OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 21, 2000 00:00
TATİLE GEL! Büyük şehirler boşalacak artık...
Trafik rahatlayacak. Okullar kapandı!!! Tatil yerleri, garip, her biri nev'i şahsına münhasır tatilcilerine kavuşacak artık. O tatilciler ki birbirlerine diş bilerlerken, tatile çıkamayanlar da onlara sinir olmaktadır! Yazlıkçılar: Bunlar İstanbul'da Bayramoğlu, Tekirdağ, Tuzla, Yalova ki bu sene pek rağbet olamayacak ne yazık ki -Silivri gibi yerlerde bulunan minik ya da gelir düzeyine göre büyük yazlıklarına gider, artık denize girme olanağı kalmamış olduğundan havuzda serinlemeye çalışırlar. İzmir'de ise Çeşme, Urla, Seferihisar yazlıkçıların mekanlarıdır. Genellikle anne ve çocuklar, ya da emeklilerden oluşan gruplardır. Çocuklar büyümüşse ilk günden geceleri diskoya, arkadaşlara takılıp anneleri çileden çıkarırlar. Baba haftasonları bıkkın bir şekilde gruba dahil olur. Gazetesini yüzüne kapatıp, güneşlenir pozunda o bir buçuk günün bitmesini bekler. Anneler gelen misafirlerden devamlı şikayet edip, "Böyle de tatil olmaz ki! Benim ömrüm mutfakta mı geçecek?, Misafir ağırlamaktan anam ağladı." diye yakınırlar. Daha küçük çocukları bulunanlar havuzun kenarında sürekli çocuklarına " Yaklaşma, atlama, dokunma, buraya gel " diye bağırmaktadırlar. Bir kısmı öğleden sonraları ve geceleri toplanıp konken oynarlar, çocuklara da tost parası verip, gözden uzaklaşmalarını sağlarlar. Bu grubun yaş ortalaması yüksek olup, gelin ve damatlardan ve dahi torunların yaptıklarından söz ederler. Yakası açılmadık fıkralar anlatıp gülüşürler. Artık dillerine vurmuştur.Turcular : Bunlar ya orta ve üzeri düzeyde maaş alan emekliler, ya da çalışan henüz evlenememiş bayanlardan oluşur. Emekli olanların büyük bir kısmı kadındır. Kocaları öldükten sonra derin bir nefes almış, ellerinden kayıp gitmekte olan yaşamın bir ucundan yakalamaya çalışmaktadırlar. Çoğu arkadaştır. Yol parası ve otelden yararlanıp, dil bildiği için kendi programını yapan, tur gezilerine katılmayan çiftler de görebilirsiniz. Bunlar diğerleri tarafından ukalalık ve uyumsuzlukla suçlanır, biraz da kıskançlıkla arkalarından dedikoduları yapılır. Yol kaybedilir, rehber hiçbir şey bilmiyordur. Extra turlar pahalıdır, öte yandan onlar olmasa hiçbir şey görmeden geri dönmek zorunda kalırsınız.. Yan odadaki hanım o kolyelerden daha ucuza almıştır. Yemekler kötü, otobüs havalandırmasızdır. Oda arkadaşınız horlar. Gece yarıları yola çıkılıp, gece yarıları dönülür. Herkese bir hatıra alabilmek için koşuşturulur. Mısır'dan mutlaka papirüs, Fransa'dan Eyfel kulesinin biblosu alınır. İtalya ve İspanya'da paranız çalınır. Bol bol fotoğraf çekilir. Tatil Köyü Müdavimleri: Genellikle iyi maaş alan, genç bekar ya da yeni evli ve küçük çocuklu ailelerden oluşur. Bir ya da en fazla iki hafta tatilleri vardır. Tam ya da yarım pansiyon
yemek seçeneği yüzünden tercih edilirler. Çocuklu olanlar sırayla yemek yerler. Genellikle her ikisi de çalıştıklarından çocuğa nasıl bakıldığını bilmezler. Çocuk devamlı ağlar, anne sinir krizleri geçirir, baba kadın daha da kızmasın diye çocukla ilgileniyormuş gibi yapar. Tatil burunlarından gelir. Yine de iki arada bir derede güneş banyosu alınır, step yapılıp, muza binilir. Deniz ya da havuz kıyısında kişisel gelişimle ilgili kitaplar ya da son zamanlar da bestseller diye önerilen hangi kitap varsa o okunuyormuş gibi yapılır. Cep telefonları sürekli açıktır. Borsadan
