Güncelleme Tarihi:
Bu, son yılların en ayrık otu fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’la, (35) bir erkek bir kadını nasıl sever, niye sever röportajı aslında… Hiç de sıradan olmayan bir erkeğin kadına bakış açısı üzerinden erkekleri ve günümüz ilişkilerini anlama kılavuzu da diyebiliriz.
İlk aşk?
- İlkokul dördüncü sınıftaydım. Miniciğim ama aşığım. Esmer bir kız ama ben onu kırmızı bir leke olarak hatırlıyorum. Çünkü kırmızı rugan babetleri vardı. O zamanlar sende hatırlarsın “Benimle çıkar mısın” diye berbat bir soru vardı. Ve her şey o soruyla başlardı. Biz de öyle “çıkmaya” başlamıştık.
O yıllardaki kadına bakış açınızla şimdiki arasında çok fark var mı?
- Hem de nasıl! Ben 20’li yaşlara gelene kadar kadınları şu an düşündüğümden çok daha değerli olduklarını düşünüyordum. Mesai harcaman gereken varlıklardı. İtina etmek gereken… Gerçi ben hala bir kız arkadaşım olduğunda ona kendini hep iyi hissettiririm ama artık kadınlar kendi kendilerine değer vermiyor ki!
İlk ciddi birlikteliğiniz?
- Karım.
Karınız mı?
- Evet, ben bir kez evlendim. 27 yaşında evlendim 30 da boşandım. Çok uzun süreli bir ilişkiden sonra… Uzun süreli ilişkilerden sonra erkekler hep iyi kızı bırakır kötü ve eğlenceli kıza kaçar ya ben onlara yıllarca küfrettim. Onların yaptığını yapmamak için gittim evlendim.
Ve pişman oldunuz…
- Asla. Hiçbir ilişkim için evliliğim de dahil buna hata gözü ile bakmadım. Çünkü hayatıma giren tüm kadınlar, zaten hepi topu 3 kişi oldu, bana inanılmaz şeyler kattılar. Ben bu konuda çok şanslı bir herifim.
Kadınların erkekleri eğittiğine inanıyorsunuz öyleyse?
- Kesinlikle inanıyorum ben kişisel eğitim sürecimi kadınlarla tamamladım. Kadınların kafası erkeklerden çok başka çalışıyor. Anaç yapıları ile o hamura şekil veriyorlar. Benim hayatımda opera varsa, edebiyat varsa, asla kendi kendime öğrenemeyeceğim bazı bilgiler varsa hepsi kadınlar sayesinde.
Kadının aynı zamanda seksi bir varlık olduğunu ne zaman fark ettiniz?
- Ortaokul son sınıfta. O zamanlar lise son sınıfta okuyan bir kız arkadaşım vardı ve inanılmaz seksiydi.
O yaşta o kızı nasıl tavladınız pardon?
- Ama ben o zaman feci bir tiptim, şu an olduğumdan 40 kat falan iyi görünüyordum. Okul basketbol takımının kaptanıyım, ikinci ligde basketbol oynuyorum, sürekli fotoğraf çekiyorum, pembe Sebago’lar, beyaz 501’ler, yakası kürklü Vakko montlar falan…
Kendini beğenen bir tip olacağınız o zamanlardan belli? Bu özgüven nereden geliyor pardon? Stüdyonun kapısından girince de duvardan duvara bir Mehmet Turgut fotoğrafı karşıladı beni. Megaloman olmadığına emin misiniz?
- O sergiden kalma ya! Ama ne kadar naif bir fotoğraf niye öyle diyorsun?
En son eski Türk filmlerinde görmüştüm. Adam kendini aldatan kadının dev fotoğrafının karşısına geçer viskisini yudumlarken ateş eder...
