Tatlı su motorcuları ıslanmaya başladı

Güncelleme Tarihi:

Tatlı su motorcuları ıslanmaya başladı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2006 00:00

Evet ufak ufak güneşli havalar yerini yağmura bırakmaya başladı. Kışa doğru sürüklendiğimiz şu günlerde, trafikte görmeye alıştığımız, vızır vızır gezen pek çok motor da ortadan kayboldu. Ben kış mevsimini çok severim. ’Mücadele ve zorluğu’ temsil eder kış. Zor olan şeyleri de, mücadele etmeyi de çok severim ya keyfime yoktur kış geldiğinde.

Hayat zorlaşır ve yaşamak için daha büyük mücadeleler verir insan. Her şey daha zordur. Çünkü soğuktur, sıkı sıkı giyinmen, yaşadığın ortamı ısıtman, kısacası onun şartlarına karşı direnmen gerekir. Motosiklet kullanmak da zordur elbet kışın. Hatta tatlı su motorcuları için imkansızdır. Bırakın motosikleti otomobil kullanmak bile daha zordur. İşte bu yüzden pek çok ’tatlı su motorcusu’ için kış demek motor sevdasına koca bir ara vermek demektir. Evet zordur kışın motora binmek. Ama en güzel aşk da zor olandır ya... İyi gelir yani başarana... Özel bir kabiliyet değildir kışın motora binmek, ancak kabul, deli işidir, herkese göre de değildir diyebilirim. ’Tatlı su motorcusu’ lafına bazıları alınıyorlar. Kimse alınmasın, o da motor sevdalısıdır, bizim canımız ciğerimizdir. Onun tercihi güzel havalarda, efil efil motoruna binmektir. Bu da saygı duyulası bir durumdur. Tatlı su motorcusu lafı da eğlenceli bir lakaptır. Bence kendilerine çok da yakışmaktadır. Kendisine bu lakabı yakıştıranlar, bana mail atarken cümlesine "Merhaba ben sizin tabirinizle bir tatlı su motorcusuyum" diye başlayanlar da azımsanmayacak sayıdadır.

MOTORU KIŞ UYKUSUNA YATIRMA TEKNİKLERİ

Evet kış yaklaşmakta ve bir ’tatlı su motorcusu’ olarak yavaş yavaş motosikletinizin koca kışı sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçireceği, yazın tekrar size gülümseyecek enerjide kalabileceği ortam ve şartları ayarlamanız gerekiyor. Peki, nedir bu ortam ve şartlar geçen senelerde anlattıklarımı okuyanlar hatırlayacaktır.

1) YER: Öncelikle motosikletinizi güvenle bırakabileceğiniz kuru ve nemden uzak bir yer ayarlamanız gerekir. Kapalı otoparkınız varsa pek şanslısınız. Eğer kapalı otopark lüksünüz benim gibi sizin de yoksa, mümkün olduğu kadar apartman boşluğu ya da saçak altı gibi yağmur, kar ve rüzgardan daha az etkilenen bir yer bulmaya çalışın. Güvenlik açısından motorunuzu kilitleyebileceğiniz, (zincir, özel çelik telli kilitler vs. ile) bir demir, parmaklık da varsa yakınlarında içiniz daha rahat edebilir. Garajda ya da dışarıda mutlaka en uygun ebatlısından bir branda edinin.

