Tecavüz sahnesi psikolojimi bozdu

Elif Hanım, “Suskunlar”ın yeni sezondaki ilk bölümünde Gülten karakteri ön plana çıktı. Bu rol size nasıl teklif edildi? �

- Geçen sene bir-iki dizide rol aldıktan sonra kendimi eğitime vermiştim. Güzel bir proje olmadan çalışmak istemiyordum. Menajerime de sürekli bunu hatırlatıyordum. Birkaç ay geçmeden karşıma “Suskunlar” projesi çıktı. Bu dizinin deneme çekimine mutlaka gitmem gerektiğini düşündüm. Dört-beş kere görüştük. Kesinleşme süreci uzayınca olmayacağını düşünmeye başladım. Ama sonra hiç beklemediğim bir anda aradılar ve üçüncü bölümden itibaren Gülten rolüyle diziye dahil oldum.
 �
Gülten nasıl bir kız, bize biraz onu anlatır mısınız?     �

- Gülten kalbiyle hareket eden bir kız. Eski Türk filmlerinden çıkmış gibi. Günümüzün gerçeklerine rağmen kendi dünyasında yaşamayı tercih ediyor. Gülten bir şarkı olsa, Cibelle’in “Green Grass”ı falan olurdu herhalde... Oldukça saf bir kız. Karşısındakinde de o saflığı arıyor.

Gülten’in yaşadığı trajik olay izleyicileri çok etkiledi. Siz nasıl hazırlandınız o sahnelere?

- Gülten’in başına gelenden en çok ben etkilendim. Senaryoyu ilk okuduğumda çok üzüldüm ve hemen oyuncu koçum Bahar Kerimoğlu’nu aradım. Hayata pembe gözlüklerle bakan bir kız böyle bir travmayı nasıl kaldıracaktı? Olayla ilgili yazılar okudum. Her gün tecavüzle ilgili haberler okuyunca daha çok sinirim bozuldu. Sahne boyunca bu duruma maruz kalan kızlara ağladım. Çekimin ertesi günü her yerim ağrıyordu. Olayın psikolojik etkisinden de bir süre kurtulamadım.
�
BU EKİBİ ÇOK SEVİYORUM
 �
“Suskunlar”ın hayatınızdaki yeri nedir?   �

- “Suskunlar” projesi hayatımdaki önemli adımlardan biri. Bu işle birlikte Bahar Kerimoğlu’yla çalışıp çeşitli oyunculuk atölyelerine ve yurtdışındaki workshop’lara katılmaya başladım. Her hafta senaryoyu heyecanla okuyup heyecanla sete gidiyorum. Başarılı ve işini ciddiye alan bir ekiple çalışıyorum. Aynı zamanda bu ekibi çok seviyorum.

Kuyudibi setinde zaman nasıl geçiyor?

- Çekim yaptığımız mekânların hastasıyım. Sürekli o sokak ve evlerin fotoğrafını çekesim geliyor ama barındırdığı atmosferi, tek bir kareye sığdıramıyorum. Setteyken daha sessizim. Kafamda “Suskunlar”ın hikâyesi, düşüncelere dalıyorum. Onun dışında oyuncular veya ekiple sohbet halinde oluyorum.

Dışarıdan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- “Suskunlar”ın ciddi bir seyirci kitlesi var. Dışarıdan çok güzel yorumlar geliyor. Gülten’i ve İbo’yu çok seviyorlar. Özel ve güzel bir aşkları var bu iki karakterin.

“Suskunlar”, sosyal medyada çok ses getiren bir iş. Sizin Facebook, Twitter gibi mecralarla aranız nasıl?

- Twitter’ı ilk çıktığından beri kullanıyorum. Gerçek hesabım; elifatakan. Takipçilerimle bazı özel anlarımı paylaşmak ve onlarla iletişim içinde olmak hoşuma gidiyor. Aldığım yorumlar da beni mutlu ve motive ediyor. Samimiyetimizin izleyicilere geçtiğini görüyorum.

BABAMIN YOLUNDAN GİDİP MÜZİSYEN OLMAYI SEÇTİM

Bu arada oyunculuğa nasıl başladınız?

- Ben 12-13 yaşlarındayken rahmetli annem Neşe Erçetin Atakan, tiyatro yönetmeni ve eğitmeniydi. Küçüklüğüm kulislerde ve Şehir Tiyatroları’nda geçti.

Yani oyuncu olmaya o yaşlarda mı karar verdiniz?

- Hayır, aslında o zamanlar aklımda oyunculuk yapmak gibi bir fikir yoktu. Ben babamın yolundan gitmeyi, müzisyen olmayı seçmiştim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın müzik bölümünde okuyordum.

Peki oyunculuk nasıl girdi hayatınıza? �

- 16-17 yaşlarındayken ne olduğunu bilmediğim bir dürtüyle oyunculuğu denedim. Şimdi ailemin çektiği küçüklük videolarıma bakarken, beni senelerce bunun için yetiştirdiklerini görüyorum.

Müzikle ilgili bir şeyler yapmayı planlıyor musunuz?

- İş ve eğitim dışında vaktimin çoğunu müziğe harcıyorum. Şimdilik evde veya stüdyoda arkadaşlarla toplanarak müziği hayatımda güncel tutuyorum. İleride babamla bir şeyler yapmak gibi bir hayalim var. Müziği meslek edinmeyi düşünmüyorum ama kafamın uyuştuğu kişilerle karşılaşırsam eğlenceli bir şeyler yapabiliriz.

UZUN HİKÂYE’DE OYNADIM

Gündeminizde bir sinema filmi projesi var mı?

- Sinemanın bendeki yeri çok özel. İlk defa iki sene önce Murat Saraçoğlu’nun yönettiği “Yangın Var” filminde küçük bir rol üstlenmiştim. Geçen sene de “Suskunlar” seti devam ederken, çekimlerine Bursa’da dâhil olduğum “Uzun Hikâye” filminde oynadım. Osman Sınav imzalı bu film, 12 Ekim’de vizyona girecek.

KURALCI DEĞİLİM

Biraz da kendinizden bahseder misiniz? Nasıl biri Elif Atakan?

- Öğrenmeyi çok seven, hem uğraştığım işlerde hem de sevdiğim insanlarda neler yaratabileceğimi görmek için yaşayan biriyim. Kimisinin “Sanata karşı maymun iştahlısın” dediği bile olur. Bana göre sevgiyle yapılan her şey doğru. Kuralcı ve sabit doğruları olan biri değilim. Hatta duvarlarımı yıkıp bildiklerimi bana yalanlayan her an, yaşama daha çok tutunmamı sağlıyor. Dışarıdan baktıklarında yaşıma göre olgun biri olduğumu söylüyorlar ama daha yakından tanıdıklarında içimdeki çocuğu görüyorlar.