Güncelleme Tarihi:
◊ Hayırlı olsun yeni diziniz. Sanem sen nasıl dahil oldun diziye, biraz rolünden bahseder misin?
- Sanem Yeles: Menajerim aracılığıyla geldi iş. Bundan önce oynadığım karakterden çok farklı biri Selva. Daha önce romantik komedideydim, şimdi ise dram. İstediğim de bir şeydi aslında. Böyle denk gelmesi beni mutlu etti.
◊ Nasıl bir karakter Selva?
- Sanem Yeles: Selva, ailenin en büyük kızı. Çok genç yaşta âşık olmuş, kaçarak evlenmiş. Kayınvalidesi ile yaşıyor. Hem kayınvalidesinden hem eşinden çok fazla psikolojik şiddet görüyor. Silik, kimseyle tartışmaya bile girmeyen, özgüveni yerle bir olmuş biri.
◊ Gerçek hayatta kardeşin var mı?
- Sanem Yeles: Hayır, tek çocuğum.
◊ Tek çocuksun ve beş kardeşten birini oynuyorsun. Nasıl bir his bu, güzel miymiş kardeşinin olması?
- Sanem Yeles: Gerçekten iyiymiş. Keşke kendi hayatımda da bu duyguyu tatma şansım olsaymış.
◊ Peki “Kızlarım İçin”de izleyiciye vermek istediğiniz mesaj ne? Kadına şiddet, feminizm ya da kadın-erkek eşitliği... İlerleyen bölümlerde bu konularla ilgili söylemleriniz olacak mı?
- Sanem Yeles: Evet olacak. İlerleyen bölümlerde Selva karakterinin dönüşümünü göreceğiz. Her şey bir noktadan sonra tersine dönecek.
◊ Hülya Avşar’ın “Öpüşme sahnelerine koşa koşa giderdim” diye bir açıklaması var.
- Tuvana Türkay: Kişisel tercih (gülüyor)... Bilemiyorum ama bana farklı bir şey gibi gelmiyor. Bir arkadaşımın yanağımdan ya da dudağımdan öpmesi arasında hiçbir fark yok sette.
- Sanem Yeles: Partnerim Brad Pitt olsa ben de koşarım (gülüyor).
- Tuvana Türkay: Beraber olduğumuz insanlara şunu anlatabilmeliyiz bence: Biz sadece işimizi yapıp evimize, ailelerimizin yanına gidiyoruz.
◊ Ne tepki verdin peki sana böyle bir baskı uygulandığında?
- Tuvana Türkay: Önce bunu anlatmaya çalıştım, anlamadığı noktada “Kusura bakma, ben bunu çekmek zorundayım” dedim.
Yani benim işim bu. Ve işim, ailem dışındaki her şeyden önemli.
◊ Peki senin canlandırdığın Kumru karakterinden biraz bahsedelim...
- Tuvana Türkay: Eğer Selva evlenip gitmeseydi muhtemelen bütün ağırlık onun üstünde olacaktı. Kumru, tıp okuyan, aileyi kurtaracak olan kız. Bütün umutların kendisine bağlandığının farkında ve aileyi çekip çevirmek için elinden geleni yapıyor. Anaç, dirayetli, dirençli.
◊ Gerçekte öyle misindir?
- Tuvana Türkay: Evet... Hakikaten birilerine sahip çıkma ihtiyacımı Kumru ile gideriyorum. Bu arada duygusal anlamda çok zor sahneler çekiyorum. İlk bölümde ceset torbasıyla annemin (Ayten karakteri) taşındığı sahne vardı mesela...
OKULLA SET BİR ARADA GAYET GÜZEL GİDİYOR
◊ Naz sana ne soracağım bilemiyorum. O kadar tatlısın ki. Üstelik “Arka Sokaklar”da birlikte de kamera karşısına geçmiştik.
- Naz Ar: Evet, rol arkadaşıydık. Bu da dördüncü dizim.
- Sanem Yeles: Benden daha tecrübeli! (Gülüyor)
◊ Okulla set bir arada nasıl gidiyor?
- Naz Ar: Gayet iyi... Okul saatlerime göre düzenleniyor set saatlerim.
