Güncelleme Tarihi:
Yola enstrümantal albüm fikriyle çıkan, sonraılhan şeşen, Sezen Aksu, Levent Yüksel gibi birçok önemli ismi projeye dahil eden Başar’ın albümünde söz yazarı Zeynep Talu da bir şarkı yorumladı.
* Bu kadar önemli ismi bir araya getirme fikri nasıl doğdu?
- Aslında sevdiğim şarkılardan oluşacak enstrümantal bir albüm yapma fikriyle yola çıkmıştım. Sonra bir akşam “Neden o insanlara söyletmiyorum ki şarkıları” dedim kendi kendime. Ama nasıl karşılayacaklarını bilmiyordum.
* Neden?
- Ben hepsini tanıyorum ama onlar benim müzik yönümü çok iyi bilmiyorlar çünkü...
* Peki korktuğunuz başınıza geldi mi? Zorlandınız mı o isimleri ikna etmekte?
- Yok, hiç zorlanmadım. Fikir hepsinin hoşuna gitti. Beni onlar motive ettiler bile diyebilirim. Çünkü ben çok pimpirikliyimdir.ılk kez böyle bir işe kalkıştığım için sürekli “nasıl olacak, acaba yapmasam mı” diyordum.ılhan abi ve Sezen yüreklendirdi. Hattaılhan abi “Benim şarkılarımsın”ı okuduktan sonra “Ben senin için başka bir şarkı daha söylemek istiyorum” dedi. “ızmir’in Kavakları”na dört dörtlük bir düzenleme yapmış. Enteresan bir formda çalmış, onun demosunu yolladı, biz de aldık.
* “Yıllar boyunca müziği geri planda bıraktım” demişsiniz. Neden?
- Biraz tesadüf bunlar.
* Sahneye çıkmanızın da tesadüf olduğunu söylüyorsunuz zaten...
- Öyle çünkü... Küçük yaşta davul ve piyano çalmaya başladım. Yıllar sonra bir de saksafon aldım, evde kendi kendime çalıyordum.
KENDİMİ TESADÜFEN
SAHNEDE BULDUM
* Peki nasıl profesyonelleştiniz?
- Ben çalışmaya 17 yaşında başladım. O günden beri de neredeyse hiç durmadan çalışıyor, çok değişik işler yapıyorum. Radyo programı, televizyon programı, yazı yazmak, gazetede yöneticilik, dergi çıkarmak, kitap yazmak...ılk kez iki sene önce televizyon programına ara verince bir boşluk oluştu. O dönemde Türk Eğitim Vakfı’nın bir gecesi düzenlendi. Beni aradılar, “Zara, Erkan Oğur, Fatih Erkoç, Sertab Erener, Fahir Atakoğlu’ndan oluşan çok büyük bir grup şarkı söyleyecek. Ama biz işi müzik olmayan birkaç kişiyi de sahneye çıkaracağız” dediler. Benden birine saksafonla eşlik etmemi istediler. Konsere iki gün vardı. Gittim ama ne çalacağımı bilmiyorum. “Çökertme” çalıyorlardı, “iyi” dedim, “bunu çalarım”... Bir şekilde o performansı yaptık. Ertesi gün orkestra şefi aradı, “Çalış şeklin ilgimi çekti, buluşalım” dedi. Sonra bir gün “Nardis’de konserimiz var” diye aradı. “iyi gelirim seyretmeye” dedim, “Yok, sen de çalıyorsun” dedi. Kendimi sahnede buldum.
* Hobi olarak müzik yaparken birden kendinizi sahnede bulunca neler hissettiniz?
-İlk başlarda çok gerdindim. Sonra Burçin Büke’yle çalışmaya başladım. Yavaş yavaş benim dörtlüyü kurduk. Doğal bir akış...
* Diğer işleri bırakıp sadece müzikle uğraşmayı düşünmediniz mi?
- Her şeyi bırakıp şunu yapayım gibi bir hayalim yok doğrusunu istersen. Ben tek bir iş yapmaktan sıkılırım. Çünkü bu işlerin hepsi beni heyecanlandırdığı sürece var, işe dönüştüğü anda yok. Sıkılıyorum o zaman. Bir şeyi zoraki yaparsan kazandığın paradan bile hayır gelmez.
