“Camdaki Kız” dizisinin Levent’i Tuğrul Tülek: Sokakta “enişte” diyorlar

Güncelleme Tarihi:

“Camdaki Kız” dizisinin Levent’i Tuğrul Tülek: Sokakta “enişte” diyorlar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2021 10:11

Kanal D’de yayınlanan “Camdaki Kız” dizisinin Levent’i Tuğrul Tülek, sosyal medyadaki “enişte” paylaşımlarıyla takipçilerini çok güldürüyor. Ünlü oyuncu, her duruma mizahla yaklaşan Levent’in o gamsız görüntüsünün altında aslında karanlık sırlar yattığını söylüyor: “Yavaş yavaş o taraflarını da göreceğiz.”

Haberin Devamı

◊ Sosyal medyada “Levent Enişte” paylaşımlarınızla gülümsetiyorsunuz. “Camdaki Kız”da canlandırdığınız Levent’i nasıl tanımlarsınız?
- Levent evin damadı. Olayların içinde ama bir o kadar da dışında. Yani seyirci gibi bir gözlemci aslında. Bütün o paylaşımlar da benim bir şekilde -özellikle setteyken- oynadığım role yakın kalmama, onunla haşır neşir olmama olanak sağlayan bir araç. Ben de çok keyif alıyorum o paylaşımları yaparken. Sokakta falan “enişte” diye laf attıklarında insanların da bundan keyif aldığını anlıyorum, mutlu oluyorum.
Levent çok eğlenceli bir karakter. Bütün o karmaşanın içinde aslında kendine ait bir dünyası var. Örneğin pek çok sahnede evde kıyamet koparken bunun hapur hupur keyifle yemek yediğine şahit oluyoruz. Söylenenleri ciddiye almayarak ve her duruma mizahla yaklaşarak devam ediyor hayatına. Ama bu gamsız görüntüsünün altında pek çok dert, sıkıntı, sır var elbette. Yavaş yavaş o taraflarını da göreceğiz.
◊ Levent ile Selen’in ilişki dinamiğini nasıl buluyorsunuz?
- Çiftleri birbirine bağlayan en önemli şeyin ortak mizah anlayışları olduğunu düşünüyorum. Aşk, tutku, cicim ayları artık ne derseniz deyin, bunların hepsi sakinleştikten sonra eğer iki insan benzer şeylere gülüp keyif almıyorsa, muhtemelen birbirleri için yanlış kişilerdir. Selen ve Levent tam da bu anlamda örnek bir çift aslında. Ailelerinde, evlerinde meydana gelen bütün krizleri gülerek, mizahla hafifleterek karşılıyorlar. Güzel, sağlam bir ekibe dönüşmüşler yıllar içerisinde.
SIRLAR YAVAŞ YAVAŞ
ORTAYA ÇIKIYOR
◊ Seyirciye yeni sezonla ilgili verebileceğiniz ipuçları var mı?
- Bu sezonun en önemli gelişmesi, Hayri karakterinin hikayeye dahil olması elbette. Onun dışında pek çok karakterin geçmişi, sırları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Rollerin hepsi birbirinden renkli ve sürprizli olduğu için seyirci de bol bol sürprize hazır olsun derim.
◊ Tiyatroda hem oyuncu hem yönetmen olarak pek çok oyunda yer aldınız. Yeni planlar var mı? “Aşk Geçmişim” oyununu tekrar sahnelemeyi düşünüyor musunuz?
- Pandemi, tiyatroyla ilgili bütün planlarımızı sekteye uğrattı. Neredeyse 2 yıldır hiçbir şey yapmıyorum o alanda. Ancak artık yavaş yavaş bir geri dönüş söz konusu. Yeni bir oyun yapmak gibi bir niyetim yok bu sene ama Covid sebebiyle seyirciyle yeteri kadar buluşamayan oyunlarımızı tekrar hayata geçiriyoruz. Yönetmenliğini yaptığım “Aşk Geçmişim” de çok az oynayabilmişti. Ekim ayından itibaren tekrar seyirciyle buluşacak umuyorum.
◊ Sahnede tiyatro dışında müzikle de varsınız. YaDa grubunda vokalsiniz. Müzik alanında çalışmalarınız nasıl gidiyor?
- Evet, ben şarkı söylemeyi de çok seviyorum. YaDa’yla epeydir bir şey yapmıyoruz aslında ama ben bu arada yeni şarkılar yazdım, hazırladım. Yakında tekrar eski formumuza döneriz herhalde. Özge Fışkın’la söylediğimiz “Beyhude” adlı yeni şarkımız yayınlanacak, onu söyleyebilirim.
◊ Oyuncu olarak bugüne kadar aldığınız en acımasız eleştiri neydi?
- Öyle acımasız bir eleştiri hatırlamıyorum açıkçası. Okulda tabii hocalarımız her zaman değerlendirirlerdi, eleştirirlerdi ama o dönemde de öyle kötü, rencide edici bir geri dönüş almamıştım hiç. En çok ben eleştiriyorum kendimi, sanırım en acımasız eleştiriler benden geliyor.

Haberin Devamı

“Camdaki Kız” dizisinin Levent’i Tuğrul Tülek: Sokakta “enişte” diyorlar

 

Haberin Devamı

AMAN NELERİ ATLATTIN, BUNU MU
ATLATAMAYACAKSIN BE TUĞRUL!
◊ Bugüne kadar edindiğiniz hayat tecrübesi, sizde nasıl bir yaşam felsefesi oluşturdu?
- Daha sakin olmayı, oturup düşünüp karar vermeyi, iyi kötü ne yaşarsam yaşayayım bunu kabullenmeyi ve bununla baş edebilmeyi öğrendim sanırım. Kendime çok yüklenmemeyi, bir hikayenin farklı tarafları olabileceğini fark ettim. Oyunculuk bana hayata her an sıfırdan başlayabilme refleksini kazandırdı, çünkü sürekliliği olan bir mesleğimiz yok bizim. Bir an iyi kazanırken uzun bir süre hiçbir şey kazanamayabiliyorsunuz. Bir gün çok popülerken ertesi gün adınız hatırlanmayabiliyor. Bu da mücadeleci tarafımı hep hazırda tutmama neden oluyor.
Tabii yaşınız ilerledikçe pek çok badire atlatıyorsunuz ve şunu fark ediyorsunuz; “akıl ve beden sağlığınız yerinde olduğu sürece her şeyin bir çözümü var.” O yüzden artık ben de eskisi kadar endişeli, gergin değilim genel olarak. Can sıkıcı bir durumla karşılaşınca “Aman neleri atlattın, bunu mu atlatamayacaksın be Tuğrul!” diyorum ve hayatıma devam ediyorum.

Haberin Devamı

YUMRUK TOKUŞTURMAYI
HİÇ SEVMİYORUM

◊ Pandemide aşıyla birlikte yeni bir sürece girdik. Hepimiz kendi yeni normalimizi üretiyor, yaşıyoruz. Bu uzun sürenin sonunda sizin yaşamınızda neler değişti?
- Evde çok fazla vakit geçirmeye başladım ve alışkanlık haline geldi sanırım. Dışarıda kendimi çok güvende hissetmiyorum. Şu selamlaşırken yumrukları tokuşturma olayına hiç alışamadım. Aşılarımı oldum. Önlemimi alarak tekrar dışarıya dahil olmaya çalışıyorum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!