Tekneler tıpkı kadın gibidir iyi bakmazsan sonun kötüdür

Güncelleme Tarihi:

Tekneler tıpkı kadın gibidir iyi bakmazsan sonun kötüdür
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2011 00:00

Alex Thomson dünya turu yapan ünlü bir yelkenci. İki saatte bir yarım saat uyuyup tek başına okyanuslarla boğuşma yetisine sahip. Navigasyon cihazları bozulsa gezegenlerin konumundan bile yönünü buluyor. Sekiz yıldır Hugo Boss’un dev yarış makinesinin kaptanı olan Thomson, geçen günlerde İstanbul’daydı.

Haberin Devamı

Alex Thomson 1998-1999’daki Clipper yarışına katıldığında dünyanın en genç kaptanı (skipper) olarak da tarihe geçti. 2004-2005’te Hugo Boss’un sponsorluğunda Vendee Globe yarışına katılsa da tamiri yolda mümkün olmayan bir kaza yüzünden yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Şimdiki teknesi 18.28 metre uzunluğunda, 6.5 metre genişliğinde. 10.5 ton ağırlığındaki teknenin sadece oynar salması 4.5 ton. Tam bir yarış makinesi olarak görüyor Thomson ‘güzel kızını’: “Fransızlar teknelerinden erkek olarak bahsetse de biz İngilizler onlara hanım(she/her) deriz. Bu kadar güzel bir şeye de kadın olmak yakışır zaten” diyen Thomson heyecanla bu tekneyle neler yapılabileceğini anlatıyor:
“Bu alet sadece yarış için üretildi. Bununla dünyayı tek başına dolaşabiliyorsun. Mesela Vendee Globe yarışı böyle bir yarıştır. Tek başınıza Fransa’dan çıkarsınız. Yapmanız gereken sürekli sola doğru gitmek. Fransa’dan sol yapıp devam ediyorsunuz. Afrika’yı boydan boya geçip tekrar sol yapıyorsunuz. Antarktika’dan sola dönüp, Amerika’dan da tekrar sola doğru gidiyorsunuz. İşte bu kadar basit. Bu rota yaklaşık üç ay sürüyor. Bence günümüzde yapılabilecek en zorlu spor budur. Şöyle düşünün Everest Dağı’na 2 bin 500 kişi çıktı ama Vendee Globe yarışını 100’den az kişi bitirebildi.” Thomson yarışta yanlarına yemek ve ilaç da alamadığını söylüyor.
2007’de üç milyon Euro harcanarak bitirilen tekne her şeyiyle Thomson’a özel. Oturma yerlerinden vinçlerin konumlandırıldığı yerler ve basamaklar bile ona göre yapıldı. Thomson teknenin yapılışını yemek pişirir gibi anlatıyor: “İki tane incecik karbon fiberin arasına bal peteği gibi bir malzeme yerleştiriliyor. Tüm tekne böyle imal ediliyor ve bittikten sonra dev bir fırında 90 derecede pişiriliyor. Böylece sertleşen tekne denize inmeye hazır oluyor.”
Alex Thomson üç milyonluk teknesinin eğer 10 milyon harcansa daha da hafifletileceği görüşünde: “1000 Euro harcandığında bir kilo hafifletebiliyorsunuz. Kısacası ne kadar para harcarsanız o kadar hafif bir tekneniz olur.”

Haberin Devamı

UYKU DÜZENİM SAYESİNDE ÇOCUK BAKIMINDA İYİYİM

Haberin Devamı

Alex Thomson, aynı kulvarda yarışan diğer kaptanlar gibi sürekli formda kalıyor. Ekmek yemiyor, diğer yediği her şeye çok dikkat ediyor. Yarışta olmadığı zamanlar gününün büyük bir bölümünü spor salonunda geçiriyor geri kalan kısmındaysa ekibiyle birlikte antrenman yapıyor: “Bu teknede benim rekorum 30 deniz mili (yaklaşık 55 kilometre) hız. Averaj hızımsa 21 deniz mili. Şimdi çok yüksek gibi görünmeyen bu hız denizde korkunç bir sürat demek. Bu süratte her şeyi kontrolünüz altında tutmanız için kondisyonunuzun çok iyi olması gerekir. Örneğin şu an gayet yağlıyım ve 85 kiloyum. Fakat yarış öncesi 90 kiloya çıkıyorum ve bunun çok büyük bir kısmı kas oluyor. Ama yarış sırasında yiyecek sorunumuz olduğundan çok kilo kaybediyoruz. Yakacak yağ kalmayınca da kaslardan kaybetmeye başlıyoruz. Bir yılın nerdeyse yedi ayı teknede geçiyor. Bunun için kendime çok iyi bakmam lazım.”
Yarış sırasında her iki saatte bir yarım saat uyuyan kaptan bunu normal hayatında da uyguluyor. Thomson, “Böyle garip bir uyku sistemini oturttuktan sonra kolayca eski halinize gelemiyorsunuz. Evliliğim için de çok işe yaradığını bebeğim olduktan sonra anladım. Geceleri onun başında olabiliyorum. Annesine de yük olmuyoruz böylece” diyor.

Haberin Devamı

KAPTANIN AĞZINDAN BİRKAÇ BİLGİ

- Bu teknenin yaptığı hızda bir dalga üstüne gelse plajda yok olur gidersin.- Teknenin ana yelken direği 31 metre. Bir keresinde onun tepesinde yapılması gereken bir işi iki hafta erteledim.
- Dört tonluk salması sağa ve sola 46 derece oynatılabiliyor. Oynar salma sayesinde rüzgarüstü trapezinde 50 kişi oturmuş gibi bir ağırlığa sahip oluyoruz. Oynar salma sistemi yelkenciliğin son 20 yıldaki en büyük gelişmesi.

O FOTOĞRAF DÜPEDÜZ DELİLİKTİ

Bir yarışta çekilmiş tekne fotoğrafımızda teknenin salmasının dışarıda olduğunu görüp çok heyecanlandım. O anda o salmanın üstünde bir pozun çok etkileyici olduğunu düşündüm ve bir yıl boyunca uygun yelken kombinasyonlarını deneyip durduk. Sonunda tekneyi en iyi kombinasyonla yatırdık. Ben takım elbisemi giyip zodyak botla yanına gidip salmanın tepesine çıktım. Çok heyecanlanmıştım, pek akıllıca bir hareket değil bu dedim. Cool durmaya çalışmıştım ama altı saniye durabildim sonra da dengemi kaybedip düştüm. Neyse ki sonuç çok hoşumuza gitmişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!