Ben de çok haksızlık yaşadım

◊ “İsimsizler”in Korkut’u Yiğit Pakmen’i biraz tanıyalım mı?
- İstanbulluyum. Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunuyum. Oyunculuğa ilk adımı 2001 yılında Kadıköy’deki özel bir tiyatro kursunda attım. O günden itibaren başka hedefim kalmadı. Konservatuvar sınavlarında 3 kez üst üste hüsran yaşadım. Bu arada işletme ve sosyoloji okudum.

◊ Biraz da Korkut’tan söz eder misiniz?
- Korkut bir nefer. Güven adamı. Güven meselesi hayatının orta noktasında. Omuz omuza yürüdüğü insanlar için piyon olur ama şahı düşürür. Arkadaşlık, dostluk her insan için ne kadar önemliyse Korkut için de o kadar önemli. Kurmay’ın önderliğinde, bilişim zekasının üzerine saha kıvraklığını da eklemiş. Bunun artılarını kullanıyor. Korkut yalnızca sahada silah arkadaşı değil, oturduğu yerden de ekibin gözü kulağı durumunda.

◊ Yiğit ve Korkut’un ortak noktaları var mı sizce?
- Korkut’un uğruna savaştığı doğruluk, hak ve adalet değil mi? Ben de özel hayatımda pek çok kez karşılaştım adaletsizlik ve haksızlıkla. Hak, adalet söz konusu olunca benimle ilgisi olsun olmasın, gerçekten fazlasıyla hassasımdır.

BU KARAKTER BENDE KAYGI YARATTI

◊ İsimsiz bir kahramanı canlandırırken karşılaştığınız zorluklar oldu mu?
- Pek zorluk diyemeyeceğim ama kaygı vardı hep. Kanal D gibi bir kanalda, bizler için çok değerli olan kavramlarla dolu bir dizide, doğru yolda yürümeye çalışan bir karakteri canlandırmak insanda başarı kaygısı oluşturuyor. Neyse ki güzel tecrübelerle atlattım ilk bölümleri ve şimdi karakterin tadını çıkarma zamanı geldi.

◊ Diziye ikinci sezonda dahil oldunuz. Ekiple uyum konusunda kafanızda soru işaretleri var mıydı?
- Elbette... Sizin de söylediğiniz gibi birbiriyle çalışmaya uyum sağlamış ve birbirini tanıyan insanların arasına girecektim. Üstelik öyle bir program ki, sürekli beraberiz. Sağ olsunlar, tüm kadro çok sıcakkanlı ve cana yakın davrandı. Ki Osman (Wöber) abi, Hande (Soral), Atsız (Karaduman) abi ve Kayra da (Şenocak) diziye yeni katılmıştı. Onlar sayesinde alışma sürecim çok daha çabuk oldu. Es geçemeyeceğim bir isim var, Bülent Alkış. Hem dostluğu hem de abiliği için ona ayrıca teşekkür ederim. Uyum sürecini onun sayesinde çok daha kolay atlattım diyebilirim.

◊ Küçük yaşta tiyatro sahnesine adım atmışsınız. Tekrar tiyatroya dönme planınız var mı?
- Evet 2007’den bugüne profesyonel platformda her yıl en az bir tiyatro oyunum oldu. Zaman zaman sezon içinde üç oyunda birden rol aldım. Bu sene de planlaması geçen sezon başlayan, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sahneye koyacağı “Esaretin Bedeli” oyunuyla yola devam edeceğim.

ARKADAŞLARIMDAN ÖZÜR DİLERİM

◊ Dizi dışındaki vaktinizi nasıl geçiyorsunuz?
- Çekimlerden arta kalan zamanlarda provaya gidiyorum. Hadi oradan da vakit kaldı diyelim, eğer hafta çok yoğun geçtiyse yalnızca dinlenmeye vakit buluyorum. Ama onun dışında arkadaşlarımla görüşmeye özen gösteririm. Sizin vesilenizle benimle plan yapıp da bir türlü bunları gerçekleştiremeyen arkadaşlarımdan özür dileyeyim (gülüyor)...