Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2003 00:00
Sonunda tatile çıkabildik.Ben ömrümde ilk kez bir yere gidiyorum.Annem valizleri hazırladı, Gorbi ile ikimiz için ayrı bir çantanın içine yemek kaplarımızı, su taslarını, havlularımızı koydular. Ve bol bol ilaçlarımız...Gorbi ile ikimiz bütün gece valizlerin yanında oturduk. *Tatil nasıl bir şey bilmiyorum ama tatile çıkmak işi güzel...Babam o komik şapkasını evde unuttu.Yol boyu kamp yerlerinde, benzin istasyonlarında durduk. Annemle babam bizi gezdirdiler. Babam sık sık ‘‘Hava pompalarına işemek yok’’ diye tembih etti.Dünyanın bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.Ve bu kadar büyük olduğunu.Sarı tarlalar, yeşil köyler, yolların hemen yanındaki otlaklarda yemeklerini yemekte olan koyunlar, kuzular, inekler.Henüz tepesinde kar gözüken dağlar, ovalar, yaylalar, ormanlar...Büyükmüş dünya..*Durduğumuz yerlerde herkes beni tanıdı.En çok da bizim gibi tatile gitmekte olan, ya da dönen çocuklar-ablalar beni sevdiler.Babamı tanıyan yok.Bir tek benzin alırken elinde hortum olan adam ‘‘Sizi bir yerde gördüm sanki’’ diye kafasını kaşıdı.Babam keyiflendi.Adam sonra hatırladı (!)‘‘Siz mazotçu musunuz?...’’Ama beni gören anında ‘‘Pako bu’’ dedi...*Annemin trafik-yol hakkındaki teknik bilgilerine hayran kaldım, her şeyi biliyor.Çünkü babama her şeyi o söyledi.Daha yolun başında ‘‘Yavaş gideceksin’’ dedi. Yolun üzerinde olan her şeyi de durmadan-aralıksız babama o
haber verdi. ‘‘Önünde kamyon var’’, ‘‘Sağa dönülecek’’, ‘‘Kırmızı yandı’’, ‘‘Yeşil...’’ gibi...Babam patlayan tekerleği değiştirirken de annemin teknik bilgilerinden yararlandı, annem onu uyardı:‘‘Lastiği ters takma, geri geri gitmeyelim sonra....’’*Sabaha karşı Cunda'ya geldik, bizi çoktandır öykülerini dinlediğim kediler karşıladılar. Haftaya size Cunda Adası'nı anlatacağım.Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.İnsanların hayvanları niye istemediklerini ise şimdi hiç mi hiç anlayamıyorum.Çünkü gördüm; dünya büyükmüş...Perihan Agnelli Fethiye'de hayvanlar için didiniyorPerihan Agnelli, uzun yıllar yurtdışında yaşamış bir mimar. 1998'de Türkiye'ye dönerek Fethiye'de yaşamaya başlayan Agnelli o gün bu gündür sokaktaki hayvanlar için didinip duruyor. Kurucusu olduğu Fethiye Hayvan Dostları Derneği'nin Bakım Merkezi'nde sahipsiz sokak hayvanlarının tedavileri, aşıları, kısırlaştırma ameliyatları yapılıyor. Çalışmalarını tek bir bölgeyle sınırlamak istemeyen dernek, gezici kliniğiyle başka yörelerdeki hayvanlara da yardım eli uzatıyor.Perihan Agnelli, henüz bir çocukken Türkiye'den ayrılmış. 1998'de Türkiye'ye döndüğü zaman eşiyle birlikte Fethiye'de yaşamaya karar vermişler. Mimar olan Agnelli kısa bir süre sonra sokaktaki hayvanları gözlemlemeye başlamış ve 2000 senesinde sokak hayvanları problemine köklü bir çözüm bulmaya kararlı olarak çalışmaya koyulmuş.Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi, o dönemde hayvanların bakımı için bir barınak yaptırıyormuş. Perihan Agnelli, burayı tam donanımlı bir hayvan hastanesi gibi yürütebileceğini ve köpeklerin dışarıda serbest yaşamaları gerektiğini anlatınca tam yetkiyi ona vermiş. Fethiye Hayvan Dostları Derneği de böylece kurulmuş. Dernek inşaatının tamamı belediye tarafından yaptırılmış. Bir elemanın maaşı, elektrik su ve telefon giderleri de belediye tarafından karşılanıyor.Dernekte iki veteriner ve dört eleman çalışıyor. Bakım merkezinde sadece sahipsiz sokak hayvanlarının tedavileri, aşıları ve kısırlaştırma ameliyatları yapılıyor. Sahipli kedi ve köpeklere hizmet verilmiyor. Agnelli aynı zamanda insanlara hayvan sevgisi ve bakımları ile ilgili eğitimler veriyor, okullar arası resim yarışmaları düzenliyor ve yerel televizyonlarda halkı bilgilendiriyor.Derneğin çalışmaları sonucunda Fethiye'de son iki sene içinde doğuran sokak köpeği olmamış. Bugüne kadar 3800 köpek ve 850 kedi kısırlaştırılmış. Fethiye'deki işler tamamlanınca Türkiye'nin diğer il, ilçe ve köylerinde de aynı çalışmayı yapabilmek için Nisan 2002'de gezici bir klinik kurulmuş. İki veteriner, bir