- Ben de bir kız arkadaşım olursa ona hediye edeceğim zaten, bıçak atsın diye. Şaka bir yana megaloman değilim kendimle barışığım o kadar. Dikkatimi çeken birinin yanına gider ve mutlaka konuşurum. Bence zaten sanat dediğimiz hikaye böyle bir şey. Sınırsız bir merak şart şart. Bir de hayatında karanlık bir tarafı olmayan birinin üretmesi çok zor.
Sizin karanlık taraflarınızdan neler var?
- Geceler. Ankara’da da gece çıkmayı seviyordum, İstanbul’da da devam ediyor. Eğlenmeyi, sokakta olmayı, arkadaşlarımla içmeyi hep sevdim. Benim sabah uyandığımda, geceye dair anlatacak hikayelerim olmalı.
İLK GÖRÜŞTE AŞIK OLUYORUM O KADIN BİR HAYAT KADINI BİLE ÇIKABİLİR
Siz aşık olunca, size neler oluyor?
- Dedim ya üç kere aşık oldum ve üçünde de ne olduysa bir anda oldu. İlk görüşte. Gördüğüm an “Budur” dedim. Kim olduğu adı soyadı ne iş yaptığının hiç önemi yok, hayat kadını olabilir, öğretmen olabilir, doktor olabilir, her şey olabilir. Ama bana hep piyangodan büyük ikramiye çıktı. Üçü de alt yapısı inanılmaz sağlam kadınlardı. Belki gözlerinden o bilgelik ışığını aldım. Öyle bir bakıyorlardı ki bana “Gel bakayım sen bana lazımsın” der gibi… Çarpıldım. Işığa doğru yürüdüm hep. 35 senede üç kere oldu. Bir daha olur mu bilmiyorum.
Aslında bu devirde çok iyi bir skor 3 aşk? Çünkü malum biz kirlendik ve tükendi dünya?
- Evet tükettiğimize katılıyorum ama ben bunun suçlusunun erkekler değil kadınlar olduğuna düşünüyorum. Her şey tersine döndü. Ben lisedeyken bir kızdan hoşlandığım zaman elini tutmak için üç ay geçmesi gerekirdi. Bir yıl falan sevgili kalabilirse belki öpüşebilirdim. Güzel günlerdi.
Bir kadının kolay elde ediyor olmak erkeklerin aşka inancını mı bitirdi yani?
- Evet, ben mesela gece çıktığım zaman içip eğlenmek için çıkıyorum. Vampirlik yapmaya çıkmıyorum. Bazen öyle şeyler oluyor ki inanamıyorsun, yuh artık falan diyorsun. Beş kadın rekabete giriyor, kolumdan yakamdan çekiştirenler oluyor, bazıları agresif tepkiler veriyor, rahatsız ediyor.
Ama sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin. Flörtözlüğün dillere destan?
- E tabii ama ben mümkünse istediğim kadınla konuşayım ve flört edeyim. Hepimizin hormonları var ve hepimiz yaşıyoruz. Ama keşke zarafetimizi kaybetmesek. Hiç tanımadığım bir hanımın ben Mehmet Turgut’un kız arkadaşıyım diye ortalıkta gezdiğini biliyorum ben. Hayatımda hiç görmemişim.
Emin misin hatırlamıyor olabilir misin?
- Ben fotoğrafçıyım Sibel, bir kere gördüğüm yüzü unutmam. Ne kadar içersem içeyim.. Kadınlar tuhaf. Bu sırf gece hayatının sorunu değil biliyor musun? Taciz gündüz facebook ve twitter dan takip ediyor. Fotoğraflarımın altına yazılan mesajları şu an söylemeye utanırım. İnstagram da bazen kendi fotoğraflarımı paylaşıyorum…
Bazen miii?
- Yani günde birkaç defa. Altında yazılan yorumları oku bir gün…
Evet sosyal medya cesaretinin ne olduğunu biliyorum ama sen de hiç az değilsin… Hangi açıdan nasıl sırıtırsan seksi duracağını falan bilip, hesaplayıp o tip fotoğraflarını koyarak kışkırtıyorsun kadınları… Kendini çok mu beğeniyorsun, bunu piçliğine mi yapıyorsun?
