Tasarımlarımda minimalizm varsa bu Japon olduğum içindir

Güncelleme Tarihi:

Tasarımlarımda minimalizm varsa bu Japon olduğum içindir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2006 00:00

Makio Hasuike, dünyanın en önemli endüstri tasarımcılarından biri. Tokyo doğumlu bir Japon ama mesleğini en başından itibaren İtalya’da sürdürmeye karar vermiş. Milano’nun ilk endüstri tasarım ajanslarından birinin kurucusu. Tasarımcılıkta 30 yılı ve 54 ödülü geride bıraktı.

Aldığı ödüller arasında Composso D’Oro, Triennale, Design Plus gibi, tüm tasarımcıların hayalini süsleyen başarılar bulunuyor. New York Modern Sanatlar Müzesi MoMA’nın koleksiyonuna alınan işleri var. Bugüne kadar saatten çantaya, çamaşır makinesinden termosa ve lavaboya kadar pek çok farklı ürün tasarladı. Bu aralar Ariston’un Experience mutfak serisi için kafa yormakla meşgul. Hasuike ile Milano Mobilya Fuarı’nda görüştük.

Neden Japonya’da tasarım yapmak istemediniz?

- Japonya’da çok önemli bir yarışma kazanmıştım. Bu beni çok heyecanlandırdı ve daha da büyümeliyim dedim. Buraya gelirken hedefim sadece İtalya’ya gitmek değil, diğer Avrupa ülkelerine ve ABD’ye geçmekti.

Tasarım eğitimini Tokyo’da aldınız, 30 yıldır İtalya’da yaşıyorsunuz. Tasarımlarınız ne kadar Japon, ne kadar İtalyan?

- Kim olduğumu artık ben de pek bilmiyorum. Elbette çocukluktan kalma bir düşünme tarzım var. Bu, insanın yüzde 80’ini oluşturuyor. Kalan yüzde 20 sürekli edindiğimiz tecrübeler. Ama sonuçta ben bir Japon’um, tasarım yaparken içimdeki Japon devreye giriyor.

Bunu tasarımlarınıza bakınca biz nasıl anlıyoruz?

- Bir yerinde minik bir minimalistik etki varsa, bu Japon olmamdan kaynaklanıyordur.

Bir çanta tasarlamakla fırın tasarlamanın ortak noktası nedir?

- Teknik olarak çok farklı ama tasarım yaparken objeye değil, kişiye yaklaşıyorum. Onu kullanacak olana yaklaştığım için hislerim ve sempatim her zaman aynı. Hiçbir zaman kendi stilimin içinde kalıplara sıkışıp kalmak istemedim. "Bu senin tarzın değil" diye eleştirmeleri beni rahatsız etmiyor. Neticede beğenilen, işe yarar, güzel bir şey ortaya çıkarmışsam, zaten o benim karakterimi yansıtıyordur. Kalıplara sıkışmak isteseydim Japonya’da kalır, hep aynı şeyleri yapardım.

Tüketici bugün mutfağından ne bekliyor. Teknoloji mi, tasarım mı?

- Teknoloji her şeyden önemli ama bizim işimiz bu teknolojiyi saklamak.

MUTFAKLA İLİŞKİLER DEĞİŞTİ

Fuarda sergilenen ürünlere bakıyorum da, her şey çok profesyonel görünüyor. Sanki evlerde değil de restoranlarda kullanılacakmış gibi. Neden böyle, insanların mutfaklarıyla kurdukları ilişkiler mi değişiyor?

- 20 yıl önce mutfaklar laboratuvar gibiydi. Şimdi bir defa açık mutfaklar var, oturma odasının bir parçası gibiler. Orada yaşanıyor, ilişkiler kuruluyor, sohbet ediliyor. Artık insanların sadece iş yaptığı değil, zevk aldığı bir ortamdan bahsediyoruz.

Peki madem öyle, neden daha mesafeli ve profesyonel görünüyor mutfaklar eskisine nazaran?

- Bir iki yıl evvel daha profesyonel görünüyordu mutfaklar. Bugün tüm o teknolojiyi, beyaz eşyayı saklıyoruz. Kapağını kapattığınızda hiçbir şey görünmüyor, gardırop gibi yani.

Mutfak tasarımı eğilimleri tüm ev dekorasyonuyla paralel mi gider?

- Tamamen farklı, çünkü mutfak bir sistem. Her şeyin belli bir yeri, varlık sebebi var. Buhar nereden çıkacak, su nereye akacak diye düşünmeniz gerek.

Bu aralar mutfak tasarımı yapanların üzerine en fazla kafa yorduğu şey nedir?

- Beyaz eşyaları geliştirmeye ve basitleştirmeye çalışıyoruz. Hálá hepsi çok karmaşık ve mekanik. Çalışma alanını genişletmek de hedeflerden biri.

Gelecekte tüm mutfaklar ankastre mi olacak?

- Bence hem ankastre hem de solo beyaz eşyalar kullanılmaya devam edecek. Ankastre, yerden tasarruf etmek için ideal gözükebilir ama her zaman da en iyi çözüm değil.

Ankastre, inox (metalik görünümlü) olmak zorunda mı?

- Hayır, ama inox bugüne kadar elde edilmiş en uygun malzeme. Çünkü hiçbir şeyle kontrast yaratmıyor. Çelik tencere ve bataryalara rahatlıkla uyum sağlıyor. Mutfaktaki diğer objelere aykırı düşmüyor. Ama bu, ileride de böyle olacağı anlamına gelmez, sürekli yeni materyal arayışı içindeyiz. Hatta geçenlerde beyaz renkli bir ankastre mutfak talebi geldi.

BENİ HATIRLAMASINLAR

İdeal mutfağınızı tarif eder misiniz?

- Sevdiğim her şey gibi aydınlık, kolay temizlenebilen bir mutfak.

Yemek yapar mısınız?

- Sadece yaz tatilinde. Kendi tuttuğum balıkları pişirmeyi seviyorum.

Zamanda geri gitme şansınız olsaydı, bugüne kadar tasarladığınız her şeyi yine aynı mı yapardınız?

- Başka türlü yapardım diye düşündüğüm şeyler olsa bile bunu söyleyemem. Çünkü bir şeyi tasarladıktan sonra arkamı dönüp gitmiyorum. Altına imzamı attığım ürüne karşı sorumluluğum var. Hiç profesyonelce olmaz bu.

Bundan 100 yıl sonra insanlar sizi nasıl hatırlasın istersiniz?

- Hatırlamasınlar... Berlusconi değilim, böyle bir derdim yok.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!