Tedaviye cevap vermeyen diyabetlilere ameliyat

Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Alper Çelik, tip-2 diyabet hastalarına “ileal interpozisyon işlemi” ile cerrahi tedavi uyguladıklarını belirtirken, bu kapsamda bugüne kadar 400 hastayı ameliyatla tedavi ettiklerini bildirdi.

Ameliyat ettikleri hastaların tamamının dirençli diyabet hastaları olduğunu anlatan Çelik, Türkiye'de efektif, radikal ve rasyonel tedavi bekleyen milyonlarca şeker hastası olduğunu, en güçlü tedavinin de tip-2 diyabet için cerrahi tedavi olduğunu belirtti.

Ameliyatlarda çok seçici davrandıklarını vurgulayan Çelik, şöyle devam etti;

“18-65 yaş aralığında medikal tedavi, diyet ilaç tedavisi, insülin ve egzersizle kan şekerini düşürmeyi başaramamış, her şeyi denemiş, uğraşmış, sonuç alamamış, artık organ hasarı ortaya çıkmış diyabet hastalarına bu cerrahi müdahaleyi uyguluyoruz ve yüzde 90'ın üzerinde başarı elde ediyoruz. Hasta eğer kan şekerini kontrol altında tutabiliyorsa, diyetini egzersizini yapabiliyorsa, ilaçlardan insülünden fayda görmüşse biz zaten bu bireyleri ameliyat etmiyoruz ve ameliyatı önermiyoruz. Her şeyi denemiş ama kontrol sağlayamamış ya da artık organ hasarı ortaya çıkmış insanları ameliyat ediyoruz. İnsülin kullanımı ile alakalı uyum sorunları yaşanıyorsa ya da insülüne bağlı yan etkiler ortaya çıkmaya başlamışsa da ameliyat açısından bir değerlendirme söz konusu olabilir.”

Türkiye'de neredeyse erişkin nüfusun yüzde 10'unda şeker hastalığı bulunduğuna işaret eden Çelik, ülkede bilinen 7 milyon, bilinmeyen de 10 milyon civarında diyabet hastası olduğunu kaydetti.

Söz konusu ameliyatın sadece diyabeti düzeltmediğini, yüksek tansiyonda, kolesterol düzeylerinin kontrol altına alınmasında da yüzde 90-95'lerin üzerinde başarı yakalandığını ifade eden Çelik, ameliyatttan sonra uzun vadede kalıcı kilo kontrolü sağlandığını, uyku apnesi ve horlama sorunlarının da ameliyattan bir ay sonra düzeldiğini kaydetti.

DÜNYADA 8 KİŞİ BU AMELİYATI YAPIYOR

Dünyada kendisi dahil 8 kişinin bu ameliyatı yaptığını belirten Çelik, Türkiye'nin dışında Brezilya, İtalya, Amerika Japonya, Hindistan'da ameliyatın gerçekleştirildiğini söyledi. Çelik, Brezilya dışındaki merkezlerin hasta sayısının çok fazla olmadığını dile getirdi.

Dirençli tip-2 diyabetle etkili mücadelede en güçlü silahın ameliyat olduğunu savunan Çelik, yüzde 90'ın üzerinde başarı elde edildiğini söyledi. Çelik, "Geri kalan çok az hastada kan şekerinin kontrolü için ilaç kullanılıyor. Ancak örneğin günde 100-130 ünite insülin kullanan hasta ameliyattan sonra en kötü 8-10 ünite kullanır hale geliyor" diye konuştu.

AMELİYAT SONRASI HASTA İDEAL KİLOYA ULAŞIYOR, YEMEK TERCİHLERİ DEĞİŞİYOR

Ameliyat olması planlanan hastanın ameliyattan bir ay önce 3-4 gün süren çok detaylı kontrollerden geçtiğini anlatan Çelik, kapalı yapılan ameliyatın 4-5 saat sürdüğünü kaydetti.

Ameliyattan sonra hastaların yemek tercihlerinin değiştiğine de dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

“Hastaların ameliyat sonrası yemeğe bakış açıları değişir, çok hamur işi, ekmek yemek istemezler, canları istemez. Sebze, meyve, et, peynir yemek isterler, yemek tercihindeki bu değişim kendiliğinden gelişir. Ameliyatla midenin üst dış kısmı kapatıldığı için iştahları azalır, mütevazı porsiyonlarda yerler, daha uzun süre tokluk hissederler. Artık isteseler de çok yiyemezler. Ameliyat olanlar şekerli gıdaları mütevazı porsiyonlarda yiyebilir, yoğun şeker içeren gıdaları yedikleri zaman ince bağırsak kaynaklı hormonlara bir hücum olur mideleri bulanır, tansiyonları düşer, uyuklama başlar. Örneğin hasta yemeğini yedi, yemeğin üstünden bir saat geçti çayın yanıda iki dilim baklava yemesinde bir sakınca yoktur.”

Ameliyat sonrası hastaların fazla kilolarını verdiğine de işaret eden Çelik, ameliyat sonrası 6'ncı ayda hastaların yüzde 92'sinin ideal kilosuna yaklaştığını, yüzde 6'sının ideal kilosunun üzerinde olduğunu, yüzde 2'sinin de ideal kilodan fazla kilo verdiğini kaydetti. Çelik. ancak söz konusu cerrahi müdahalenin obezite ameliyatıyla karıştırılmaması gerektiğini söyledi.

SİGORTA KAPSAMINA ALINMALI

Söz konusu ameliyatın oldukça zor bir cerrahi müdahale olduğunu dile getiren Çelik, 3 tane ince bağırsak bağlantısı, mide ve on iki parmak bağırsağı ameliyatının yapılması gerektiğini, bunun laparoskopik cerrahinin en üst noktası olduğunu söyledi.

Çelik, yüksek teknoloji gerektirmesi nedeniyle söz konusu ameliyatın, maliyetli olduğunu belirterek, "Ancak bir diyabet hastasının devlete 2 yıllık maliyetinin bu ameliyatı finanse ettiğini ifade ettti. Çelik, 'Dolayısıyla bu ameliyatın bir an önce sigorta kapsamına alınıp yaygınlaşmasını ve cerrahların eğitilmesini talep ediyoruz” dedi.