Tekerine bişey oldu mu?

Güncelleme Tarihi:

Tekerine bişey oldu mu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2003 18:03

"Kabadıyılık öyle kolay değildir. Eski kabadayılar raconu bilir, öyle davranırdı. Bazen imajlarına çizik de atılırdı ama onlar gerektiğinde bunu sineye çeker ve racon neyi gerektiriyorsa aynen yerine getirirlerdi. Doğaner Gönen bana bir hikaye anlattı, ben de onu ciğerciye götürdüm, sabah kahvaltısını ciğerle yaptı. Racon bunu gerektiriyordu çünkü..." Sinan Tanyıldız anlatıyor.

Haberin Devamı

ÇUKUROVA’DAN

Y.Sinan TANYILDIZ

Yazıişleri editörlerimizden Doğaner Gönen geçtiğimiz hafta Adana’daydı. Bizler İstanbul’dan gelenlere hep aynı raconu uygularız. Neler yaptığımızı anlatmadan önce Doğaner Gönen’in anlattığı bir hikayeyi size nakletmek istiyorum:

“Zamanın birinde kabadayılardan biri sabah erkenden kalkmış, traşını olmuş ve ceketini sırtına atarak dışarı çıkmıştı. Yumurta topuklu ayakkabıları, elinde tespihi ile caddenin ortasında yürürken, çevreden kendisini süzenler olduğunu da biliyordu. Bu nedenle yürüyüşü oldukça heybetliydi.

Adeta küçük dağları ben yarattım der gibiydi.

O sırada bir velet, bisikletine binmiş yokuş aşağı iniyordu. Öyle hızlı geliyordu ki frene basıp durması da mümkün değildi. O hızla caddenin ortasında yürüyen kabadayıya öyle çarptı ki, işte o sırada olanlar oldu. Zavallının ceketi bir yana, tespihi öbür yana, ayakkabıları da caddenin ortasına fırlamış, kabadayımız iki seksen yere uzanmıştı...

Canı yanan kabadayı belinden silahı çektiği gibi yerinden ok gibi fırladı ancak kendisine çarpan kişinin 10-12 yaşlarında bir çocuk olduğunu görünce silahı yeniden beline koydu. Racon gereği çocuğa silah kalkmazdı. Şimdi bu veledi dövmek de racona yakışmazdı.

Çaresiz çocuğun yanına gitti ve elini çocuğa uzatıp sordu:

- Tekerine bişey oldu mu len?”

Hikaye böyle... Doğaner Gönen’e racon gereği Çukurova’yı gezdirdik. Akşam da Aqualand’daki caza gittik, müzik dinledik. Sabah programı daha ilginçti. Doğaner’in kahvaltı yapmaması gerekiyordu. Çünkü kahvaltısını ciğerle yapacaktı.

Bunu da uyguladık...

Erkenden kalktık, hep birlikte Birbiçer’e giderek sabah kahvaltımızı ciğerle yaptık. Ortada ezme salata, bol yeşillik ve kimyon...

Herhalde sofraya 50 şiş ciğer geldi. Kahvaltı bittikten sonra onları İstanbul’a uğurladık. Sabah kahvaltılarını ciğerle yapan arkadaşlarımız akşama kadar ağızlarına bir lokma bile sokmadılar. Arabalarında şalgam suyu vardı, herhalde onu bitirmişlerdir.

Eeee... Bölgenin raconu bu... Kahvaltını sabahları ciğerle yapacaksın. Şişlerin üstüne kimyonu serptin mi ciğerin tadına doyum olmuyor. Eğer yolunuz buralara düşerse deneyin ve sabah kahvaltınızı ciğerle yapın. Kendinizi daha dinç hissedeceğinize eminiz. Haa bu arada caddenin ortasında yürümeyin ve arkanıza da dikkat edin. Ne olur ne olmaz, imajınız çizilebilir...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!