Tarkan’la düşman gösterildik

Güncelleme Tarihi:

Tarkan’la düşman gösterildik
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2000 00:00

Haberin Devamı

Mustafa Sandal, özel yaşamını ilk kez Hürriyet'e anlattı

Bir ara Tarkan'la birbirlerine düşmanmış gibi gösterilen Mustafa Sandal, bu tuzağa az kalsın düşeceklerini söyledi. Sandal, bugün Tarkan'la çok iyi dost. Hayatında bir kez ‘‘delicesine’’ sevdiğini belirten Sandal, hálá bu güçlü aşkın etkisinde. Venezüellalı Gabi, hálá onun ilham perisi. Ama Mustafa Sandal, bugün ‘‘delicesine sevmek’’ yanlısı değil; sağlıklı sevmekten yana...

İsterse ona beste veririm

Tarkan'la bir ara rakip durumumuz vardı, öyle gösterildik. Ben de buna az kalsın inanıyordum. Askerdeyken birkaç kez sohbetimiz oldu. Birbirimizi düşman gibi gösterenlere burnumuzla güldük. Karşı karşıya gelince gördük ki, elektriğimiz tamam. Gördük ki birbirimizle uğraşmak gibi bir niyetimiz ve enerjimiz yok. Ayrıca bizim konumlarımız da farklı. Ben kendi yazdığım sözleri, kendim besteleyip, kendime özgü yorumumla insanlara sunuyorum. Ayrıca bunu sahnede performans ile pekiştirip bütünleştiriyorum. Tarkan ise bir yorumcu. Bana yeni çalışmalarını anlattı, çok sağlam, acayip bir albüm çıkaracak. Ne zaman isterse ben de kendisine beste verebilirim.

UNUTAMADIĞI SEVGİLİ

Bütün şarkıları Gabi için

New Hampshire College'de okumak için Boston'a indiğimde arkadaşım Enis beni uçaktan alıp diskoya götürdü. O kadar saat uçmuşum, tam salak gibiyim. Diskoda biraz oturduktan sonra başım çok ağrıdı, dışarı çıktım. O anda tam önümde bir araba durdu. Direksiyondaki kız kafasını uzatıp ‘‘Antonio’’ dedi bana. Bir baktım, hayatımda o güne kadar gördüğüm en ışıklı, en güzel şeydi: Venezuellalı Gabriella. Böyle bir şey olamaz, güzel ne kelime? Gittim yanına; ‘‘Seni bir yere götürmem lazım, bir şeyler içip konuşmamız lazım’’ dedim. Kız korktu ben böyle yaklaşınca. ‘‘Benim adım Mustafa, ben Antonio değilim. Amerika'ya ineli üç saat oldu. Lütfen arka kapıyı açar mısınız?’’ dedim. Enis'ler bana bakıyor, ne yapıyor bu manyak diye. Bir anda elimi içeri atıp arka kapıyı açtım, içeri daldım. Sabaha karşı 03'te Cafe Pompei'ye geldik, biz dört saat hiç konuşmadan birbirimize baktık. O zaman 19 yaşındaydım, yarımı bulmuş gibiydim. Saat 07'de Enis'in dairesine gittik, 09'a kadar merdivenlerde oturduk Gabi'yle. Öpüştük, sarıldık...

Üç ay beraber olduk Gabi'yle. Benden üç yaş büyüktü. Boston'daki biyoloji eğitiminden sonra onun Venezuella'ya dönmesi gerekiyordu, benim ise Türkiye'ye. Babası polis şefiydi, çok katı bir adamdı. Beş günlük bir tatilde ailesiyle tanıştırmak üzere beni Puerta da Cruz'a davet etti. Babadan direkt cevap geldi; ‘‘Sakın aklına bile getirme’’ diye. Üç ay sonra bir kilisede veda ettik birbirimize. Ben piyano çaldım, son ağlamamız böyle oldu. Ondan sonra hiç haber almadım, onun beni, benim onu bulmasını istemiyorum. Öyle bir yerde kaldı ki kafamda, kalbimde, ruhumda. Ondan sonra dört tane çok güzel ilişkim oldu, çok güzel şeyler yaşadım ama, Gabi benim bedenimdeki manası açısından önsözdür. Bu aşkımı asla aşamam. Çok şarkılarım onun içindir: Suç Bende, Benim Aşka İnancım Kalmadı Hiç Sorma, Sonuna Kadar, Neredesin... Yener ağabey Gabi benim hayatıma girdi, çıktı ama, benim ilham perim olmaya devam ediyor.