- Eğleniyorum. Terry Richardson, New York da eğleniyor Mehmet Turgut’ta İstanbul’da ne var bunda. Herifin bir kitabı var “Terry’s World” diye iki sayfada bir penisini görüyorsun.
E bu gidişle 20 sene sonra sende yaparsın…
- Bu ülke o bilinç ve o kafaya gelirse niye yapmayayım. Ama hiç sanmıyorum. Bunu yapmak için yurtdışına taşınmak lazım. Sırf penisimi göstermek için de taşınamayacağım.
Aşk yaşadığın zaman evde vakit nasıl geçer?
- Benim aşık olacağım kadının benden fazla olması lazım. Ben eğer ondan iki adım öndeysem o zaman sıkıntı olur. Tam konsantre olamam. Bizi gören insanlar desin ki: “Bunlar evde baş başa kaldıkları zaman kesin bir şey üretiyorlardır. Yazıyorlardır, çiziyorlardır… Bunlar sadece sevişmek ve eğlenmek üzerine kurgulamıyorlardır hayatı” Ben sevgilimle birlikte tepki gösterebilmeliyim.
Kalbin beyinle birlikte masada oturduğu ilişkilerde çok da kavga çıkar. Siz en çok hangi konuda kavga edersiniz? Size nasıl çomak sokulur?
- Bana sen kimsin gibi bir aşağılama ile geldiğinde ben gerçekten çok sinirleniyorum. Hemen oradan uzaklaşmak istiyorum. İnsanlar hayatı boyunca bu sorunun cevabı için üretirler çünkü. Bunun dışında pek meselede kavga çıkmaz. Bir de arkadaşlarımla iyi geçinmesi lazım.
Gelelim seks konusuna… Sadece bedenini istediğin bir kadınla birlikte oluyorsun değil mi? O gecelerde güneş nasıl doğuyor?
- Anthony Hopkins’in bir lafı var sabah uyandığında ya kendime ya da yanımdakine bir taksi çağırırım. Ben gecelerin ve o sabahların dramatik ve karanlık tarafını da seviyorum. Mesela yeni tanıştığın birisiyle oturup baş başa kalıp bir şeyler konuşmak o kafa. Hiç tanımadığın biri bana bazen inanılmaz huzurlu geliyor. Ama şunu da biliyorum ki seks her zaman uzun süreli ilişkilerde muhteşem olmuştur. İnsanlar bir gecede birbirlerinin vücudunu tanıyamazlar bu bir keşiftir. Tek gecelik seks amatör bir çarpışmadır sadece. İhtiyaç molası diyorum ben ona geçiyor gidiyor.
Peki bu ihtiyaç molaları arka arkaya geldiğinde yüreğe ağırlık yapmıyor mu? Bir de mesela senin için ihtiyaç molası olan seks seviştiğin kadınlar için çok daha fazlasıysa o kadınları duygu ve istekleri arka arkaya yığıldığında üzerinde bir ağırlık hissediyor musun?
- Sorun orda zaten bu seviştiğim kadınların bir beklentileri yok. Keşke birikseydi. O zaman daha çok ilişki yaşayabilirdik belki de. Ama maalesef kadınlar artık o kadar zarif değil.
Aşık olunca şiir yazar mısınız?
- Hayır
Şairlerin şiirlerinden alıntı yapar mısınız?
- Bir tek Charles Bukowski
Çok romantiksiniz…
- İlişki de değil ilişki yaşamadığımda ama… Aşk acısı çekerken daha doğrusu… Bukowski bence benim gibi erkeklerin sözlüğü gibi bir şey.
Geceleri dışarı çıktığınızda skor peşinde koşar mısınız?
- Asla. Boş döndüğüm çok oluyor. Ben beslenmeye çıkıyorum. Ben Aydın Boysan, Mustafa Alabora, Haldun Dormen ve Halil Ergün ile haftada iki gün rakı içiyorum. Sence onlarlayken avlanmak peşinde miyim?
