Güncelleme Tarihi:
Her ne kadar galası kürtaj yasağı tartışmalarının yaşandığı bir dönemde gerçekleşmiş olsa da, ilk kısa filmini çeken genç yönetmen Merve İnce’nin (25) bir sene evvel giriştiği bir işti bu aslında. Fatih Akın’ın ‘Yaşamın Kıyısında’ filmindeki Yeter karakteriyle hafızalarda yer edinen Nursel Köse’nin başrolünde oynadığı ‘Gassal’, uğradığı tecavüz sonucu bir kız çocuk sahibi olan ve geri kalan hayatını kızıyla Tanrı’ya adayan Demet’in yaşadığı gerilimli hayatı anlatıyor. Film, 58 ülkeden üç bin 500 kişinin başvurduğu Detmold Uluslararası Film Festivali’ne katılan 200 film arasından sıyrılıp seyirci özel ödülüyle Türkiye’ye döndü. Merve İnce’yle filmi ve kürtajı konuştuk.
İlk kısa filminizle epey ses getirdiniz. Daha evvel neler yaptığınızdan bahseder misiniz biraz?
- Bilgi Üniversitesi’nde reklam ve sinema eğitimi aldım. Aynı anda sinema sektöründe çalıştım. Kamera gruplarına dahil oldum. Çünkü ‘Gassal’ın bir kısa film de olsa, uzun metraj kalitesinde olmasını istiyordum. İşin mutfağında olmak çok büyük bir kazançtı.
Filmin tamamlanması bir sene sürmüş. Bir kısa film için uzun bir süre değil mi?
- Kısa film çekmek çok zor. Birçok maddi imkânsızlıklarla uğraşıyorsun. Biz birçok işe para ödeyemedik. Tamamen hatır işi olduğu için pek çok kişiyi beklemek zorunda kaldık. Öyle olunca ‘hadi’ diye dürtükleyemiyorsun kimseyi. Ama çok mutluyum. Çünkü çok fazla şey öğrendim ve artık bir filmin nasıl yapılacağını biliyorum. Almanya’ya gittiğimde festivalin atmosferini de gözlemledim. Bundan sonraki festivaller için tecrübe kazandım.
SENARYOYU BİR SENE ÖNCE YAZDIM
 Detmold Uluslararası Film Festivali’ne katılan 200 film arasından seçilen ‘Gassal’ özel seyirci ödülüyle Türkiye’ye döndü. Bekliyor muydunuz bunu?
- Bizim için önemli olan festivallerde bulunmak, yani finale kalmak. Çünkü bir filme ödül vermek, diÄŸerlerinin kötü filmler olduÄŸunu göstermiyor. DiÄŸerleri de çok iyiydi. Bizimkinin seyircinin ilgisini çekmesiyse, elbette ki bizi çok sevindirdi.Â
Filmin zamanlaması da önemli aslında. Tam kürtajın yasaklanması mevzuu gündemdeyken galası gerçekleşti, haliyle basının ve izleyicilerin daha çok ilgisini çekti. Planlı bir hareket olduğu düşünülebilir...
- Gassal’ın senaryosu bir sene önce yazıldı. Zaten bugün yazmış olsaydım, ortaya çok daha karanlık bir film çıkardı. Aslında üç boyutlu bir hikâye bu. Gasilhanede geçen kısımlarıyla, mitolojik ve psikolojik tarafları var. Mitolojideki Demeter ve Persephone’nin hikâyesindeki Demeter, psikolojide Carl Jung’un ‘Dört Arketip’ kitabındaki anne arketiplerinden de biri aslında. Filmi kurgularken bu mitten çok faydalandım. Üstelik hiç değişik bir hikâye de anlatmadım aslında. Kürtaj mevzuu şimdilerde gündeme gelse de, tarihin en eski zamanlarından beri var olan bir sorun, tecavüz. Ben sadece bunu Balat’ta yaşayan ve tecavüz sonrası kendini Tanrı’ya ve kızına adayan bir kadın üzerinden anlattım. İslam’da Hıristiyanlık’taki gibi rahibeler olmadığı için, kendini Tanrı’ya adayan bir kadını anlatmak için en iyi aracı ‘gassal’ olmasıydı.
