Tedavi 20 lira check-up bedava

Dört idealist hekim, 1985’te bir araya geldi ve yoksul insanlar için mümkün olan en nitelikli sağlık hizmetini, mümkün olan en düşük bedel karşılığında ya da bedelsiz vermeye karar verdi. Biner dolar para ve bir arsayı sermaye yapıp Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurdular. Kuracakları vakıf, adını Antik Çağ’da Anadolu’nun ilk yataklı tedavi kurumu olan Asklepion’dan alıyordu. Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu adın Türk örf ve adetlerine uygun olmadığına hükmetti. Vakfın adı, Lokman Hekim Sağlık Vakfı olarak değiştirilerek 1986 Mart’ında tescillendi. Vakfın Başkanı Dr. Ayhan Tokgöz, “İyi ki değiştirmişiz. Burada okuma yazma bilmeyen vatandaş, Asklepion sözcüğünü nasıl telaffuz ederdi? Bunu o zamanki idealizmimiz içinde kestiremedik” diyor.
Muayenehane açmak, para kazanmak, şöhretli bir profesör olmak dururken bu dört hekim neden geleceklerini yoksul insanların sağlığına adamıştı? Bu idealizmin arkasında bir cemaat ya da örgüt mü var? Gebze’nin yoksul, muhafazakâr, işsizliğin tavan yaptığı Beylikbağı Mahallesi’nde 23 yıldır ne yapıyorlar? Lokman Hekim Sağlık Vakfı’na gittiğimde, vakıf başkanı Dr. Ayhan Tokgöz’e ilk sorum bu oldu. “Evet bir örgüt var. Bu örgütün adamları yüz yıl önce Kurtuluş Savaşı’nda canını verdi. Örgüt, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak” dedi. Dr. Tokgöz, Galatasaray Lisesi mezunu olduğunu, Galatasaraylılar’dan büyük destek gördüğünü söylüyor: “Örgüt işte burada var. Bugüne kadar aldığımız maddi desteğin yüzde 60’ı Galatasaray mezunlarından.”

BAĞIŞ VE ATIKLARLA VERİLEN SAĞLIK

Beylikbağı Mahallesi’nde ağırlıklı olarak Giresunlular var ama bölge aslında bir Türkiye mozaiği. Kars, Diyarbakır, Amasya... Vakıf kurulduğunda mahallenin nüfusu 15 bin, Gebze’ninki 30 bindi. Şimdi Beylikbağı 100 bin, Gebze 500 bin nüfuslu. O yıllarda yolu olmadığı için, dize kadar çamurda gelirlermiş vakfa. Lokman Hekim Sağlık Vakfı, gecekondu mahallesinde açılan ilk vakıf ve ilk tıp merkezi özelliğini taşıyor. Dr. Tokgöz, “İlk hastamızı 7 Temmuz 1987’de muayene ettik. Parası olanlar bugünün parasıyla 2, olmayanlar 1,5 lira veriyordu” diyor. İlk gün bir, sonraki günler üç, beş derken bir ayın sonunda günde 30 hasta gelmeye başlamış. Kadınlar çoğunluktaymış. “Tahsilleri ne olursa olsun Türkiye’de kadınlar daha ilerici, değişimden yanalar.”

Dr. Tokgöz, aradan geçen bunca yılda kuruluş ilkelerinden hiç taviz vermediklerini söylüyor. “Bunu da 2009 sonuna kadar bize bağış yapan 32 bin kişi ve kuruluşa borçluyuz. Çok teşekkür ederiz” diyor. Vakıf, yoksul hastaların ücretini ödemekle kalmıyor. Hizmetin devamlılığı için daha önce gelen hastalarını arıyor. Kontrol günlerini hatırlatıyor, çocuğunun aşı tarihinin geçtiğini hatırlatıyor. Vakıf, hastaların gerçekten yoksul olup olmadığını, kendi bünyesinde oluşturduğu sosyal komiteyle belirliyor. Komitedekiler muhtar, imam, bakkal aracılığıyla tespit edilen adreslere gidip evin durumunu görüyorlar. Elektrik ve telefon faturalarını, çocukların ayakkabı numaralarını, giysi bedenlerini de alıyorlar. Vakıf yönetimine rapor verildikten sonra yoksul hastalar kayda geçiriliyor. “Vakıfta şu an 600 ailenin dosyası mevcut. Tek kriterimiz var: Aylık geliri asgari ücret ya da altında olan, kirada oturanlar.” Bu kategorideki hastalar hiçbir ücret ödemediği gibi her yıl ücretsiz check up imkanından da yararlanıyorlar. Ameliyat gereken durumlarda çevre hastanelerde ücretsiz kontenjanından, yoksa vakfın ödeneğiyle ameliyat ediliyorlar. Tıp merkezinde 2009 sonuna kadar 560 bin hasta tedavi edildi: 180 bini ücretsiz, kalanı ise 20 lira karşılığında. Vakfın yıllardır aksatmadan sürdürdüğü sağlık hizmeti, başka şehirlerdeki doktorların da ilgisini çekmiş. İstanbul, Ankara, İzmir’den gelip ziyaret etmişler. Çapa’dan bir grup doktor, aynı şeyi Ümraniye’de denemişler ama bir süre sonra kapanmış.

