arkadaşınız var mıdır, seçici misiniz, özel hayatınızı hiç bilmiyoruz aslında. Caner nasıl biri?

- Çok arkadaşım ama az dostum var. Küçük bir çevre ve dünya bana yetiyor. Yer yer yalnızlığı da seviyorum. Özel hayatımı özel tutmaya gayret ediyorum. İçeride neysem, dışarıda da oyum.

◊ Hobileriniz var mı?

- Gitar çalmak ve hikaye yazmak.

◊ Babanız Zafer Doruk gibi kaleminiz kuvvetli. Öyküler de yazıyorsunuz. Kaç tane öykü yazdınız?

- “Sessiz Şarkıcı” kitabımda 11 öykü vardı. Kitaptan sonra iki hikaye yazabildim. Pek fırsat bulamıyorum yazmaya. Babam da aslında bu konuda son zamanlarda bana sitem ediyor.

◊ Zaman zaman yönetmenlik koltuğunda da oturuyorsunuz. Kamera önü mü, arkası mı sizi daha fazla mutlu ediyor? Var mı yeni projeleriniz?

- Üniversitede amatör olarak tiyatro oyunları yönetmiştim. Geçen sene de tiyatroya başladığım Seyhan Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nda “Köpek, Kadın, Erkek” adlı oyunu yönettim. Benim için güzel bir deneyimdi. Ama benim asıl işim oyunculuk, mesleğime olan açlığım ve heyecanım devam ediyor.

SANAT AİLECE YAŞAM BİÇİMİMİZ

◊ Aile olarak çok zorluklar çekmenize rağmen hep sanatın içinde bir aile olmuşsunuz. Sizdeki yetenek bu genlerin bir zaferi mi acaba?

- Evet, sanırım genlerimde var. Aile fertleri olarak kimimiz yazarak, kimimiz çizerek, kimimiz oynayarak ifade ediyoruz kendimizi. İfade etme biçimlerimiz farklı olsa da, hayata böyle tutunuyor, onunla böyle baş ediyoruz. Bu bizim yaşam biçimimiz.

◊ Yapmak istediğiniz bir film var mı?

- Babamın bir hikayesi için uzun zamandır çalışıyoruz. Sevgili yazar Murat Uyurkulak senaryosunu yazdı. Şimdilerde ise çekim aşamasına geçmek için doğru zamanı bekliyoruz.

◊ Sizde büyük bir iz bırakan kitap cümlesi oldu mu?

- Babamın en yakın arkadaşı şair Adnan Yücel’in “Bitmedi bu kavga bitmeyecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” cümlesi. Bu yıl da Murat Özyaşar’ın kitabının adı çok etkiledi beni “Sarı Kahkaha”. Cinnet anında atılan kahkahanın adıymış.

◊ Modayı takip eder misiniz?

- Takip etmekle beraber çok da üzerine düşmüyorum. Kendimi rahat ve iyi hissettiğim şekilde giyinmeyi tercih ediyorum.

◊ Hiç çıkarmadığınız bir aksesuvarınız var mı?

- Hayır, yok.

◊ Oyunculuk aslında delilik midir, sizde de delilikler var mıdır?

- Oyunculuk oynadığın eseri, rolü anlayabilme ve anlatabilme becerisidir. Yer yer delilikler de barındırır. Bende de vardır tabii ki ama bir oyuncu akla her şeyden daha çok ihtiyaç duyar.

◊ Formunuza dikkat eder misiniz?

- Özellikle çalışacağım zamanlarda dikkat etmeye özen gösteriyorum.

◊ Sizin hayatla ilgili cümleleriniz nedir?

- Erdemli olabilmek, vicdanlı kalabilmek ve öğrenme duygusunu elden bırakmamak.

TİYATROYU HİÇ BIRAKMADIM

◊ Tiyatroyu hiç bırakmadınız. Şu an hangi oyuna devam ediyorsunuz, hangi tiyatro topluluğu olarak çalışıyorsunuz?
- 97’den beri tiyatro yapıyorum, hiç ara vermedim. 23 yıl olmuş. 8 yıldır da Moda Sahnesi’ndeyim. Şu an da Fransız feminist yazar Marguerite Duras’ın “Yeni Bir Şarkı” isimli eserini sahneliyoruz. Oyun, kadının erkek fikrini nasıl yok ettiğini anlatıyor.

◊ Bir oyuncu için tiyatro ne ifade ediyor?
- Tiyatro, en ilkel sahne sanatlarından biridir. Oyuncu ve seyirci arasında ise gizli bir bağ ve ortaklık barındırır. Tek seferliktir, o anda yaşanır ve biter. Oyunculuğun bende tutkuya dönüştüğü yerdir. Beslendiğim, kendimi geliştirdiğim, kendimi tatmin ettiğim yerlerden biridir tiyatro sahnesi.