Tartışmanın dozunu kaçırmayın

Evliliği yürütmek için mucize kurallara gerek yok. Sadece eşlerin birbirlerinin beklentilerine saygı göstermeleri, görüş ayrılıklarını normal saymaları ve tartışmalarda kırıcı olmamaya çalışmaları yeterli.

Eğer bir arkadaşınız size, eşiyle hiç tartışmadıklarını söylerse, ona inanmayın. Her evde zaman zaman tartışma çıkabilir. Sadece bazı eşler çok seyrek tartışırlar. Sürekli kavga eden ailelerin sayısı ise insanı evlilikten kaçınmaya zorlayacak kadar fazladır.

Bazı çiftler, önceleri birbirleriyle çok iyi anlaşırlar. Ancak bir süre sonra düşünce ve görüş farklılıkları ortaya çıkmaya başlar. Eğer eşler gerçeği olduğu gibi kabul ederlerse, yani birbirlerinin düşünce ve görüşlerine saygılı olurlarsa, tartışmaların arkası kesilir. Düşünce ve duygulara saygı, evliliğin en önemli kurallarından biridir.

Kadın da erkek de birbirini değiştirmeye çalışmamalıdır. Kadının kocasını kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışması sorun yaratır.

Evlilik, diplomasi isteyen bir ikili ilişkidir. Duygulardan ve isteklerden fedakarlık yapılmazsa, mutlu bir beraberlik kurulamaz. Kavgalar evliliklerin çerezidir. Ancak çerezin fazlasının zarar vereceğini de unutmayalım. Tartışmaların yıkıcı değil yapıcı olması hiç de zor değil. Sadece biraz dikkat etmek yeterli.

Kavgalara dikkat!

Erkeğin ev işlerinde eşine yardım etmemesi bir kavga konusu olabilir. Kadın annesiyle babasının da aynı sorun yüzünden sık sık kavga ettiklerini belirtmeli. Ve değişen yaşam koşullarının evde yardımlaşmayı bir zorunluluk haline getirdiğini hissettirmeli.

Kadın eşine kırgınlığının nedenlerini açıklarken bir arkadaşıyla konuşuyormuş gibi davranmalı. Aslında eşlerin birbirleriyle hayat arkadaşı oldukları unutulmamalı.

Eşlerin, birbirlerini yargılamaktan kaçınmaları gerekir. Kavganın bir dava duruşmasına dönüşmesi, evlilikte onarılması çok güç hasarlara yolaçar. Düşünce ve görüşler birbiriyle çelişse bile eşlerin birbirlerini suçlamaları doğru olmaz.

Tarafların birbirlerini yenik duruma düşürmek istemeleri evliliğin geleceğini tehlikeye düşürebilir. Amaç, görüş alış-verişi yapmak, bazı yanlışları düzeltmek olmalı.

Karşı tarafa ‘‘Ne istiyorsun?’’, ‘‘Neye ihtiyacın var?’’, ‘‘Ben sana nasıl yardımcı olabilirim?’’ şeklinde sorular sorulmalı.

Eşler birbirlerinin isteklerine karşı çıkacakları zaman, katı ve uyumsuz davranmamalılar. Önce bu isteklerin gerçekleşmesinin neden zor olacağı açıklanmalı. Sonra da uygar bir hava içinde konu tartışılmalı.