Güncelleme Tarihi:
Sinema, TV ve tiyatro dünyasında silinmez izler bırakan Ahmet Uğurlu'nun oyunculuk öyküsü tam da böyle anlattığı gibi tesadüfen başladı.
Belki de o gün mahalle arkadaşına eşlik etmesi kaderin ona verdiği bir işaretti. Sonra kısacık bir sürede ikinci derece rollerden başlayarak bugünlere kadar geldi. Hem tiyatro sahnesinde hem de sinema ve TV'de seyircinin hafızasından çıkmayan karakterlere imzasını attı.
BEŞ KARDEŞİN ORTANCASIYDI
Ahmet Uğurlu, 2 Ağustos 1952'de Konya'da dünyaya geldi. Beş kardeşin ortancasıydı.
Bir sağlık memuru ile bir ev hanımının çocuğu olan Uğurlu, babasının işi nedeniyle Türkiye'nin farklı yerlerinde yaşadı. Konya'da dünyaya geldi, ilkokula Bursa'da başladı. Liseyi de orada bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi Resim Bölümü'nü kazandı.
Ama o gün arkadaşının yanında Devlet Tiyatroları seçmelerinde ona eşlik edince kendini bir anda oyuncu olarak buldu.
TESADÜFEN OYUNCU OLDU
O günü bir röportajında şöyle anlattı Uğurlu: "'Ben tesadüfen tiyatrocu oldum.. Mahalleden bir arkadaşım Devlet Tiyatroları'nın açtığı bir kursa katılmak için seçmelere giderken beni de götürdü. Kapıda bekliyordum, işler uzayınca içeri girdim. O sırada seçme yapılıyordu. 'Gökyüzünden üveyikler uçar' diye bir cümleydi. Gayri ihtiyari benim de ağzımdan çıktı... Sen de buraya dediler."
Yeteneği kısacık zamanda fark edilen Uğurlu, dilekçesini verdi ve hemen kurslara katılmaya başladı. Üç ay içinde ikinci derece rollerde oynamaya başladı.
Sonra bu konuda eğitim almaya karar verdi. Ankara Devlet Konservatuarı'na devam etti. Birçok arkadaşı okulu yarıda bıraksa da Ahmet Uğurlu öğrenimini sürdürdü. Bir süre Bursa Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıktı.
ATIF YILMAZ'IN TEKLİFİYLE SİNEMAYA ADIM ATTI
Ahmet Uğurlu, Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Atıf Yılmaz ile tanışıp bir film teklifi alınca bu şekilde sinema serüveni de başlamış oldu.
1982 yılında ilk filmi Mine için kamera karşısına geçti. Bu ilk kamera karşısı deneyiminin ardından kendisine ödüller de kazandıran birçok filmde rol aldı.
Sahip olduğu büyük şöhrete rağmen kendine özgü ve sakin bir hayat yaşadı hep Ahmet Uğurlu. Resim yapmak, piyano çalmak. marangozluk oyunculuğun yarı sıra sahip olduğu yetenekler arasında yer alıyor.
Bu arada Ahmet Uğurlu'nun klarnet çalmaya meraklı olduğunu ve Türk halk müziğini çok sevdiğini de ekleyelim.
SEYİRCİNİN HAFIZASINDA YER ETTİ
Ahmet Uğurlu'nun tiyatro, sinema ve TV alanında birçok yapımda kamera karşısına geçti ve seyircinin hafızasında silinmez izler bıraktı.
Mine'nin yanı sıra Tabutta Rövaşata, Acı, Eski Fotoğraflar, Gökten Düşen Hazine gibi sinema filmlerinde kamera karşısına geçti.
Bunlarını yanı sıra Yol Ayrımı., Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi, Zoraki Başkan, Başımıza Gelenler'in de aralarında olduğu birçok TV dizisinde oynadı.
Ahmet Uğurlu. özellikle Tabutta Rövaşata filmiyle ödül üstüne ödül kazandı.
Selanik, Ankara Antalya film festivallerinde en iyi erkek oyuncu ödülünü kucakladı.
Ahmet Uğurlu, senaryo yazarı Necef Uğurlu ile bir evlilik yaptı. Orhan adında bir oğulları olan çiftin evliliği çok uzun ömürlü olmadı.
Derviş Zaim'in yönettiği Tabutta Rövaşata, Uğurlu'nun en ünlü filmlerinden biri.
Uğurlu, Memleket Meselesi adlı yapımda da kamera karşısına geçti.
Eski Fotoğraflar'da Ahmet Uğurlu'nun rol arkadaşı Bennu Yıldırımlar olmuştu.
Uğurlu, yönetmen ve senarist Necef Uğurlu ile bir evlilik yaptı, fakat sonra çift boşandı. Uğurlu çifti, bir dönem Karşı Tiyatro adlı grubun da kurucusuydu.