Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2008 00:00
Yurtsan Atakan ve Ali Esad Göksel teknoloji ve kahve dünyasındaki son trendleri Tekofaks Panasonic İcra Kurulu Başkanı Hande Bermek Başoğlu ve Starbucks Türkiye Genel Müdürü Can ekinci ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden yemekleriyle ünlü Borsa Restoran’da konuştu.
Can Ekinci (C.E.): e.yaşam’ın 100. sayısını yayınlamışsınız. Kutlu olsun.
Yurtsan Atakan (Y.A.): Evet. Bildiğim kadarıyla siz de 100. mağazayı açıyorsunuz.
Can Ekinci (C.E.): Evet, 100. mağazamızı Antalya’da açıyoruz. Açtığımız hafta da 5. yıldönümümüz.
Y.A: Hande Hanım, sizde de bir 100 kutlaması varsa, bugün tam olacak.
Hande Bermek Başoğlu (H.B.): Biz bu sene 90. yılımızı kutluyoruz. Büyük bir kutlama yapmaya az kaldı.
Y.A: Buranın şarap menüsü tamamen yerli şaraplardan seçilmiş. Aslında bence çok da doğru bir karar. Türkiye’de şarapçılık çok ilerledi. Ben bir davet aldım, Ali Esat da birazdan gelip duyunca çok kıskanacak. Dünyanın en iyi ikinci restoranı kabul edilen, 6 ay önceden rezervasyon kabul eden üç Michelin Yıldızlı Fat Duck’a. Orası şu anda mönüsüne bir Türk şarabı ekledi, iki Türk şarabı da yolda. İthalat formaliteleri biter bitmez şarap listesindeki yerlerini alacaklar.
C.E: Hangileri?
Y.A: Kayra’nın henüz Türkiye’de satışa çıkarmadığı Kayra Imperial listeye şimdiden gireni. Sevilen’in Centum Şiraz’ı da listeye kesinlikle girecek. Şato Kalecik’in 2004 Fransız Kupaj’ı da listeye girme olasılığı yüksek bir şarap.Ben bir yıl kadar önce Türkiye’de neden yıldız şef yetişmiyor diye bir yazı yazmıştım, Fat Duck’ın somalyesi bir Türk. İsa Bal. Hemen bir mesaj gönderdi. Yemekler tamam olsa bile yanında şarap olmayınca nasıl olacak diye. Ben de yanıt yazdım kendisine. Herhalde İsa Bey Türkiye’den biraz uzak kalmış, Türk şarapçılığının son yıllardaki atılımından haberdar değil diye. Kabahat de Türk şarapçılarında, birkaç şişe gönderip kendilerini tanıtmalılar dedim. Bunun üzerine bazı şarap üreticileri kendisiyle irtibat kurup, şaraplarını tattırmışlar. O da beğenmiş ki birkaç tanesini aldı gerçekten mönüsüne.
Buranın çok iyi bir pidesi var, ekşi maya ile yapılıyor. İşte geldi, bir lokma tadarsınız.
H.B.B: Bir lokma alırım.
C.E: Borsa klasikleşmesini bu gibi ayrıntılara önem vermesine borçul bir anlamda. Zaten İstanbul’da 10 yıl önce popüler olan restoranlardan kaçı kaldı? Bu arada restoran müşterisi de değişiyor, teknoloji tüketicisi de. 10 yıl önce tüketiciler televizyon alırken bu kadar soru soruyorlar mıydı örneğin?
H.B.B: Bunu ben de merak ediyorum. Çünkü teknoloji ilerledikçe tüketiciye daha fazla imkan sunulmaya başladı. Detaya girildi. Aynı fiyata daha iyi görüntü kalitesi oluştu. Üstelik her zaman iyinin de iyisi geliyor. Üç ay sonra daha iyisi çıkacağını biliyorsunuz. Bu da herhalde tüketimi tetikliyor. Likit Kristal ve plazma birbirine karşıt iki rakip gibi gösterildi. Oysa bu çok yanlış. Çünkü iki ayrı teknoloji. İkisi de faydalı. Birisi diğerinden daha üstün değil. Plazma, daha çok hareketli görüntüyü iyi gösteren bir ürün. Likit Kristal, daha parlak ve aydınlık mekanlarda kullanılması gereken bir ürün. Ama sanki rakipmiş gibi gösteriliyor. Panasonic, her ikisini de üretiyor. Taraf değil. İkisini de faydalı görüyor. Panasonic’in her iki tarafta ciddi bir yatırımı var.
Y.A: Siz de Likit Kristal’deki standart ekran boyunu gittikçe büyütüyorsunuz aslında.
H.B.B: Panasonic başlangıçtan beri hem Likit Kristal hem de plazma diyor. Ama Likit Kristal teknolojisi hareketli görüntüye girdiği için daha büyük ekranlarda üretmek gereğini duymadı. Küçük ekrandan 37 ekrana kadar Likit Kristal üretiyoruz, bunun daha üstü için plazmayı tavsiye ediyoruz.
