Güncelleme Tarihi:
◊ Yeni programınız hayırlı uğurlu olsun. Her seferinde bambaşka bir program yapıyorsunuz. Şimdi de “Şule ile Vitrindekiler” ile ekrandasınız. Program nasıl çıktı ortaya, hangi yönden ilginizi çekti?
- Teşekkür ederim... İnşallah hayırlı uğurlu olur... Uzun yıllar habercilik yaptım. Haberin hem mutfağında hem vitrininde bulunmuş biri olarak doyuma ulaştım ve TV içinde alan değiştirmeye karar vermek benim için en radikal adım oldu. Ben artık bir programcıyım. Bana uygun görülen, aklıma yatan her işi yaparım. “Şule ile Vitrindekiler” de çok hevesle, heyecanla başlayacağım bir proje. Hafta sonları, cumartesi-pazar ünlü konukları ağırlayacağımız ve onların daha çok bilinmeyen taraflarını, kendilerinden duyacağımız, sevgi dolu bir program bu...
◊ İçeriği nasıl olacak?
- Konuşmak, insanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özellik. Ülkemizin ve hatta dünyamızın en büyük sorunlarından biri de bence konuşamamak. Tartışıyoruz ama karşı tarafın ne dediğini umursamıyor, empati yapmıyoruz. O neleri nasıl şartlar altında yaşadı, ilgilenmiyoruz. “Şule ile Vitrindekiler” konukların bol bol kendilerini anlatabileceği bir program olacak. Tanınmış yüzlerin görünenden çok daha derin hallerine ulaşacağız. Hepimizin yumuşak tarafı, zaafları, korkuları vardır. Bunlar bizi güçsüz kılmaz, bilakis farkında olmamız güçlendirir. İşte bu programa katılan konuklar, gösterdikleri derin halleriyle daha güçlenmiş olarak çıkacaklar. Hepimiz de hayranı olduğumuz bu starları, daha çok tanımış olmanın mutluluğunu duyacağız...
Bu bir mutluluk programı olacak. Hepimizin en ihtiyaç duyduğu şey de zaten mutluluk hissi...
◊ Bir süredir ekranlarda yoktunuz. Özlediniz mi?
- Yıllardır TV ekranındayım. Sadece yaz sezonunda olamadım. Ekran önünde olmak yorucu ama bir o kadar da özlenen bir şey. Özledim tabii. Ve dönüyorum işte!
◊ Ekranda olmadığınız süreçte neler yaptınız?
- Yazı iyi değerlendirdim. Çocuklarımla, ailemle bir aradaydım. Diğer yandan da yeni program için çalışmalarımız sürdü.
BU PROGRAMDA STRES YOK
◊ Bambaşka konseptte bir programa başladığınız için az da olsa bir endişe yaşadınız mı?
- Bu program stres barındırmıyor. O yüzden yaşadığıma endişe denemez. Ama yepyeni bir programın heyecanı ve içime sinen formatın mutluluğu var. Çok iyi olacak, inanıyorum...
◊ Her geçen gün güzelleşiyorsunuz... Bir kadının en güzel yaşları 35-45 arası derler, doğru mu?
- Teşekkür ederim... 40’lı yaşlarımı sürüyorum. 35-45 aralığı mı bilmem ama bildiğim şu ki, özgüven kadına çok yakışıyor. Ve yaş alıp tecrübe sahibi olan kadın, kendine daha çok güveniyor.
◊ Bu kadar yoğun bir tempoda sağlığınızı nasıl koruyorsunuz? Zayıfsınız ve enerjiniz süper, nasıl oluyor bu?
- 2 sene önce tüp mide ameliyatı oldum ve uzun zamandır olmadığım kadar sağlıklıyım. İdeal olan elbette diyet ve sporla kilo kontrolü yapmak. Ben beceremedim. Birkaç sağlık sorunu bir araya gelince de işler çığırından çıkmıştı ki, tıp imdadıma yetişti.
◊ Televizyonculuk hayatınızda köşe taşlarını belirleyen isimler kimler?
- Yıllardır Kanal D’deyim. Kaç haber müdürü, kaç ekip gördüm. Oturup sıkı bir hesap yapmam lazım... Kimler geldi, kimler geçti hayatımdan ve neyse ki ben her çiçekten bal alabildim. Kiminden edindiğim kötü tecrübeler de oldu ama bugün baktığımda ben olmamı sağladıkları için hepsine teşekkür ediyorum.
◊ Bugüne kadar en çok keyif alarak çalıştığınız kişi kimdi?
- Birlikte keyifle çalıştığım birçok ekip oldu ama haberin stresinden uzaklaştıkça keyif artıyor. Bu nedenle, önceleri soru işareti ile karşıladığım ama sonraları çok sevdiğim, Lerzan Mutlu ve Op. Dr. Aytuğ Kolankaya ile “Renkli Sayfalar”ı sunarken epey eğlendik…
OYUNCULUK MU NEDEN OLMASIN
◊ Sosyal medyada oldukça aktifsiniz, en çok hangisinden keyif alıyorsunuz?
- 5 sene önce Twitter’da aktiftim, sonra telefonumu değiştirdim ve bir anda bütün şifrelerimi kaybettim. Bu kanalla tüm ilişkim kesildi. Şimdi varsa yoksa Instagram!
◊ Bu denli pozitif olmayı nasıl başarıyorsunuz?
- Tüm tanıyanlar da aynı şeyi söyler, “çok pozitifsin” derler. Aslında benim de pesimist ve depresif olduğum durumlar yok değil ama hayatımın odağına “mutluluk” duygusunu koydum. 3 günlük dünya ve nasıl mutluysan öyle yaşa diyorum kendime de, sevdiklerime de. Elbette ki bu kuralsızlık demek değil. Ya da başkalarının özgürlüklerini kısıtlayıcı bir özgürlük anlayışı da... Ama kalıpları zorlamak demek. Kendini kurallara boğmamak demek. Sen doğru olduğunu düşünüyorsan, başkalarının ne düşüneceğini çok da fazla önemsememek demek... Tabii bu benim mutluluk formülüm. Herkesinki farklıdır.
◊ Oyunculuk yapmayı hiç düşündünüz mü?
- Oyunculuk... Neden olmasın?
◊ Son olarak buradan izleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
- Hepsini çok seviyorum, beni izlemeye devam etsinler.
EL ŞAKASINDAN HOŞLANMAM
◊ Ekranda en çok kimleri beğenirsiniz?
- Ben ekranda da sokakta da renkli kişilikleri severim. Ama yüzde 100 doğal olmalılar. (Buradaki kastım estetiksiz haller değil) Suni hareket ve kişilikler beni son derece rahatsız eder. Espriyi yapabilen ve kaldırabilen kişileri severim. El şakalarından ise hiç hoşlanmam.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR