Tek kusurum ayaklarım çünkü hala iki boyutlu

Kendinizi anlatır mısınız, nasıl bir aileden geliyorsunuz?
- Model okulunu bitirdim, modellik yapıyorum. Ayrıca kız kardeşimle kurduğumuz ‘X Factor’ adında bir PR şirketim var ve bir Türk tasarımcına ait olan ‘LOQ Hair’in PR danışmanıyım. Orta gelirli, çekirdek ailem var diyebilirim. Annem Dallaslı bir ev kadını, babam Atinalı emekli sosyoloji profesörü. Ben Türküm. Sanal dünyada olabiliyor böyle şeyler... (Gülüyor)

Çocukluğunuzda da böyle hep beğenilen, güzel bir kız mı oldunuz?
- Model olmadan önce de Second Life’da tanıştığım insanlar hep “Model misin?” diye sorarlardı. Zaten o kadar çok sordular ki, sonunda olmaya karar verdim. Şubat 2010’da sırf kendimi denemek için bir modaevinin açtığı yarışmaya katılıp kazandım. 30’dan fazla defileye katıldım. Yarışmasını kazandığım moda firmasının kontratlı modeliyim.

Dünya güzellik yarışmasına katılma hikayeniz nasıl başladı?

- Seçmeler dört ay sürüyor. Defalarca katılan kızlar var. Yıllardır ısrarla seçilmek için uğraşıyorlarmış. Bunları duyunca şansımı denemek istedim. Katıldım ve ilk seferde seçildim. Tabii piyasada küçük çaplı bir bomba patladı. Diğer kızlar, arkamdam “Little chicken won” (Küçük piliç kazandı) demeye başladılar.

Hangi ülkeleri geride bıraktınız? Kaç Türk arasından seçildiniz?
- Geçen yıl bu yarışmaya 1268 kız katılmış, 161 kız finalist olmuş ve 24 kız resmi olarak aday seçilmiş. Bu yıl başvuru sayısının iki bini aştığı söyleniyor ama rakamlar henüz açıklanmadı. 30 ülke seçildi. İki kız yarışma sürerken ayrıldılar şu anda 28 ülke olarak finale gidiyoruz. Seçmelere benim dışımda bir Türk model daha katıldı ama kazanamadı. Geçen yıl yarışmaya katılıp Miss Turkey seçilen avatar yarışmadan sonra oyunu bırakmış diye duydum.

Sizce diğer kızlardan sizin farkınız ne?
- Diğer kızlara benzemiyor olmam. Ayrıca çok çalışkanım. Tam bir işkoliğim.

Bu yarışmada şansınız ne? En yakın rakibiniz hangi ülke?
- Sektörde çok güçlü olan dolayısıyla da adaylarına iyi destek veren favori ülkeler var. Benim favorilerim Mısır ve Almanya. Ben galiba bu yarışın sürpriz atıyım. Second Life basını ve dedikodu kulisleri favori olduğumu söylüyor. Dürüstçe cevap vermem gerekirse 12’ye gireceğimi düşünüyorum ama ilk beş biraz zor...

YARIŞMADAN SONRA ÇIPLAKLAR KAMPI

Birinci nasıl seçilecek?
- Yarışmanın duyurduğu her provaya ve etkinliğe katılma şartı var. Yarışma süresince görünümünüzü değiştiremiyorsunuz. 30 kız, üç ay boyunca toplamda altı styling yarışmasına katıldık. İki büyük defile yaptık. 10 resmi jüriyle bire bir görüştük. Finalde de gerçek hayattaki yarışma gibi, ulusal kostüm ve bikinili geçişten sonra jüri önce top 12’yi belirleyecek. Sonra da ilk beş açıklanacak.

Kurallar var mı? Örneğin estetik yaptırmak yasak mı?
- Evet. Estetikli adaylar alınmıyor. Benim de estetiğim yok. Saçlarım boya değil. Kara kaş, kara göz, kara saçlı bir kızım.

Kendinize nasıl bakıyorsunuz?
- Benim formülüm, ‘düzenli uyu, kaliteli beslen, her gün yüz’... Cilt bakım ürünü hiç kullanmadım. Su ve sabunla ilişkimi sıkı tutuyorum, yeterli oluyor.

Sizin oralarda erkekler nasıl kadınlara ilgi gösteriyor?
- Sarı saç, renkli göz her zaman ve her yerde olduğu gibi burada da popüler. Ben en çok gözlerimi beğeniyorum. Sormadınız ama ayaklarımdan nefret ediyorum teknoloji bu kadar ilerlediği halde hala üç boyutlu ayağı olan avatar yaratmayı beceremediler.

Nasıl bir yaşam tarzınız var? Türk örf ve adetlerine göre mi yaşıyorsunuz?
- Son üç aydır yaşamıyorum desem yeridir. Uyanıp, styling yapmaktan, provaya koşturmaktan, defileye çıkmaktan özel hayatım kalmadı. Örf ve adetlere sığar mı bilmem ama yarışmadan sonra bir çıplaklar kampına gidip aylarca orada yaşamak istiyorum.

Güzellik yarışmalarında o ülkenin genleri önemli ve belirleyicidir. Ama bu yarışmada ırklar üstü bir durum var. Örneğin sizin bir Türk kızı olduğunuz ne kadar anlaşılıyor?
- Miss China, Miss Russia ya da Miss Brazil arasındaki kıtasal farklardan oluşmuş fiziksel detayları net olarak görürsünüz.

Bu oyunda günde 2 milyon dolar dönüyor
AVATARIN SAHİBİ - HALİDE MERİÇ (45)

Gerçek adını vermek istemiyor ve Halide Meriç adını kullanıyor. Uzun yıllar reklam danışmanlığı yapan Meriç, kumral, kahverengi gözlü, 1.57 boyunda zayıf bir kadın. 1994’den beri bulunduğu sanal alemde ‘Ranini’ adını kullanıyor. Second Life dünyasıyla tanışmasını şöyle anlatıyor: “2007’de Apple’ın web sitesinden program ve oyun güncellemesi yaparken Second Life’a rastladım. İki yıl boyunca durmaksızın Secon Life turu yaptım. Sonra fark ettim ki oyun bana durmadan bir şeyler öğretiyor. Mesela İngilizce öğrenmeye başladım. Yaklaşık olarak 10.5 milyon nüfuslu bir oyun. İstanbul’da yaşayan biri olarak, bir anda Jerseyli bir arkadaş sahibi oluyorsunuz. Bu yarışma nedeniyle eskisine oranla biraz daha fazla bilgisayar başında kalıyorum ama bilgisayar başında ölü bulunan Amerikalı genç kız gibi sağlıksız bir oyun bağımlılığım yok. Sosyal hayatım var, içe kapanık bir insan değilim. Aslında oyunla ilgili çok özendirici olmak istemiyorum çünkü eğer tıbbi deyimiyle akıl sağlığınız pek de stabil değilse, her anlamda bir yetişkin değilseniz, oyun sizi çok çabuk etkisi altına alır ve gerçeklik iskemlenizi altınızdan çekebilir. İçeride dolaşan günlük sıcak paranın iki milyon dolar olduğu bir oyundan bahsediyoruz. Örneğin benim avatarım şu anda bütün masraflarını, üyelik aidatı da dahil olmak üzere kendi kazancıyla karşılıyor.”

YÜZÜM DİĞERLERİNDEN FARKLI

Oyuna girdiğinizde pakete dahil olarak size temel bir avatar seçme hakkı temel bir iskelet (shape) ve ten (skin) veriliyor. Sonrasında 2010’a kadar yeni bir ten aldım. Kalabalığa bakıp, az olanı yapmaya karar verdim. Nasıl becerdim bilmiyorum ama şu anda gerçekten oyun içindeki kimseye benzemeyen bir yüzüm var.