Güncelleme Tarihi:
◊ Arda Türkmen’le yollarınız nasıl kesişti?
- Özlem Erginay: Arda ile okul arkadaşıyız. O benden iki alt sınıf olduğu için kendisini tanımıyordum. Bir özel şirkette çalışıyordum. Arda da catering şirketi sahibiydi. Bizim davetlerin catering’ini yapıyordu. Bir davet için sunum yapması istendi. Geldi, bir buçuk saat sunum yaptı, insanları etkiledi. Sonra Arda’ya dedim ki, “Sana yemek programı yapacağım”. 6 ay beni peşinden koşturdu. “Öyle bir şey istemiyorum gidin” dedi. Benden kurtulamayacağını anlayınca “Gel demo çekelim” dedi.
◊ Böyle bir yemek programı yapma fikri nereden çıktı?
- Ö.E: Bu hayallerim arasında olan bir şeydi. Tek kişinin sunduğu yemek programları dünyada yapılıyor. Türkiye’de hiç yoktu. Dedim ki ‘Madem yemek programı yapacağız, bir ilk olsun. Konuksuz yemek programı olarak ilk bu işe biz imza atalım. Arda da ben de hayalperest insanlarız. Hayallerimizin peşinden gitmeyi tercih ettik.
◊ Program formatını ilk kime sundunuz?
- Ö.E: İlk CNN Türk’e gittik. Kabul ettiler. Sponsorumuzu bulduk ve ilk CNN Türk’te programımıza başladık. Şimdi Kanal D’de devam ediyoruz.
◊ Sponsoru nasıl buldunuz?
- Arda Türkmen: Özlem bana demo çekildikten sonra “al izle” diye verdi. Ben de demoyu alıp çantama attım, izlemedim bile. Oradan da çıkıp bir toplantıya gittim. Toplantının sonunda müşteri bana “Biz bu sene mutfağa yatırım yapacağız. Televizyonda bildiğin iyi bir yemek programı var mı” diye sorunca çantamdan CD’yi çıkarıp verdim. Ben daha izlememiştim bile... Bir saat sonra beni aradı, “Çok iyi bu. Hemen görüşelim yapalım” dedi. Öyle başladık.
ÜNLÜ OLMAK AKLIMIN UCUNDA BİLE YOKTU
◊ İzlemediğiniz bir demoyu sunmanız büyük bir özgüven göstergesi. Hep böyle kendinize güvenir misiniz?
- A.T: Evet, kendime çok güvenen bir insanım. TV işini ilk kabul etmemin sebebi o dönem farklı işler içindeyim. Catering işine girmiştim, bir sürü borcum vardı. Konsantre olmam gereken işler var. Televizyon renkli bir dünya, ne olacak bilmiyorum. O yüzden bir endişem vardı. Yoksa yapamayacağım gibi bir durum söz konusu değildi.
◊ Ünlü olmak gibi bir hayaliniz var mıydı?
- A.T: Hiç yoktu. Ünlü olmak, tanınmak aklımın ucunda yoktu. Ana motivasyonum yiyecek içecek sektöründe catering işini iyice büyütmek, sektörde bir yere gelebilmekti.
◊ Bugün programın 13’üncü sezonuna başlıyorsunuz. Bu başarıyı neye borçlusunuz?
- A.T: Her şeyden önce bizim iyi ilişkimize borçluyuz. Yapımcılar ile ekran önündekilerin çoğu zaman egoları, kazançları ve hayalleri örtüşmüyor. Biz en başından beri bunu bir güven çerçevesine oturttuk ve yürüttük. Bazı günler o beni çok çeker, bazı günler ben onu çekerim. Böyle dengeli bir vaziyette geldik. Güzel bir ekip kurduk. Uzun zamandır aynı ekiple çalışıyoruz. Para her zaman bizim için ikinci planda oldu. “Arda’nın Mutfağı” aslında yemeği kahramanlaştırıyor. Burada kimse kendini aşırı ön plana çıkarmaya çalışmaz. Hep yemek kahraman oluyor. Öyle olduğu için de 13 sezondur gidiyor. Yoksa insanlar Arda’dan sıkılır, kameradan, dekordan sıkılır.