Delicesine değil, sağlıklı sevelim

Yok be Yener ağabey, ben öyle çok ağır çapkın filan değilim. Mehmet Ali beni yanına asistanı olarak bile almaz yani. Bugüne kadar benim dört tane ilişkim oldu, her biri ikişer sene. Daha yeni yeni uzun ilişkiye karşı alerjim ve antipatim oluşmaya başladı. Ben evini seven, her şey yerli yerinde olsun isteyen biriyim. Oturalım ve öyle aksın o. Az risk, az panik. Ama bu sonradan az aşk oluyor. Bir gün ‘‘Alo Mustafa Sandal kendine gel’’ dedim. Gencim, medeni bir insanım, ağzım laf yapar, o zaman akışına bırakmalıyım. Ben insanın tek eşli olduğuna inanmıyorum artık. Sizin gazete yazdı, çok eşlilikten ötürü maymunların direnç sistemi daha kuvvetliymiş. Evlilik saygı çerçevesi içinde birlikte bir hayatı paylaşmak. Bunun dışında kimse kimsenin sahibi değil. Anladım ki ‘‘Sen benimsin, ben de seninim’’ diye bir şey yok. İnsanın doğasına da aykırı. Genetik olarak aldığımız temel ve asli görev üremek. Bence Leyla ile Mecnun 20 sene birlikte olsalardı, belki birbirlerini aldatırlardı yani. Onun için şimdiki kız arkadaşımla arkadaşlık bazında görüşüyoruz, sevgili bazında değil. doğrusunu istersen gönlüm boş. Benim 2001 sezonu bakış açım şu: Birbirimizi delicesine sevmeyelim, sağlıklı ve sakin sevelim. O zaman daha uzun, daha akıcı, daha doğal, daha doğru olur.

Barda hiç çalışmadım

Kurduğum prodüksiyon şirketinde ruhuna, beynine, yeteneğine inandığım insanlarla birlikte vakit geçirerek ve yaşıyarak ortaya bir şeyler çıkaracağız. İşte Dodo, Natalia. Onlarla tecrübelerimi paylaşacağım.

Fergan'ı çok takdir ediyorum, Teoman'ı çok beğeniyorum.

Ben hayatımda barda çalışmadım, o sektörü hiç bilmem. Kenan Doğulu, Arto, Dr. Bilal, Aydın barlarda çok sağlam işler yapan, çok iyi bir müşteri portföylerine sahip insanlar.

Sosyal içki içen bir insanım, genelde alkolle çok öpüşüp sevişmem. Üç ayda bir sarhoş olurum.

Sahnenin tersine evde çok sakin, hatta neredeyse hafif sıkıcı biriyimdir. Kitaplarım, internetim, minik stüdyom, filmlerim arasında yaşarım.

Biraz müsrif olduğum için muhasebemi yapan firmamdan bana aylık harçlık vermelerini söyledim. Ayrıca iki kredi kartlarımın limitlerini düşürttüm.

Borsayla, dövizle falan işim olmaz, kazancımı gayrımenkule yatırırım.

Dedemle bir film yapmak istiyorum. Bir dede torunun birlikte yaptığı bir yolculuğun hikayesi olacak.

Beşiktaş taraftarıyım ama, fanatik değilim. Bütün baba tarafım Beşiktaşlıdır. ‘‘Tek Geçerim.’’ Her gol sonrası Beşiktaş tribünlerinin sloganı olarak söylenir.

İstek şarkı okumam

Konserimi bitirdikten sonra 20 saniye içinde o mekandan kaybolurum. Çünkü konserin ilk anından son saniyesine kadar seyircileri bir saniye boş bırakmıyorum. Onlara vakitlerini dolu dolu yaşattığımı hissediyorum. Hayallerinde, gerçeklerinde, kalplerinde bir şeylere dokunuyorum. Bu dokunuşu en yükselttiğim an gidiyorum oradan. Konserlerimde hiç bis yapmam, istek parça okumam. Çünkü ben onların isteyebilecekleri bütün parçaları okurum zaten. Kulisimde çok disiplinliyimdir, langur lunguru, gürültüyü sevmem. Fırtına öncesi sessizliği hissetmem lazım. Hatta hafif canım sıkılacak ki, kendimi gaza getireyim. Konserden dört saat öncesinden mideme bir şey girmez, bol bol su içerim. Ben sahnede hoplayıp, zıplamıyorum, dans ediyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!