Kürtaj tartışmaları üzerine yapılan ‘tecavüz sonucu doÄŸan çocuklara devlet bakar’ açıklaması bu filmle karşılık buluyor adeta. Siz ne dersiniz?Â
- Aynen öyle. EÄŸer insan denen ÅŸey, sadece yiyip içip büyümekten ibaretse, evet devlet bakabilir. Ama bir çocuÄŸu büyütürken baÅŸka unsurların da etkisi var. Sevgi, ÅŸefkat ve ilgi mesela. Ä°nsanların psikolojilerini düzeltmek çok zor... Genç bir kadın olarak bu benim için çok korkutucu. Ayrıca kürtaj ÅŸu an yasaklanmadığı halde zaten birçok kadın kürtaj ÅŸansı bulamıyor. BirçoÄŸu ya kaderini kabullendiÄŸini ya bunun ona Tanrı tarafından gönderilen bir ÅŸey olduÄŸunu düşünüyor ya da toplum baskısından korkuyor. KeÅŸke bu ÅŸansı bulamayan kadınlar için ne yapılabileceÄŸi konuÅŸulsaydı.Â
Filmde tecavüze uğrayıp hamile kalan Demet, kürtaj şansı bulamadığı için çocuğunu doğuruyor ve şimdiye kadar perdede gösterilenin aksine kızına obsesyon derecesinde bağlanıyor...
- Kadın çocuğuna obsesyon derecesinde bağlı, çünkü kendi hayatına da bir o kadar takıntılı. Kızın büyüyüp kendi cinselliğini keşfetmesi, kadının kâbusu haline geliyor. Yaşarken cehennemi gören Demet, kızının bekaretini kaybetmesiyle onun için tek kurtuluş yolu olan ölüme varıyor. Kızını kesinlikle seviyor ama kendi yaşadıklarından ötürü kızını tehlikeden korumak da istiyor. Aslında sadece kızına karşı değil, etrafındaki tüm kadınlara karşı aynı şeyi düşünüyor.
BİR AY BOYUNCA ÖLÜ YIKAMA İŞLEMİNİ İZLEDİM
Gala gecesi ‘Gassal’ı izleyenlerden, filmi uzun metraj olarak da görmek isteyenler oldu. Düşünüyor musunuz bunu?
- Zaten ben uzun metraj çekmek isteyen bir yönetmen adayıyım. Kısa metraj, öğrencilik sürecimin devamı. Bu filmle, acaba yönetmen olabilecek miyim fikrini kendime göstermem gerekiyordu. Gassal’ın uzun metraj senaryosu da hazır aslında. Ama bilmiyorum zaman ne gösterecek.
Nursel Köse ile yollarınız nasıl kesişti?
- Nursel Köse’nin oynamasını özellikle istedim. Filmin yapımcısı Melis Berkman Nursel’i zaten tanıyormuş. Hemen bağlantı kurduk, kabul etti. İlk buluşmamızda hemen karakteri konuşmaya başladık. Zaten kayıt cihazıyla gelmişti. O gün gasilhaneye gidip, gassalları ölüleri yıkarken izledik. Ben bir ay boyunca deneyimledim. Nursel ise o gün gassallarla konuşup, işlerini yapma şekillerini gözlemledi. Aile izin verdiği sürece içeri girebiliyorsun. Ama ben genç ölümlerine girmedim. Gencin arkasından ağlayan aileye dayanamıyordum. Filmin oluşma süresince tek kaçtığım şey buydu.
Kafanızda neler var şu sıra? İleride neler yapmayı planlıyorsunuz?
- Burada yarıda bıraktığım eğitimime yurtdışında devam edeceğim. Dünyanın başka ülkelerinden gelen yönetmen adaylarıyla etkileşimde olmak için de bunu istiyorum. Çünkü onlardan öğreneceğim çok şey var. Döndüğümdeyse Gassal ya da başka bir uzun metraj film yapmak istiyorum. Ama ondan önce bir ya da iki kısa film daha çekerim.
Â
Â