Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2005 00:00
BU iktidar, eline geçen her fırsatta bar bar bağırır: ‘Geçmişi unutmayın. Tek parti dönemi bir daha yaşanmayacak.’ Ama asıl tek parti dönemini şu anda kendileri yaşatıyor.Türkiye’de, özellikle TBMM çatısı altında yüz kızartıcı, utanç verici, ülkemiz açısından son derece vahim olaylara tanıklık ediyoruz. TBMM, yani yasama organı, AKP’nin emir ve hizmetinde. Yasama organı, yürütmenin, yani hükümetin emrinde. Yasalar görüşülüyor, görüşmeler 15-20 kişiyle sürdürülüyor. Oylama zamanı gelince AKP milletvekilleri salona giriyor ve eller otomatik olarak kalkıyor. Kim neyi oyluyor, kim neye oy veriyor belli değil. Her şey bilmeden yapılıyor. Kargaşada milletvekillerinin eline daha önceden bakanlar tarafından hazırlanmış önergeler veriliyor, imzaları alınıyor ve bu önergeler bir anda oylanıyor. Hiç ilgisiz konular, görüşülmekte olan yasalara sokuluyor, kimse ne olduğunu bile anlamıyor. Yasalar böyle çıkıyor. Aslında ülkenin nereye sürüklenmekte olduğunu görüyoruz. TBMM çatısı altında ve ülke genelinde örgütlenmiş bir tek parti iktidarı, dış güçlerin emirleri doğrultusunda hızla gidiyor. Ancak bu gidişin sonu olmayacak.***Meclis’te Kuran kursu açıldığını hiç duymuş muydunuz? Bunlar yaptı! Küçücük çocukları Meclis’e sevk edip Kuran dersleri başlattılar. Başbakan önceki gece ekranlarda Ulusa Sesleniş konuşması yapıyordu. Bundan öncekilerde arkasında
Atatürk resmi olurdu. Şimdi onu kaldırmış. Bu kez arkasında bir cami ve -onu dengelemek için olsa gerek- uzaktan görünen Anıtkabir var. Başbakan kendisi söylemiş ve geçmişini inkár etmişti: ‘Biz Milli Görüş gömleğini üzerimizden çıkardık.’ Hayır, o gömlek aynen üzerlerinde. Her şey dine, Kuran’a ve türbana endeksli. Bunlara destek veren içkiciler de artık ekranlara hiç utanmadan kafayı örtüp çıkıyor! ***Türk milletinin parası, emeği, alın teri, bilgi ve becerisiyle ve büyük zahmetlerle ortaya çıkarılan Türk Telekom, Tüpraş, Erdemir gibi altın yumurtlayan, devlete millete her yıl katrilyonlar kazandıran tesisler, bu iktidar döneminde eláleme peşkeş çekiliyor. Türk Telekom dün Arap-İtalyan ortaklığına gitti bile. AKP tıkandı, sıkıştı. Parasal yönden de öyle. Önceki gecenin geç saatlerinde TBMM’de yapılan acayip bazı operasyonlarla İMKB, RTÜK, BDDK gibi tüm kurum ve üst kurulların parasına hükümet el koydu. Niçin?Çünkü para yok. Bütçenin yaması artık tutmuyor. Parlak nutukların sonucu işte bu oldu! ***Şimdi Meclis’ten yangından mal kaçırır gibi yasa geçiriyorlar. Tatile girilecek ya, komisyon toplantıları sabah saat 8’e kadar sürüyor. Ortalıkta 10-15 milletvekili var, hepsi baygın durumda. Böyle yasa çıkarılır mı? Çıkarsa sağlıklı olur mu? Nitekim olmuyor. Bunların çok acele çıkarılması IMF’nin emri. Dikkat ediniz, bu acele ve telaş Türk milletinin çıkarı için değil. IMF çıkması gereken yasaları resmen belirliyor, değişecek hususları bildiriyor, maddeleri dikte ediyor ve AKP iktidarı bunları acele tarafından çıkarıyor. Öylesine sıkıştılar ki, bu amaçla iki gün önce acele içtüzük değişikliği yaptılar. Niçin? Muhalefet milletvekilleri konuşmasın ve zamandan tasarruf (!) sağlansın diye. Bu yapılan iş tümüyle Anayasa’ya aykırı. Aynı işlemi geçmişte Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. Şimdi de edecek. Ancak o karar çıkıncaya kadar çıkarılan yasalar geçerli olacak. İç siyasette AB, ekonomide IMF, dış siyasette ABD ve AB! Türkiye Cumhuriyeti bu tek parti-milli görüş iktidarı döneminde işte bu durumlara düşürüldü. Bakınız, Recep Tayyip Erdoğan 8 Mayıs 2002 tarihinde, henüz iktidar olmadığı dönemde aynen ne diyordu: ‘Parlamentonun emir komutaya bağlı kışla düzeni içerisinde idare edilmeye çalışılmasını da anlamak mümkün değildir. Koalisyon hükümeti milletvekillerinin parmak kaldırma makinesine döndürülmesini kime nasıl anlatabilirsiniz?’Geçmişte bu sözleri söyleyen kişi her şeyi unutmuş, TBMM’de kışla düzenini kendisi kurmuş, her birini tek tek otomatik oy makinesine döndürmüş. Vah onun kayıtsız şartsız emrindeki, hizmetindeki AKP milletvekillerine, vah!
button