2) LASTİKLER: Tüm kış boyunca kullanılmayacak lastikler için de birkaç önlem almanız gerekecek. En ideali lastiklerin yerden temasının kesilmesidir. "Yapma yaaa... Nasıl becericez o işi? Asıcak mıyız yani koca aleti?" dediğinizi duyar gibi oldum. Evet biliyorum zor bir iş. Şöyle ki en ideali tamir için kullanılan, kendinden krikolu özel motosiklet sehpalarından bir adet edinmek. Ancak motor bu sehpanın üzerinde sabitlenemeyeceğinden insanların kurcalayabileceği ya da motorun bir şekilde ellenebileceği yerlerde çok sağlıklı olmayabilir. Lastiğin betonla teması, özellikle de tüm kış aynı noktanın temas etmesi, yazın çok hayra alamet olmayacaktır haberiniz olsun. Yerle temas eden bölge sırt yapacağından, motoru kullandığınızda lastiğin, o sırtı her yere değdiğinde periyodik olarak, anlamlandıramadığınız bir ses duyup "Noldu len şindi bu motora?" diye, sesin nerden geldiğini bulana kadar kafayı yiyebilirsiniz. Bu yüzden lastiğin yerle temas ettiği yüzeye ahşap bir levha koymak ve sık sık lastiği çevirmek en azından manen içinizi rahatlatır. Ayrıca yüzde 20 kadar lastik havalarını indirmek de lastiğin hayrına olacaktır. Sehpa olayına girecek yer yoksa, motorunuzu mutlak suretle orta sehpaya alın. Lastiğin yere temas yüzeyine ahşap bir şeyler ayarlayın. Üstünü brandayla bir güzel kapatıp, mümkünse uçuşmasın diye uygun bir aparatla bağlayın. Çalınmaya karşı, koyduğunuz yere göre güvenlik önlemlerinizi de alın.

3) AKÜ: Motosikletlerin kışın en belalı parçalarından biridir akü... Hele yan gelip yatacak motorlar için "Amman" diyeyim, akünüzü kışın motora cidden hiç binmeyecekseniz yerinden sökün. Aranızda motorunun aküsünün nerede olduğunu bile bilmeyenler olduğunu biliyorum. Bilmemek ayıp değil ki öğrenin. Sökmesi de çok basit bir iş. Söktük mü aküyü? Tamaammm... Bakın bakalım suyunda bir eksiklik var mı? Varsa o kapakçıkları açıp saf su ile doldurun. Aman dikkat, akünün üstündeki ayar çizgisini aşmasın. Kapatın kapakları ve tercihen çok sıcaklık değişimi olmayan bir yerde, yine tercihen oda sıcaklığında muhafaza edin. Bir diğer yol da arada bir motoru çalıştırmaktır ama ben şahsen kilometre yapılmadığı sürece bunun çok yararlı olduğunu görmedim. Gerçi motosikletinizin motorunun ömrü ve verimliliği açısından arada bir çalıştırmak her halükarda faydalı bir harekettir ya... Eğer arada bir çalıştırırım, ilgilenirim derseniz akünün bakımını yapıp yerine takabilirsiniz. Ancak eksi kutup başını çıkartıp, çalıştıracağınız zaman takmanızı öneririm. Bu arada akü başlarına gres sürmek de pek faydalıdır. Aklınızda olsun!

4) ZİNCİR: Duran motosikletinizin zinciri tozdan yapış yapış olacak ve eğer bir de nem varsa paslanacaktır. Pek kimse yapmaz ama benim tavsiyem tüm kış yatacak bile olsa motorunuzun zincirini arada bir iyice (geçen hafta anlattığım gibi) temizleyip yağlayın. Hatta sadece zincirini değil, tüm genel temizlik ve kontrolünü yapıp, arada motorunuzla ilgilenmek hem kafa dağıtır hem de yaza kafanızın ağrımasına engel olur.

5) RADYATÖR: Eğer su soğutmalı bir motora sahipseniz, radyatörün içini normal su yerine antifrizle doldurun. Çünkü normal su sıfır derecenin altında donacağından, genleşecek, bu değişen hacim de motorunuzda ciddi sorunlar yaratacaktır. Maazallah patlar bile vallaha. Düşünsenize bir arkadaşınız soruyor; "Abdülrezzak abi ya, senin motor vardı noldu ona?"; "Patladı!"; "Nasıl yaaa?" Ayrıca antifriz radyatörün içten çürümesine de karşı duracaktır. Bunlar dışında; debriyaj ve kilometre tellerini açıp yağlayarak muhafaza etmek, gözünüzle motorun her yerinin ince ince incelenip paslanma ihtimali yüksek yer ve bölgelere gerekli görüldüğünde temizleyerek antipas spreyleri sıkmak, 3 ay binmeseniz de arada bir yanına uğrayıp hal hatır sormak, öpüp sevmek, bir iki güzel söz söylemek yerinde bir davranış olacaktır.