haberler alınır, iÅŸ yerleriyle devamlı görüşmeler yapılıp, vazgeçilmez adam rolü oynanır. Yaşı daha da ilerlemiÅŸ evli çiftleri açık büfede tatlı masasının başında görebilirsiniz. Sabahları animator eÅŸliÄŸinde yapılan su jimnastiÄŸine katılır, akÅŸamları hep beraber garip hareketler eÅŸliÄŸinde söylenen klüp marşını söylemeye çalışırlar. EÄŸer içki sınırsızsa kendilerini tüm ÅŸiÅŸeleri boÅŸaltmak zorundaymış gibi hissederler. Genç yaÅŸlı tüm erkekler Rus Revü kızlarını ağızlarından salyalar akarak seyreder, "Ulan bunlar karı ise bizim evdekiler ne?" diye düşünürler. Kültür Gezisi Yapanlar: Bunlar son zamanlarda türemiÅŸtir. Eski bir sosyalist, ya da öğretim görevlisi eÅŸliÄŸinde Pera, BoÄŸaziçi, Selçuk, Kapadokya, Likya gezerler. Ä°yice abartıp, yurtdışında müze ya da galeri gezmeye gidenleri varsa da, bunların gelir düzeylerinin diÄŸerlerinden daha yüksek olduÄŸunu görebilirsiniz. Ama çoÄŸu da ÅŸuraları ÅŸununla gezdik diyebilmek için bu geziyi yapıyormuÅŸ gibidirler. Bunların arasında da sıradan ev hanımlarından daha farklı olduklarını inatla ispat etmek isteyenler, kültürlü koca arayanlar, öğretmenler ve hayal kırıklıkları yaÅŸamış eski tüfekler yer alır. YuÅŸa Tepeciler: Bunlara büyük otobüslerden inen tesettürlü hanımlar ve takkeli beyler olarak rastlamanız mümkündür. Eyüp Sultan, Konya, tüm Ulu Camiler civarında mırıl mırıl dualar okuyarak dolaşırlar. Erkeklerin elinde tesbihler olabilir, hanımlar sürekli başörtülerini çengellemeye çalışırlar. Yan gözle açık saçık hatunlara bakılıp cık cık yapılır, "Allah islah etsin " denilir. Otobüs molaları namaz vakitlerine göre ayarlanır. Topluca ibadet edilir.DoÄŸa yürüyüşçüleri ve DaÄŸcı, MaÄŸaracı gruplar: ÇoÄŸunluÄŸu gençtir. Ya çeÅŸitli üniversitelerin daÄŸcılık, maÄŸaracılık kulüplerinden ya da iÅŸe yeni baÅŸlamış, hala öğrencilik takıntısını atamamış yeni mezun çalışanlardan oluÅŸur. O fasit dairenin içine girmeyeceÄŸim yalanını kendilerine mütemadiyen söylemekle meÅŸguldürler. Sırt çantaları ve uyku tulumları ödünç, ayakkabıları uygun deÄŸildir. Ä°ki adım atar yorulurlar, ama yiÄŸitliÄŸe ÅŸey sürdürtmemek için hiçbir ÅŸey yokmuÅŸ gibi davranır, eve döndüklerinde hastayım diye iki gün yatarlar. Burada iÅŸi iyi bilen küçük, gerçek sportmen gruplardan söz etmiyoruz tabii. Devre Mülk, ya da tatilciler: Bir ya da iki haftalık devreleri, sokaklardan çevrilip, yemek, ya da kışın deniz kenarında yapılmak üzere ayarlanmış -ki bu sonradan ortaya çıkar - tatiller karşılığında 2 saatlik mülakatlar sonrası kafakola alınarak satın almışlardır. Hepsi de satıcının çok indirim yaptığını söylerler. Aslında asıl fiyat satın aldıklarıdır. O haftaları yine küçük mutfaklarında yemek piÅŸirip, kirli havuzlar ya da denizlerde çimerek geçirirler. Bir kısmı devrelerini yurtdışında geçirmek olanağına sahiptirler. Bu kesim devre tatil olmasa da böyle tatiller yapabilecek insanlardan oluÅŸur.Mavi Turcular: ÇoÄŸunluÄŸunu BoÄŸaziçi, Bilkent, OrtadoÄŸu mezunları oluÅŸturur. Büyük ÅŸirketlerin üst düzey yöneticileridirler. Tanıdık çiftler bir araya gelip okul anılarından bahseder, balık yiyip rakı içerler. ÇoÄŸu dalar, kışın kayak yaparlar. Jazz severler. Aralarında saksofon çalanlar bile vardır. Bireysel Yurtdışıcılar: Bunların parası vardır. Her sene gidecekleri yerleri belirler, internetten hava durumuna kadar her ayrıntıyı öğrenir, hatta konser, tiyatro biletlerini ayarlar. Ondan sonra giderler. Evli olmayan çiftler, evli çocuksuz çiftler çoÄŸunluktadır. Snob yaradılışta olup, turcuları ve yazlıkçıları sürekli küçümserler. Akraba akraba dolaÅŸanlar: Gelir düzeyi en düşük grupturlar. Bu yaz da hiçbir yere gidemedik dememek için yaz gelince gelin, görümce, anneanne, babaanne ziyarete baÅŸlarlar. "Ay yine dayımgiller mi gelecek anne?, Onlar gelmeden biz onlara gidelim, her sene her sene bıktım vallahi! " lafları sıkça duyulur. Çocuklar için bu bile büyük deÄŸiÅŸikliktir. Yurdumuzun büyük bir kısmı bu kesime dahildir.Nilgün GÃœNAYDIN - 21 Haziran 2000, ÇarÅŸamba Â
button