◊ Yoruluyor musun?
- Naz Ar: Hayır.
- Sanem Yeles: Gerçekten yorulmuyor.
◊ Başka kardeşin var mı?
- Naz Ar: Bir tane erkek kardeşim var.
◊ Güzel miymiş bir ablanın olması?
- Naz Ar: Güzel... Ben zaten hep ablam olmasını isterdim.
Büyükler küçüklerden oyun oynamayı öğrenir
◊ Set aralarında oyun oynuyor musun Naz?
- Naz Ar: Bulmaca kitabım var, ondaki bulmacaları çözüyorum. Renkli kalemlerimle çizim yapıyorum. Oyuncu koçum her gün bir faaliyet getiriyor, onlarla vakit geçiriyorum.
- Sanem Yeles: Ben Naz’a sette “Mercimek” diyorum.
- Tuvana Türkay: Ben de “Ponçik” falan diyorum. Ve sonra da hiç izin almadan bol miktarda öpüyorum!
- Sanem Yeles: Naz’ın çok olgun cümleleri var.
- Tuvana Türkay: Bizi öyle şaşırtan cümleler kuruyor ki bazen.
- Sanem Yeles: Naz senin böyle bir cümlen vardı, neydi?
- Naz Ar: Küçükler büyüklerden kuralları, büyükler küçüklerden oyun oynamayı öğrenir.
KARŞIMDAKİNE HAKSIZLIK YAPMAMAK İÇİN EVLENMEM
◊ Tuvana “Evlenmeye zamanım yok” diye bir cümle etmişsin. O ne demek?
- Tuvana Türkay: Şu anda evli olsam, evde biri sürekli beni beklemek zorunda kalacak. Haliyle bu kadar uzun süre çalışmamı istemeyecek ve kriz doğacak. En dinamik, en çalışmak istediğim zamanımdayım oysa... Bu yüzden karşımdakine haksızlık yapmamak için evlenemem.
◊ Sen ne diyorsun Sanem?
- Sanem Yeles: Hiç belli olmaz benim sağım solum (gülüyor). Bilmiyorum bu zamana kadar benim de öyle bir planım olmadı ama genellemelere karşıyım.
HAYVANLARA YASAK UYGULANMASIN,
◊ Hayvanları seviyor musun?
- Naz Ar: Çok seviyorum.
◊ Var mı kedin ya da köpeğin?
- Naz Ar: Kedim var evde. Bir de dışarıda kedim var.
◊ Bu ablayı (Tuvana Türkay) yanında köpeği var diye bir kafeden dışarı atmışlar, ne diyeceksin onlara?
- Naz Ar: Hayvanlara yasak uygulanmasın!
◊ Kötü bir deneyimdi herhalde senin için...
- Tuvana Türkay: Evet fazlasıyla. Üstelik neredeyse çocukluğumdan beri gittiğim bir yer. İlk kez böyle bir şey oldu. Büyük köpeğim falan olsa, içeri sokmaya çekinebilirim. Çünkü kılı tüyü çok dökülür. Ama kucağımdaki küçücük bir canlıydı. Biraz da üslup sıkıntısı vardı, o nedenle ifşa etme ihtiyacı hissettim.
EMPATİ KURULMASI İMKANSIZ BİR SAHNEYDİ
◊ Elifcan, ilk bölümde insanlara şok yaşatan, annesini öldüren sendin değil mi?
- Elifcan Ongurlar: Evet, o benim.
◊ Biraz anlatır mısın? Önce o sahneden başlayalım...
- Elifcan Ongurlar: O sahne... Zor, empati kurulması neredeyse imkansız olan bir sahneydi. Ekip ruhu ile hakkını verdiğimizi düşünüyorum.
◊ Ahsen, rolünle ilgili neler diyeceksin?
- Ahsen Eroğlu: Benim karakterim Suna, dördüncü kardeş. Aslında ailede en erkeksi, daha doğrusu erkeğe karşı olan karakter. O da sanırım anne ve babanın çatışmalarından kaynaklı... “Ben hiçbir zaman evlenmeyeceğim, böyle bir hayat kurmayacağım, çalışıp kendi hayatımı kuracağım” düşüncesinde.