Bayanlara özel: 2 zamanlı ve 4 zamanlı motor nedir

Çok keyifli mailler almaya devam ediyorum, geçen haftalarda sevgili Ebru Tansert’ten aldığım mail de bunlardan biri. Sevgili Ebru diyor ki; "Sevgili Rüzgarın Kızı, seni ne kadar keyifle takip ettiğimi bilemezsin. Zaten içimdeki ikiteker sevdasını da sen ateşledin ve bu yaz başında ben de motorize oldum. Hayatımda bu kadar keyifli vakit geçirdiğimi, bu kadar çok yer gezdiğimi hatırlamıyorum. İyi ki varmışsın, iyi ki seni bulmuşum ve bu sevdama kavuşmuşum. Şimdi gelelim benim sorunuma. Ben motoru fena sayılmayacak derecede kullanıyorum. Çok eğitim aldım bu konuda senin hep söylediğin gibi. Oldukça güvenli ve relax bir sürüşüm olduğunu söyleyebilirim. Ancak ben bu motorlarla ilgili hiç bir şey bilmiyorum teknik olarak. Hani binmeye tamam da biraz da motorun orasından burasından anlasam diyorum. En çok merak ettiğim şey ise motordaki şu zamanlar. Allah aşkına kimseye de soramıyorum bana anlatır mısın bu 2 zamanlı, 4 zamanlı motorlar nedir?"

BAYANDAN BAYANA TEKNİK BİLGİ

Bayanlar genelde işin teknik kısımlarından bi haberdirler. Nedense pek ilgimizi çekmez genelde bu ayrıntılar ama Ebru’nun çekmiş. Kızlar aranızda böyle teknik şeyler bilmek isteyenler için her an yeni bir köşe açabilirim ne dersiniz? Talep olmazsa parmağımı kıpırdatmam ama... Hadi sizin de böyle kimselere soramadığınız teknik bilgi desteğine ihtiyacınız varsa bana yazın.

Evet işte sevgili Ebru’nun bu isteğini yerine getiriyorum. Ebru’cum hiç kafana takma, bilmemek ayıp değil ama o kadar yazıp çizmeme rağmen öğrenmezseniz ayıp olur vallaha.

2 ZAMANLI MOTOR

İki zamanlı motorda adı üstünde iki tane zaman var. Birinci zamanda piston aşağı doğru inerken yakıt hava karışımı silindire dolar ve bir önceki turda yakılan atık gaz dışarı atılır. Hemen akabinde gerçekleşen ikinci zamanda ise piston yukarı doğru çıkar ve hava yakıt karışımını sıkıştırır pistonun en üst seviyeye gelmesiyle buji ateşleme yapar ve hava yakıt karışımını ateşleyerek enerjiye çevirir. Motor çalıştığı sürece bu böyle devam eder gider...

4 ZAMANLI MOTOR

Dört zamanlı motorda ise 4 ayrı piston hareketi söz konusu ki, bu tip motorlar ilk olarak 1876 yılında üretilmiş. Motoru ilk yapan ise Dr. Otto adındaki Alman mühendis. İlk zaman ya da vuruş, emme vuruşudur. Piston silindirde aşağı doğru hareket eder ve silindirin içinde kısmi bir vakum yaratır. Hava ve yakıttan oluşan bir karışım atmosfer basıncının da yardımıyla içeri dolar (emilir), artık silindirin içindekinden daha fazla bir basınç vardır. Bu vuruşta, egzoz supabları kapalıdır. İkinci vuruş ise kompresyon (sıkıştırma) vuruşudur. Piston silindirin içinde her iki supap kapalı halde yukarı doğru hareket eder. Hava ve yakıt karışımı sıkışır ve basınç artar. Üçüncü vuruş ise kuvvet vuruşudur. Kompresyon vuruşunun sonuna doğru hava ve yakıt karışımı bujiden gelen elektrik karışımı ile ateşlenir. Meydana gelen patlama ısıda artmaya sebep olur ve pistonu aşağı itecek kuvvette bir basınç sağlanır. Son olarak da, egzoz vuruşu, piston tekrar yukarı hareketlenir ve yanmış gazları silindirden dışarı egzoz sistemine doğru iter. Bu devir motor çalıştığı müddet tekrarlanır, gider...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!