GELİR SAĞLAMAK İÇİN 2 BİN NOKTADAN KATI ATIK TOPLUYORLAR

Sağlık merkezinde öncelikle anneler ve çocuklar tedavi ediliyor. Dr. Tokgöz, “Onlar geleceğimiz çünkü. Bu nedenle koruyucu hekimlik yapıyoruz” diyor. Vakıf, beş yıl öncesine kadar sağlık, ilaç yardımı yaparken şimdi eğitim, giysi ve mobilya yardımları da yapıyorlar. Gelir sağlayabilmek için 1989’dan bu yana geri dönüşebilir katı atıklar işine girmişler. Sabancı Üniversitesi ve Gebze dahil 2 bin noktadan geri dönüşebilir katı atıkları topluyorlar. 40 kişi bu işte çalışıyor. Vakıf, bağışların dışında gelir elde etmek için fabrika ve işyerlerinde akciğer, kulak ve tahlil taramaları yapıyor, ilk yardım eğitimi veriyor.

VAKIF BAŞKANI DR. AYHAN TOKGÖZ
ABD yerine gecekonduda doktor

Galatasaray lisesi’nde okudum. Aykırı bir yapım var. Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ABD’ye hekim vizesiyle gitme sınavlarına girdim, kazandım ama gitmedim. Amacım, uluslararası kalitede bir doktor olup olmadığımı anlamaktı. İhtisasımı Cerrahpaşa’da yaptım. Akademik ortam, daha önce staj yaptığım İngiltere, Belçika, Fransa’daki bilimsel ortama benzemiyordu. Farklı bir şeyler yapmaya karar verdim. Arkadaşlarımla konuştum. Önümüzde şu seçenekler vardı: Muayenehanecilik ve sırf paralı hastaya bakma, devlet hastaneleri ya da özel hastaneler... Fakülte hastanelerine gelen hastaların perişanlığını görüyorduk. Mesela Çapa’da göz kuyruğu sabah 02’de başlıyordu. Mecburi hizmetimi Hakkâri’de yapmıştım. O sırada tayinim Gebze Devlet Hastanesi’ne çıktı. Aslında sağlık ocağıydı ve kağıt üzerinde hastaneydi. Belediye başkanı, kaymakam el ele verdik, 17 ayda 60 yataklı bir devlet hastanesi kurduk. Başhekim oldum. Gebzeliler beni çok sevdi. Sonra da vakfın kurucularından oldum.

BAŞKAN YARDIMCISI MUKADDER DOĞAN
Kocasından dayak yiyen direnip Mukadder Anne’ye söylerim diyor

Çelebi Şirketler Grubu’nda insan kaynakları direktörüydüm. Emekli olduktan sonra evde oturmak yerine biraz da insanlık için çalaşayım dedim, vakfa geldim. Diğer vakıflardan farkımız, kadınlarla ilişki kurmak. Sadece sağlık için değil, eşiyle kavga eden, boşanmak isteyen, çocuğunun nüfus cüzdanı olmayan, dayak yiyen de bize geliyor. Her türlü sıkıntısını dinleyeceğimizi bilmesi sağlıktan, ilaçtan daha önemli. Dayak yiyen, kocasının bileğini tutup “Mukadder Anne’ye söylerim” diyor. İlköğretimden üniversiteyi bitirinceye kadar yüzde 80’i kız, 280 öğrenciye burs verdik. Öğrencilerimizin hepsi çok başarılı. İmkan verildiğinde nasıl başarılı oluyorlar, bilseniz.

GENEL MÜDÜR LEYLA ŞEKER
Malzemelerimizin hepsi çok modern

Bu bölgeyle altı ay önce tanıştım. Çok daha büyük hastanelerde görev almıştım. Çevrem çok şaşırdı. Şehrimin göbeğinde lüks kurumlarda ve üst sosyal gruplara hizmet etmek varken, neden burayı seçtiğimi başlangıçta anlayamadılar. Hepimiz güzel manzaralı odalarımızda bir şeyler yapalım, diye iç geçiririz. Zannederiz ki bir şeyler yapmak zordur. Burada gördüm ki bir şeyler yapmak için zengin olmak ve geniş zamanı olmak gerekmiyor. Gerçekten istemek ve bir şeyler yapan insanlarla olmak yeterli. Burada eli öpülesi bir hizmet edildiğine tanıklık ediyor olmaktan onur duyuyorum. Ayhan Hoca, kurduğu ekibin yanı sıra insanlara bire bir zaman ayırıp hayatlarını değiştirmek için de uğraşıyor. Tam gün çalışan yedi hekimimiz, profesyonelliklerinin yanı sıra manevi duyguları da yüksek. İdari, teknik ve sağlık personelimiz de 45 kişi. Binamızın iç ve dış cephesinin yenilenmesi gerek. Ama tıp malzemelerimizin hepsi çok modern. Mesela dijital ultrason cihazımız var. En yeni kemik ölçüm cihazımız var. İstanbul’un en modern özel hastanelerinde manuel röntgen varken bizimki dijital.

LOKMAN HEKİM TIP MERKEZİ BAĞIŞ HESABI
AKBANK Çayırova (729) 1615 TR540004600729888000001615
AKBANK Nispetiye (396) 28458 TR320004600396888000028458
İŞ BANKASI Levent (1036) 791533 TR460006400000110350791533
VAKIFBANK Levent( 310) 7294051316 TR220001500158007294051316