KATİYEN ŞARKI
SÖYLEYEMEM
* Yeni bir kitap var mı ufukta?
- Evet, sonbahara yetişecek inşallah. Konusunu çıkmadan söylemiyorum ama... şunu anlatıyorum demek hoşuma gitmiyor, çünkü okuyucu yönlendiriyormuş gibi oluyor. Sürpriz olsun istiyorum.ıki seneden fazladır üstünde çalışıyorum. Bu kadar farklı iş yapınca konsantre olmak zor.
* Hep böyle miydiniz, her yere eliniz kolunuz ulaşır mıydı?
- Evet, her zaman böyleydim. Ama müzik ve yazı her zaman önceliğimdi. Müzik geride planda kalmıştı çünkü çok vakit istiyor.
* Peki bundan sonra “Hep çaldım, biraz da söyleyeyim” der misiniz?
- Katiyen ona karışmam. şarkı söyleyemem. Öyle bir becerim yok.
DİZİ SENARYOSU
YAZMAYA BAşLIYORUM
* Siz bu arada bir de müzikal yazdınız...
- “Bizim şarkımız”ı aslında Zeynep Talu istedi. 1970 ve 80’lerin şarkılarından oluşan bir şeyler istiyordu. Ben de o şarkıları dinleyerek bir hikaye yazdım.
* O müzikalde rol alan Berkay Özideş de albümünüzde bir parça okumuş.
- Evet. “Ben Varım”ı kime söyletsem diye düşünüyordum, ona pilot okutacaktım aslında ama o kadar güzel okudu ki “tamam” dedim.
* Bir de dizi senaryosu yazacağınızı duydum, doğru mu?
- Doğru. Bir Balkan hikayesi. Hikaye 1911-1915 arasında, Çanakkale Savaşı’na kadar olan süreçte geçiyor. Aslında o işe de hikayeyi kurgulayayım diye girmiştim ama senaryoyu yazmaya karar verdim.
ZEYNEP TALU: YORUMUNDAN MEMNUN KALMADIĞIM ŞARKICIYLA BİR DAHA ÇALIŞMAM
* Zeynep Hanım, siz albüme hem şarkı sözünüzle hem de Erol Evgin’le okuduğunuz “Hep Böyle Kal” şarkısıyla destek vermişsiniz. şarkı söyleme fikri nasıl doğdu?
- Şarkı söylemeyi çok severim ama sesime güvenmediğim için hiçbir zaman “ben de söyleyeyim” diye ortaya çıkmadım. Ben sadece stüdyoda bazı şarkıları pilotlarını okuyordum. Sonra “sen söyle” dediler. Bir anlamı olsun Çiğdem Talu-Melih Kibar şarkısı seçtik.
* O muhteşem şarkı sözleri nasıl çıkıyor peki, onu merak ediyorum.
- O sözler müzikle çıkıyor aslında. Çünkü ben hep müziğin üstüne yazarım.iyi bir melodiyse, mutlaka bir şey anlatır.
* Birisi sizden şarkı istemese de üretmeye devam ediyor musunuz?
- Bugüne kadar yaklaşık 700 şarkı yazdım. Bu iş o kadar garip ki bir ayda yedi-sekiz şarkı yazdığım da oluyor, üç ay hiçbir şey yazmadığım da. Ama bir sipariş varsa son gün de olsa yetiştiririm. Genellikle yumurta kapıya dayanınca yazıyorum.
* Yazıp da sonradan memnun kalmadığınız şarkılar oldu mu?
- Tabii, performanslarından memnun kalmadığım yorumcular oldu. Onlarla bir daha da çalışmadım zaten. şarkıcı benim yazdığım şeyi anlatamıyorsa, onunla çalışmamın anlamı yok.
* Albüm yapmayı düşünmüyor musunuz?
- Yok canım. Albüm yapacak kadar şarkı söylemiyorum. Gerçi bugün albüm çıkaran birçok kişiden iyi söylerim ama!