Güncelleme Tarihi:
◊ “Seversin”de Hakan karakterine hayat veriyorsunuz. Peki, çekimler nasıl geçiyor?
- Oyuncu arkadaşlarımın hepsi inanılmaz yetenekliler, onlarla birlikte bir hikâyeye ortak olmaktan keyif alıyorum. Kamera arkasındaki herkes de çok güzel insanlar. Huzurlu bir ortamda gerçekleştiriyoruz çekimlerimizi. Herkes birbiriyle dayanışma halinde ve bence bir sette olması gereken yegane şey bu. O yüzden benim için çok keyifli ilerleyen bir süreç.
◊ İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü okudunuz. İçinizdeki oyuncu olma dürtüsünü ne zaman fark ettiniz?
- Çocukluğumdan beri hissettiğim bir dürtüydü. Geniş ailemin sevilen çocuğuydum ve bana kimse kızmazdı. Etrafımdaki insanların taklitlerini yaparak başladım. Fakat lisede ilk kez sahneye çıktığımda hissettiğim şeyi asla unutamıyorum. Sahnedeydim, karşımda bir kalabalık vardı ve herkes sadece beni dinlemek için oradaydı. Muazzam bir haz bu.
O andan sonra bütün ideallerim değişti. Başka disiplinlere yönelsem de tiyatro ve oyunculuk hep odak noktamdı. Uzun bir süre üniversite tiyatrosu yaptım. Daha sonrasında şehir tiyatrolarının Dârülbedâyi’nin sınavına girdim ve orada eğitim aldım. Güzel bir yolculuğun içerisindeyim. Ve sürekli bir şeyler keşfetmeye devam ediyorum.
Annemin ördüğü kazakları giymekten keyif alıyorum
◊ Alışveriş ve modayla aranız nasıl?
- Üzerine çok düşündüğüm bir konu değil. Ayakkabım mı yırtıldı, “yeni bir ayakkabı almalıyım o zaman” diye düşünerek çıkıyorum alışverişe. Kendime yakışan, beni olduğumdan farklı göstermeyecek, genellikle düz parçaları tercih ediyorum.
Vintage dokusu olan, arkasında bir hikaye bir fikir yatan kıyafetler giymeyi seviyorum. Giymekten en çok keyif aldığım şey annemin ördüğü kazaklar.
◊ Sosyal medyada size gelen mesajlardan etkileniyor musunuz?
- Sosyal medya benim için oldukça zor bir mecra. Bana kalırsa aktifim aslında ama etrafımdaki insanlar pek öyle düşünmüyor. Sosyal medya sana kendinden daha başka, daha iyi versiyonunu insanlara sunma imkanı yaratıyor. Bundan korunmaya çalışıyorum. O yüzden beni etkileyen şeyleri paylaşıyorum. Oyunculuğum hakkında güzel yorumlarla karşılaşıyorum. Bu da mutlu ediyor.
Kendimin başka bir versiyonu sahnede
◊ Oyuncu olmayı tercih ettikten sonra tiyatroda başarılara imza attınız. Tiyatro sahnesinde olmak size neler hissettiriyor?
- Sahnedeyken bedenim ve zihnim normal rutininden farklı çalışıyor. Kendimin başka bir versiyonunu yaşıyorum gibi hissediyorum. Sahnede olmak beni insan olmak konusunda da eğitti. Günlük hayatta beceremediğim birçok şeyi sahnede deneyimleyerek öğrendim. En basitinden dinlemek, sabırlı olmak, o anda kalabilmek gibi...
◊ Yaptığınız işlerden ödüller almak size neler hissettiriyor?
- Garip hissetmiştim. Düşünsenize, siz olması gerektiğini düşündüğünüz şeyi gerçekleştiriyorsunuz aslında ama bu birileri tarafından takdir ediliyor. “İyi oynamalıyım” diye düşünmedim. Çünkü “Olması gereken ne ve bunun için ne yapmalıyım” diye çabaladım çoğunlukla. Ama kesinlikle güzel bir duygu.
Asgar Farhadi ile çalışmak isterdim
◊ Gerçekleştirmeyi planladığınız projeleriniz var mı?
- Senaryosunu yazdığım ve yakın zamanda hayata geçirmek istediğim bir kısa film projem var. Onun üzerine yoğunlaşmış durumdayım.
◊ Dünyaca ünlü senarist ve yönetmenlerle çalışma hayaliniz var mı?
- Tabii ki de var. Kim muazzam deneyimlerle yoğrulmuş ve muazzam başarılara imza atmış insanlarla çalışmak istemez ki? Asgar Farhadi ile gerçekten çalışmak isterdim. Cristi Puiu, Haneke, Noah Baumbach, Joachim Trier, Fatih Akın hikayelerini çok sevdiğim yönetmenler.
Ama önce kendi coğrafyamın hikayesini anlatarak pişmeyi tercih ederim.