C.E: Teknolojiyle ilgilenen kişiler değişti. Televizyon evde bir dekor olmaya başladı. İnsanlar bilgisayar başında daha çok zaman harcıyor. Neden biz televizyon alırken parlaklığını merak eder duruma geldik?
Ali Esad Göksel (A.E.): Söylediğiniz çok doğru. Teknoloji deyince insanlar bilgisayar konuşuyordu. Bilgisayarda oyun oynayan, yeni yetme ve genç kesimdi. Bir de eskiden ilişkiler insaniydi. Yolda giden birisine soru sorabiliyordunuz. Şimdi İnternet’ten bakıyorsunuz. Buluşacağımız yeri konuşmuyoruz bile.
Y.A: Hayatımıza cep telefonu, televizyonlar, otomobiller gibi farklı teknolojiler girmeye başladı. Dolayısıyla teknoloji herkesin hayatının sıradan bir parçası olmaya başladı. Bu yüzden bilgisayarın özeliğinin önemi kalmıyor.
H.B.B: Aslında teknoloji biz neysek ona hizmet ediyor.. Panasonic, ürünlerini insanları ayırmak için değil, birleşime hizmet etmek için üretiyorum diyor. Ailenin birlikte daha fazla zaman ayırmasını istiyor. Panasonic’in, 5 fabrikası var ve aylık üretimi 5 milyon adet. 5.5 milyon Euro Ar-Ge yatırımı yapıyor.
Y.A: Kahve üretiminde teknoloji nasıl kullanılıyor?
C.E: Starbucks mağazasından içeri girdiğiniz zaman ev ve işyerinden sonra üçüncü adresiniz oluyor. İstediğinizi yapabileceğiniz ve ikinci eviniz olacak ortamı yaratabilmek için daha çok duyusal öğelere odaklanıldı. Starbucks Türkiye ve dünyada, teknolojiyi daha çok alt yapıda kullanıyor. Tedarik zincirinde verimli olmak için, insan kaynakları yönetimi ve eğitim gibi alanlarda teknoloji kullanıyoruz. Siz misafirimiz olarak Starbucks’a girdiğiniz zaman teknolojiyi çok fazla hissetmiyorsunuz.
Y.A: Katılmıyorum. Teknolojiyi kahve zinciri olarak Wi-Fi ile en fazla kullanan şirketsiniz. Wi-Fi, Starbucks ile başladı. Wi-Fi kullanımını müşterilerine ilk sunan şirket Starbucks’tı. Dünyada trend yarattınız.
C.E: Doğru. Teknolojik gelişmeler yaşanıyor ve bunlar göz ardı edilemez.
H.B.B: Starbucks 2003 yılında kurulduğunda ABD’de doğum yapmıştım. New York’ta Starbucks hayatın ayrılmaz bir parçası. İlk kez orada deneyimledim. Orada herkesin elinde Starbucks bardakları vardır. Hemşirelerin elinde bile kahve vardı. Her köşe başında vardı. New York’ta Starbuks’a göre adres tarif edilemez. Türkiye’de bu konumda değil. Ama hepsi iş yapıyor.
Y.A: Türkiye’deki kültüre bakarsanız da hem evde hem de kahvelerde televizyonun çok önemli bir yeri var. Belki de Türkiye’deki Starbucks’lara büyük ekranlı televizyonlar gerekiyor.
C.E: Markaya uzun vadede olan etkisini düşünmek lazım.
A.E: Kullanıcı deneyimi çok önemli. Japon, Kore ve Amerikan firmalarının başarılı olmasının nedeni tamamen kullanıcı deneyimine önem vermeleri.
C.E: Müşteri deneyimi için Starbucks’ta teknoloji alanında çok ilginç fikirler üretilmeye başlandı. ABD’de son bir yıl içinde Ipod ile mağazaya girdiğinizde günün şarkısını ücretsiz indirebiliyorsunuz.
Hande B. BaŞoĞlu
Plazma ve Likit Kristal, sanki rakipmiş gibi gösteriliyor. Halbuki farklı ihtiyaçlara hitap ediyorlar, Panasonic, her ikisini de üretiyor.
CAN EKİNCİ
Starbucks teknoloji iyi kullanıyor. ABD’de Ipod ile mağazaya girdiğinizde günün şarkısını ücretsiz indirebiliyorsunuz.
YURTSAN ATAKAN
Türkiye’de hem evde hem de kahvelerde TV’nin önemli bir yeri var. Belki de Türkiye’deki Starbucks’lara büyük ekranlı TV’ler gerekiyor.
ALİ ESAD GÖKSEL
Eskiden ilişkiler insaniydi. Yolda giden birisine soru sorabiliyordunuz. Şimdi İnternet’ten bakıyorsunuz. Buluşacağımız yeri konuşmuyoruz.