Bana bir özeleştiri yapar mısınız?
- Düzeltmeye çalıştığım bir huyum var. Biraz içince kendimi anlatmaya başlıyorum. Şunu yaptım bunu yaptım. Roma’da sergi açtım, Ozzy’ye albüm kapağı çektim falan anlatıyordum. Niyeyse? Gündüz asla böyle bir şey yapmam, utanırım. Niye kız arkadaşına kendini anlatırsın, o zaten görüyor?
Biraz havaya girmiş olabilir misiniz?
- Bir dönem ciddi ciddi girdim. Zaten kiloları da o ara aldım. Kendini beğenmişlikten şiştim. Halbuki kocaman bir kafa, uzun saçlar, kötü bir sakal, 100 yıl önce Rock grubu varmış dağıldıktan sonra kendini salmış gibi… Dedim ki bir kendine gel 35 yaşındasın. Yeme düzenimi değiştirdim 56 bedenden 48 bedene düştüm. Saçlarımı kestirdim enseme “HİÇ” diye bir dövme yaptırdım. Kendime hiçbir şeysin demek istedim. Bu benim için ego sıfırlama operasyonuydu.
Ve son soru; sizce aşklar niye bitiyor?
- Aşklar bitmiyor ilişkiler bitiyor.
Nasıl üç kadına da hala aşık mısınız?
- Öyle bir aşk değil bu. Mesela üçünün de çok iyi yerlerde olmalarını ve gerçekten birilerini sevmelerini ve sevilmelerini diliyorum. İşleri de hayatları da her şeyleri çok iyi olsun istiyorum. Ben onları gerçekten sevdim ve bence gerçek sevgi budur.
AİLEMDE HERKESİN ÖZEL HAYATI VAR
35 yaşıma geldim, bugüne kadar hiçbir aile bireyimle hiçbir kız arkadaşım hakkında konuşmadım. Bizim ailede herkesin özel hayatı vardır. Ve kimse kimsenin özel hayatına asla müdahale etmez. Üzerine yorum bile yapmaz. Annem ve babamın ablam ve ağabeyimden toplam 7 tane torunu var.
İLK DÖVME YAPTIRANLARDAN BİRİYİM
Babam benden 40 yaş büyük. Tam bir tekne kazıntısıyım, bu yüzden hayat boyu her istediğimi yaptım. Ortaokul son sınıftan gittim saçımı platin sarısına boyattım. Ankara’ da bundan 17 yıl önce ilk dövme yaptıranlardan biriyim.
HAYATIMA GİRECEK KADIN RAKI İÇMELİ
Benim hayatıma girecek kadın rakı içmeli, rock müzik sevmeli, hayvanları özellikle de kedileri sevmeli, seyahate, keşfetmeye tapmalı.
KADINA ŞİDDET UYGULAYAN ERKEKLERİN PİPİLERİ KÜÇÜK
Kadına şiddet uygulayan erkeklerin hepsinin bence pipileri küçük. Ciddi söylüyorum bir kadına şiddet gösteren bir herifin böyle bir eksikliği olması lazım ya da küçükken başına bir hadise gelmiş olması gerekir. Bir erkek bir kadına gerçekten tam gücü ile vurduğu zaman o kadını öldürebilir. Arada fiziksel bir fark var.
Neden Mehmet Turgut?
Çünkü hayatı hızlı yaşıyor, çünkü zayıfladıktan ve saçlarını kestikten sonra kızlar ona bayılıyor, çünkü gece mekanlarında rock star muamelesi görüyor, çünkü aşık olunca iliklerine kadar oluyor ve aşkı yaşayış biçimi kıskandırıyor, çünkü bekarken flörtözün Allah’ı, çünkü ben onun özellikle bu aralar aradığı ama bulamadığı bir şeyler olduğunu düşünüyorum. E bu da hepimizin sorunu değil mi?