Güncelleme Tarihi:
RESMEN TERK EDİLDİNİZ CANLAR!
Çok sevilen bir söz vardır: “Beraber mücadele edeceğin arkadaşlar olduktan sonra hayat daha kolaydır.” Gerçekten de öyle… İnsanın düştüğünde kaldıracak, yorulduğunda nefes olacak, güldüğünde kahkahasına eşlik edecek arkadaşları bulması ömrünün uzun yıllarını alabildiği gibi, birçoğumuz bu arkadaşlara sahip olamadan dünyadan göçüp gidiyoruz. Sinan ve Bülent’in arkadaşlığı da bize yansıtıldığı kadarıyla gerçek anlamda ‘kardeş’ olmaktan hiçbir fark gözetmeyen bir arkadaşlık… Belki de bu yüzden Sinan, Bülent’in arkasından iş çevirmiş olmasını yediremedi. Üstelik bunu hayatında en değer verdiği kişi ile, sevgilisiyle yapmış olmalarını kabullenemedi. Çok da haklı buradan bakıldığında… Fakat en başından beri verdiği sert tepkilerden onun, bu işin aslında kendi mutluluğu için yapıldığını, altında yatan sebebin tamamen iyi niyete bağlı olduğunu unutturacak kadar sinirli olduğunu düşündük hepimiz. Ta ki Başak’ın dahiyane fikrine kadar… Sinan’ın Bülent ve Pelin’i korumaya geçtiği anlar, bölümü gerçekten tat alarak izlemeye başladığımız anlar sayılabilir. Her şeyin farkında olduğu halde birazcık burun sürtmek amacıyla sert yapan Sinan candır, can!
DEPRESYONDAYKEN 50 METRE YAKINIMDAN GEÇMEYİNİZ!
Bütün bu kargaşanın içinde izlemekten en keyif aldığımız bir başka olay ise Pelin’in nükseden depresyonuydu. Sinan’ın peşinden koşup koşup en sonunda kaderine boyun eğen Pelin, hıncını önce ayakkabılarından sonra merdivenlerden çıkartırken gerçekten dünya tatlısı gözüküyordu! Etrafa şeker tüketimi ve dengeli beslenme ile ilgili öğütler veren bayan diyetisyenin konu aşk acısı olunca çikolata ve dondurma ile şenlendirdiği tabağına gömülüşünü izlerken hangimiz kahkahalara boğulmadı ki? Fakat Pelin’in bu neşeli depresyon halleri o kadar da üstünkörü geçilmeyeceği belli olan bir meselenin konuşulmasına hazırladı bizleri… Rıza’nın Fliya ile ilgili gerçekleri ‘dan dan’ Sinan’ın yüzüne çarpması, kızının gözündeki yerini sarsarken Pelin’den uzun zamandır duymayı beklediğimiz ama bir kıvılcıma ihtiyaç olan “Evimden gitmenizi istiyorum!” repliğine ortam hazırladı. Ne diyelim, hayırlısı olsun Seyhan’lara…
MUTLU OLMANIN BAŞKA YOLUNU BİLMİYORUM Kİ…
Ve gelelim en aşk dolu sahnelerin yaşandığı bölüm sonuna doğru… Pelin’in kendini affettirme çabaları sonuçsuz kaldığında imdadına Sinan tarafından asla kıyılamayan benliği yetişti. Elini minicik bir parça cam kesen Pelin’e dünyalar kadar söven Rüzgar, gerçekten onu babası gibi koruyup kollamayacağını düşünüyorsa Sinan’ı ne kadar tanıyor, dersiniz? Bizce hiç! Sinan’a dair her detayı aklında tutan, çayı kaç şekerli içtiğinden ortaokulda en sevdiği müzik grubuna kadar bilen Rüzgar, ne hikmetse konu Pelin’e geldiğinde gerçeği asla yansıtmayan analizler yapıyor. Onu esas çıldırtan nokta ise bu analizinin tezatlığıyla yüzleşmek oluyor. Sinan kadar aşık bir adam ne kadar inat yaparsa yapsın “Sen mutlu ol diye yaptım, çünkü benim için mutlu olmanın başka bir yolu yok!” sözlerine kayıtsız kalamazdı. Öyle de oldu; Sinan ve Pelin öpüşmesini izleyen uzak bir çift göz, sabah uyandığında Pelin’in başucunda bekleyen bir şeytana dönüştü. Rüzgar sonunda bir atak geçirip içinde ne var ne yoksa döktü, Sinan da duydu gibi gözüküyor ama bakalım gelecek hafta bize neler getirecek?
noluyo.tv Tarafından hazırlanmıştır.