şoför ve çoğu zaman da Perihan Agnelli belediyelerden gelen davet üzerine mobil klinikle yöreleri ziyaret ediyor.Dernek çalışmalarının yanı sıra Agnelli, Hayvanları Koruma Kanunu'nun çıkması için de çabalıyor. Belediyelerin barınak yerine ameliyat yeri yapmaları ve hayvanların doğal ortamlarında özgürce dolaşabilmeleri şart koşulduğu takdirde Türkiye'de köpek probleminin çözüleceğine inanıyor.Fethiye Hayvan Dostları Derneği; www.straydogsturkey.orgTel: (0252) 613 58 25SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANAVeteriner Hekim Talat GÜLBAY Yediğiniz her şeyi kedinize vermeyinSokaktan eve alıp beslemeye başladığımız kedimiz kedi mamasının yanı sıra bizim yediklerimizden de yemek istiyor. Biz de kıyamayıp veriyoruz. Acaba bizim yediğimiz şeylerden ona zararlı olanlar var mı?Bizim yediğimiz besin maddelerinden bazıları kedilerin metabolizmasındaki farklılıklardan dolayı bazen tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabilir. Kimisi sindirim sisteminde geçici bozukluklara meydan verirken, kimisi de zehirlenmelere ve organ harabiyetlerine yol açabilir. Özellikle çikolata, kahve, çay gibi teobromin, kafein ve teofilin içeren maddeler, kedilerde toksik etki yapar. İnsan için üretilen çikolatalar kediniz tarafından fazla miktarda tüketildiği zaman kısa sürede ölüme yol açar. Sarmısak ve soğan içeren yemekler fazla miktarda verildiğinde kansızlığa neden olabilir. Kedilere verilmemesi gereken bir diğer yiyecek çiğ balık. İçerdiği tiaminaz enzimiyle B1 vitaminini yok eder ve vitamin eksikliği yaratır. Pişmiş balık bu tarz bir tehlike içermez. Çiğ olarak verilmemesi gereken bir diğer gıda maddesi ise yumurtadır. Çiğ yumurtada bulunan avidin maddesi B7 vitamininin emilimini azaltır, deri ve tüy problemlerine yol açabilir. Çiğ yumurtada salmonella adlı mikro organizmalar da enfeksiyon etkeni olarak bulunabilir. Patates ve domates fazla miktarda tüketildiğinde sindirim sistemi, sinir sistemi ve idrar yollarında sorunlara yol açabilir. Taze üzüm ve kuru üzüm sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte kedilerde zehirlenmeye sebep olur. Balık kılçığı, tavuk ve pirzola kemikleri sindirim sisteminde ciddi kanamalara yol açabilir. Fazla tuzlu yiyecekler vücuttaki elektrolit dengeyi bozarken, şekerli gıdalar kedilerde şeker hastalığına, diş sorununa ve kilo almaya neden olur. Fazla miktarda karaciğer kedilerde A vitamini zehirlenmesine yol açabilir. Kedinize küflü ya da hafif bayatlamış gıdaları yedirmeniz ya da alkollü bir içeceğin tadına bakmasına izin vermeniz onun zehirlenip komaya girmesine sebep olabilir. İnsan için üretilmiş konserve balık, köpek mamaları ve yukarıda saydığımız maddeleri içermeyen sofra artıkları az miktarlarda kedinize zarar vermez. Yine de kedinizin günlük tükettiği mamanın yüzde 10'undan fazla miktarda bu yiyecekleri tüketmesi besin yetersizlikleriyle ilgili sağlık sorunlarına yol açabilir.Öldürülen hayvanlar anılıyorHayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği ve Bahçeköy Hayvansever Çocuklar Kulübü, öldürülen hayvan dostlarımızı anmak için bir etkinlik düzenliyor. Bugün saat 19.30'da Büyükdere Vapur İskelesi önünde, temsili olarak bir melek-köpeğin ziyareti ve sonra kayıkla flüt eşliğinde (Igor Lisov) ayrılması yer alacak. Etkinlik Uluslararası Hayvan Hakları Derneği ISAR'ın öncülük ettiği anma günleri çerçevesinde yapılıyor. ABD, Arjantin, Avustralya, Azerbaycan, Brezilya, Filipinler, Guatemala, G. Afrika, G. Kıbrıs, G. Kore, Gürcistan, Hindistan, Kanada, Macaristan, Malezya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Tayvan ve Yunanistan'da da aynı etkinlik düzenleniyor. Siz de bir hayvan dostunuzu öldürüldüğü için kaybettiyseniz, (0212) 271 81 73 numaralı telefonu arayarak onun da etkinlikte anılmasını sağlayabilirsiniz.PAKO panoResimde görülen kedilerden siyah-beyaz olanı kayıp. İki yaşındaki Panda dişi. 2 Mart 2003 tarihinde İstanbul Yakacık'ta Uğur Mumcu Sokak'taki Teyko Sitesi'nin önünden kayboldu. Görenlerin (0535) 259 72 40 numaralı telefona haber vermelerini rica ediyorum.
button