Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin en güzel kadınlarından bebek yüzlü assolist Emel Sayın'dan Hürriyet'e çok özel itiraflar
Emel Sayın sizin, bizim yıllardır tanıdığımız Emel Sayın değil. Yüzünde yine güller açıyor, yine bebek gibi saf, yine güzel ama, konuşması bir başka türlü şimdilerde. Kendi dünyasının bir bilgesi oluvermiş sanki. Demirciköy'de orman içindeki kiralık villasında baş başa konuşurken birlikte 32 yıl öncesine zaman yolculuğu yaptık. Balkondaki mangalda duman içinde etleri pişirirken, bir yandan Türkiye'nin sosyal gelişimini yorumluyordu. Kurduğu düzgün cümleler, akılcı analizler artık onun Türk müziğinin yeni duayeni olduğunu gösteriyordu.
Gelin, 32 yıllık arkadaşım ‘‘Emuş’’la yaptığımız gerçekten çok çok özel bu samimi sohbete siz de konuk olun. Bakalım beni haklı bulacak mısınız? Bu yaşta, bu güzelliğin sırrı ne ola diye girelim söze.
HER ZAMAN GÜLERİM
- Yenerciğim, ben çok kendine bakan biri de değilim. Biz ailece neşeli insanlarız, galiba işin sırrı bu. Bütün zorluklar içinde bile çok gülüyoruz, bu çok önemli. Gülemediğim zamanlar kendimi çok mutsuz hissediyorum. Gülmek moral demek, zorlukları kolaya indirgemek demek. Yoksa hayat hepimiz için gerçekten çok zor. En güzel şeyleri yaşadım, şöhretse şöhret, başarıysa başarı, paraysa para. İstesem yan gelip bunun tadını çıkarırım, kasetimi, sahneyi umursamayabilirim. Bunu asla yapamıyorum, amatör ruhum hiç ölmedi.
Adımı muhafaza etmek için ne büyük özverilerde bulunduğumu kimseler bilemez. Hálá izole bir dünyada yaşıyorum. Bir doyumluluk, bir rahatlama geliyor, o zaman geriye bakıp ‘‘Ne güzeldi’’ demeye başlıyorsun. İşte o anda büyüdüğümü anlıyorum. Ben çok yaşasam da hiç ihtiyarlamayacağım, öyle hissediyorum. Ben hep böyle kalacağım galiba. Eğer bir yerlerim hastalanır da, önemli arızalarım olursa işte o zaman yaşlandığımı hissederim.
YANLIŞ EŞ SEÇTİM
Hiç sönmeye yüz tutmuş mu bu ışık, söz gelimi canına kıymayı hiç düşünmüş mü?
- Evet böyle mutsuzluğa, ümitsizliğe kapıldığım günler oldu. Çok yumuşağım, çok mütevaziyim ama, çok da onuruma düşkünüm. Yanlış eş seçmek gibi hatalar yaptım. İlk eşim İsmet, bence hayatımın en doğru seçimiydi. Hálá da kendisine çok saygım var. Selçuk ise hayatımdaki en yanlış seçimdi. Hayatımın en zor, en karanlık dönemidir. Hiç düşünemeyeceğim, istemeyeceğim bir beraberlikti ama, İsmet'ten ayrıldıktan sonraki moral bozukluğu, yalnızlık bunu getirdi. Sudan çıkan balık gibi çırpınıyordum. İşte bu zayıf anımda da böyle bir şey geldi başıma. O evlilikte asla bilemeyeceğim, tanıyamayacağım şeyler yaşadım. Bu evlilik benim büyümeme yardım etti. Bir keresinde Selçuk'tan şiddetli bir tokat yedim, niye yediğimi de hálá bilmiyorum. İşte bu tokat ölümü düşünecek kadar gururumu yaraladı.
Ondan sonra hiç aşk yaşamadım
Aşklardan söz ediyoruz. Peki ama sevgili Tarık Akan'ı unutmak var mı?
- Çok güzel, hoş bir duygusal ilişkiydi o. İsmet'ten sonra aşık olduğum ikinci erkek Tarık'tır. Onu hep güzel anılarla hatırlıyorum. Yaşanması gereken bir duyguydu bence, yaşandı, bitti. Yaşadığım için hiç pişman değilim. Bu ilişkiyi de ben çok masum görüyorum. Ama şimdi o aşktan geriye hiç bir şey kalmadığı için çok üzülüyorum. Aşık olmak çok güzel bir duygu. Ondan sonra hiç aşk yaşamadım, şu an böyle bir ışık da yok. Yener'ciğim sana hiçbir şey için de söz veremem, çünkü insan başına ne geleceğini bilemiyor.