Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle “Chefs’ Arena” için hayırlı olsun diyelim...
- Teşekkürler. Harika bir proje “Chefs’ Arena”. Şu ana kadar yapılmış en sıcak, en samimi ve temposu en yüksek iş. Eminim izleyiciler de çok beğenecektir.
◊ Tanıtımından gördüğümüz kadarıyla, içerik olarak diğer şef yarışmalarından farklı. İzleyiciyi tam olarak neler bekliyor?
- “Chefs’ Arena”daki en önemli unsurlardan biri, yapılan yemeklerin gerçek restoran müşterilerine ikram ediliyor olması. Ve tabii ki şef... Bir şef patronun mutfak çalışanlarıyla aralarında geçen diyaloglar, programın farklı bir iş olmasına vesile oluyor.
GÜNÜN SONUNDA NAKİT PARA ALACAKLAR
◊ Tanıtımlarda çok sert gözüküyorsunuz. Yarışmacıları neler bekliyor acaba?
- Ben restoranın şef patronuyum ve restoranımda misafirlerimi ağırlıyorum. Bu yüzden hataya yer yok. Yarışmacılar yerine “çalışanlar” demek daha doğru olur. Çalışanları stresli, yoğun mücadelelerin olduğu ciddi bir tempo bekliyor. Mutfakta en muvaffak olan şef, günün sonunda nakit olarak bir para ödülü alıyor ve bu parayı kendi tasarrufuna göre ya takım arkadaşlarıyla paylaşıyor ya da kendine saklıyor.
◊ Uzun zamandır ekranlarda görmüyorduk sizi. Neler yaptınız bu süre zarfında?
- En son CNN Türk’te yayınlanan “Hayat Batuhana’a Güzel” adlı gezi programıyla ekranlardaydım. 2015’te Dubai’ye yerleştim ve Billionaire Life isimli çok büyük bir grubun corporate şefliğini üstlendim. Londra, Monaco, Dubai ve Riyad’da değişik konseptlerde restoranlarımız ve bünyemizde çalışan yüzlerce yabancı şef var. Bunların tüm yiyecek operasyonunu ben yönetiyorum.
ORTALAMA İŞ YAPANLARI MUTFAĞIMDA BARINDIRMAM
◊ Evdeki mutfaklara baktığımızda çoğunlukla kadınları görüyoruz. Erkekler evde pek mutfağa girmiyor. Ama dünya mutfaklarına baktığımızda şefler hep erkek. Neden?
- Bizim mesleğimiz çok yorucu ve saat mevhumu olmayan bir meslek. Hafta sonları, özel günler en yoğun olduğumuz günler. Bu yüzden kadınların çok tercih ettiği bir meslek değildi bugüne kadar. Bir de evde yapılan yemekler ile restoranlarda yapılanların arasında çok fark var. Evde sevdiğiniz üç-beş kişiye yemek yaparken, restoranlarda tanımadığınız yüzlerce kişiye yemek yapıyorsunuz.
◊ Ekranda sizi ‘agresif şef’ olarak tanıdık. Kendi mutfağınızda da öyle misiniz?
- Agresifliği iyi tanımlamak gerekiyor. Ben yaptığı işi önemseyen bir insanım. Bu yüzden yüzeysel ve ortalama iş yapanları mutfağımda istemiyorum ve barındırmıyorum. Agresifliği pozitif olarak da algılayabilirsiniz. İlla negatif bir tutum olmak zorunda değil. Konsantrasyonunuzu en üstte tutup hataya yer vermemek agresiflik olarak algılanıyorsa, evet agresifim diyebilirim.
İYİ ŞEF SADECE İYİ YEMEK YAPAN DEĞİLDİR
◊ Size göre en iyi şef kimdir? İyi bir şef olmanın formülü ne? Yemek yemeyi ve yapmayı sevmek mi?
- Harika bir soru. Yıllar içerisinde bu soruyu kendime hep sordum ve şu kanıya vardım; iyi bir şef sadece iyi yemek yapan ve yemeyi seven bir mutfak çalışanı değildir. Aynı zamanda ekibine sahip çıkan, koruyup kollayan, çözüm üreten, devamlı kriz halindeki durumlara yapıcı ve pratik çözümler bulan, genç şeflere örnek olup yetiştiren ve tutkusu uğruna tüm hayatını mutfağa adayan yaratıcı insana şef denir.
EN BÜYÜK HAYALİM YURTDIŞINDA RESTORAN AÇMAKTI
◊ Meslekteki en büyük iddianız nedir?
- Uzun yıllardır meslekteyim. En büyük hayalim yurtdışında restoran açmaktı. Son 5 senede Monaco, Dubai, Londra ve Riyad başta olmak üzere pek çok yerde düzinelerce restoran açtım ve açmaya devam ediyorum. Uzun yıllar bu ritimde başka ülkelerde bu açılışları sürdürmek istiyorum.
DAMAK TADI GELİŞMEMİŞ ŞEF GERÇEK ŞEF DEĞİLDİR
◊ Sizce ‘damak tadı’ nedir?
- Damak tadı, doğduğunuz günden itibaren evinizde pişen yemekler ile gelişen ve kültürel mirasınızı, geleneklerinizi barındırdığınız, yıllar içerisinde başka kültürlerin yemekleri ile geliştirdiğiniz bir duyudur. Ve damak tadı gelişmemiş bir şef, gerçek bir şef değildir.