Güncelleme Tarihi:
◊ Kanal D’nin ilgiyle izlenen dizisi “Camdaki Kız”a Laz Kızı karakteriyle dahil oldunuz. Sizi bu projeye çeken ne oldu?
- Aslında menajerim Mert Siliv’le uzun zamandır karşımıza bize uygun bir proje çıkmasını istiyorduk. Doğru zamanı ve doğru projeyi hayat ne zaman karşımıza çıkaracak diye bekliyorduk. Bir gün Mert Siliv aradı, “Sana bomba bir projeyle geldim, delireceksin!” dedi. “Camdaki Kız”dan bahsedince şaka yaptığını düşündüm. Laz Kızı’ndan bahsettiği anda beni ilk çeken detay benim de Laz kızı olmam. Aynı zamanda yakından takip ettiğim bir dizi olması da beni sonsuz heyecanlandırdı.
◊ “Camdaki Kız” sosyal medyada da çok konuşulan, popüler bir dizi. Bu kadar sevilmesini siz neye bağlıyorsunuz?
- Her şeyden önce şunu belirtmek istiyorum... Sevgili Onur Güvenatam çok kıymetli bir yapımcı ve yaptığı her proje büyük ilgi görüyor. “Camdaki Kız” da hayatın içinden, herkesin kendinden bir parça bulabildiği bir dizi. Aynı zamanda oyuncu kadrosunun başarısı da yadsınamaz. Benim adıma dizinin Sedat’ı Feyyaz Şerifoğlu zaten en yakın dostum ve aynı zamanda beraber bir müzik şirketimiz var. Onun bu projede olması dolayısıyla “Camdaki Kız”ı hiç kaçırmadan izliyordum. Bu da karakterlerle bağ kurabilmeme vesile oldu.
◊ “Laz Kızı”nın Hayri’nin hayatına girmesiyle ortalık karıştı. Siz Laz Kızı’nı nasıl tanımlıyorsunuz?
- Laz Kızı sadece sevilmek ve anlaşılmak isteyen biri... Hiç aile duygusunu tadamamış, sevilmemiş, bu yüzden de bu duygularla kandırıldığı herkese koşarak gitmiş, tek başına bir kadın. Aslında ben Laz Kızı’na üzülüyorum diyebilirim.
◊ Asi, gözü kara bir karakter Laz Kızı. Siz de mücadeleci bir karaktere sahip misiniz? Laz Kızı’yla ortak noktalarınız var mı?
- Laz Kızı hem sevgiye aç hem de asi ve mücadeleci bir karakter, doğru. Ortak noktamız, mücadeleci ve hırslı bir yapıya sahip olmamız. Ben de sevdiğimde her şeyimle hodri meydan demeyi engelleyemiyorum. (Gülüyor) Tek farkımız kıskançlığı ve sanırım hazin sonu. Ben olsam arkamı dönüp giderdim, onun gibi körü körüne ateşe gitmezdim.
◊ Laz Kızı karakteriyle sosyal medyada da çok konuşuldunuz. Gelen yorum veya eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Aslında seyirci tarafından bu kadar kısa sürede kabul edileceğimi düşünmemiştim. Çok az eleştiri aldım, o da saçımla alakalıydı. Açıkçası karakteri 5 bölüm kadar kısa bir sürede seyirciye geçirememek beni korkutmuştu. Korktuğum başıma gelmediği için çok mutluyum. Tüm izleyicilerimize sonsuz teşekkür ederim, beni bu kadar kısa sürede sahiplendikleri için.
◊ Sizi ekranda çok fazla görme şansımız olmadı. Ekranda olmak size ne hissettiriyor? Oyunculuğun sizi besleyen tarafları nelerdir?
- Sahne ile TV birbirinden çok farklıymış, onu öğrendim. Diziyle birlikte herkesin evine misafir olabilmek inanılmaz keyifli. Sahnedeyken anlık dönüş almak da çok keyif veriyor ama apayrı duygular. Oyunculuğun en sevdiğim yanı, başka biri olabilmek diyebilirim. Oyunculuk müziğimi besledi, başka birini canlandırmak, onun gibi düşünmek, başka çerçevelerden bakıp şarkı yaparken sadece kendi duygumu değil başkasının duygusunu da anlatabilmemi sağladı.
LAZ KIZI’NI YANLIŞLIKLA GERÇEK HAYATIMA TAŞIDIM
◊ Müzik dünyasının içinden çıkıp bir anda ekran önünde olmak size ne hissettirdi? Yine sahnedesiniz, ancak bir başka karaktere hayat vermek için. Bu durum sizi zorluyor mu?
- Sanırım ilk deneyimim olduğu için biraz fazla içselleştirdiğim durumlar oldu. Bazı sahnelerden sonra kendimi toplamakta biraz zorlandım. Laz Kızı’nı yanlışlıkla gerçek hayatıma taşıdığım anlar da oldu. Ama iç dünyamda yeni bir karaktere daha yer verdim ve bunun sanatıma, müziğime de yansıyor olması beni heyecanlandırıyor.
TOPA GELİŞİNE VURMAK HOŞUMA GİDİYOR
◊ Neler yapmaktan hoşlanırsınız? Özel ilgi alanlarınız nelerdir?
- PlayStation oynamayı çok seviyorum. Çok boş zamanım olmadığı için boş kaldığımda da sadece PlayStation oynuyorum.
◊ Kariyerinizle ilgili ileride başarmak istediğiniz neler var? Hayalini kurduğunuz bir proje veya rol var mı?
- O kadar çok hayalim var ki, hangi birinden başlasam bilemiyorum. Elbette bir strateji üzerine kariyer planlaması yapıyoruz. Ama çok sevdiğim bir söz var; “Sen plan yaparken Tanrı sana güler” diye. Bu nedenle şu sıralar topa gelişine vurmak hoşuma gidiyor. Çünkü hayal ettiğim şeylerden de daha güzel fırsatlar karşıma çıkıyor. Vizyonumuzla birleşecek ve beni ileriye taşıyacak her projeye ve role hazırım.