- Ö.E: Arkadaşlık ve dostluk en önemli şey bu. Arda ile zaten bu işe başlamadan önce aramızda bir dostluk oluşturmuştuk. İkincisi ikimizde çok hayal kuran ve o hayalleri hayalde bırakmamak için bütün çabayı sarf eden tipleriz. Arda çok çalışkan ve iyi kalpli biri. Ben hiçbir zaman ‘televizyon starı’ oldum demedi. Hiçbir zaman kapris yapmadı. İş onun hayatında her zaman öncelikli oldu. Biz ufak bir ekibiz. “Arda’nın Mutfağı”, “Arda ile Omuz Omuza”, Arda’nın YouTube kanalına içerik üretmeyi Arda dahil 5 kişi ile yapıyoruz. Ben makyaj yapar, bulaşık da yıkarım. Arda gerekiyorsa yerin paspasını yapar, içeriye bulaşık taşır. Herkes her işi yapar. Sorunları kimse kişisel algılamaz.
EKİP OLARAK KADIN GÜNLERİNE GİDİYORUZ
◊ Yemek tarifi bulmakta zorlandığınız zamanlar oluyor mu?
- A.T: Yaklaşık 2 binden fazla reçete yapmışızdır. Tarif bulmakta bir yerde zorlanıyoruz, bir yerde de kendimizi geliştiriyoruz. Oturuyoruz tarif toplantısına herkes eteğindeki taşları döküyor. Sonra onları birleştirip içerikleri döküyoruz. Deneme faslına geçip bir kısmını olduğu gibi bir kısmını da değiştirerek uyguluyorum. 13 sezondur aktif olarak 500’den fazla program yaptık. Her programda 3-4 tarif yaptığın zaman binlerce tarif yapmış oluyorsun.
- Ö.E: Yemek aslında moda gibi bir şey, trendleri takip etmeniz gerekiyor. Sosyal medyayı takip etmeniz gerekiyor. Kadınların günleri var. Ekip olarak oralara gidiyoruz. Çünkü Türkiye’nin yemek trendleri o günkü sofrada çıkar.
◊ YouTube’daki yayınlarınıza baktığınızda en çok hangi tarifler izleniyor?
- A.T: Türkler kek seviyor. Börek, pasta, hamur işlerini seviyor. Ağırlık bunlar. Onun dışında görsel olarak coşturan yemekleri seviyor.
Yurtdışına en çok satılan yemek programı
◊ Yurtdışına en çok satılan yemek programı olduğunuz doğru mu?
- Ö.E: Evet. “Arda’nın Mutfağı” yurtdışına en çok satılan Türk yemek programı oldu. 26 ülkede yayınlandı. Bütün Ortadoğu, Afrika, Avrupa ve şimdi de Güney Amerika’da yayınlanıyor. Arda’yı bir Arapça konuşan var, bir İspanyolca konuşan var.
Bizim evde romantizm had safhada!
◊ ‘Kadınlar yemek yapan erkeklerden hoşlanır’ tezine katılıyor musunuz?
- A.T: Kadınlar kendisine değerli hissettiren her şeyden hoşlanır. Yemek de bunlardan biri. Bir erkeğin bir kadına yemek yapması karşısındaki kadını önemsediğini ifade eden bir jest aslında. Öyle olduğu için erkek tarafından yapılan güzel yemek kadını mutlu eder.
- Ö.E: Bence bir erkek sadece jest olarak yapmalı. Her gün adam yemek yapacaksa, o mutfak ne olacak? Adam yemek yapıyor, kadın beş saat mutfağı temizliyor.
- A.T: Bizim evde romantizm şu an had safhada. Sabah, öğle, akşam habire romantizm. Melodi hamile, yemekleri hep ben hazırlıyorum.
◊ Arda Bey evlilik sonrası iş hayatınızda değişiklikler oldu mu?
- A.T: Olmadı ama çocuk doğduktan sonra bir değişiklik yapacağız. Kasım sonu, aralık başı gibi çocuğu kucağımıza alırız inşallah.
◊ İsim belli mi?
- A.T: Henüz ona karar veremedik. En büyük sorunumuz şu an bu.
◊ Melodi Hanım’ın hamileliği sonrası evdeki yemek tercihlerinizi değiştirdiniz mi?
- A.T: 3 öğün yemek yemesi üzerine kurulu bir düzenimiz var. Bir öğün sebze yemeği yemesini öneriyorum. Melodi abur cubur seviyor. Ben yokken işi götürüyordur diye düşünüyorum.