Güncelleme Tarihi:
Ermeniler tarafından her yıl kiliselerin adını taşıyan azizler için düzenlenen ayin bu yıl Diyarbakır’daki Surp Giragos Kilisesi’nde yapıldı. Ermeni cemaatinin Ortadoğu’daki en büyük kilisesi olan yıkılmaya yüz tutmuş Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nde, onarım ve restorasyon çalışmasının ardından ilk kez böylesi bir ayin düzenlendi. Dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda Ermeni’nin katıldığı ayinin bir başka önemi de Diyarbakırlı ünlü edebiyatçı Mıgırdiç Margosyan’ın yıllar önce metruk haldeki kilisenin bahçesinde bulduğu tarihi İncil’in evine dönmesiydi. 2012 yılında yenilenerek ibadete açılan Surp Giragos Kilisesi, Diyarbakır’da kurulacak olan Kent Müzesi’nde yer alacak olan Ermeni Kültürü ve Sanatı Bölümü’nün sergi mekânı olarak kullanılacak. Diyarbakır Belediyesi ile kilise vakfı arasındaki anlaşmaya göre, şehrin tarihi yapılarından Cemil Paşa Konağı’nda kurulacak olan müzenin bir bölümü Surp Giragos Kilisesi’nin müştemilatında olacak. Bu bölümde, Diyarbakır’da Ermeni yaşantısını yansıtan tarihi objeler, belgeler ve metinlere yer verilecek. Margosyan’ın yıllarca kendi evinde saklayıp koruduğu İncil de bu objelerden bir tanesi.
1690’DA VENEDİKTE BASILMIŞ
Mıgırdiç Margosyan, tarihi İncil’i 2001 yılında, kilise harap bir haldeyken, pazar ayinlerinden sonra oturup sohbet ettikleri, cemaatin toplandığı yerin yakınına atılmış evrak ve kitapların arasında bulduğunu söylüyor. İncil’in kapağında yer alan çarmıha gerilmiş İsa tasvirinin ilgisini çektiğini ve İncil’in sayfaları arasında ayin esnasında dağıtılan mayasız ekmekten küçük bir parça bulduğunu da söyleyen Margosyan, bu ekmek parçasını da saklıyor. Margosyan 323 yaşındaki İncil’in hikâyesini şöyle anlatıyor: “Bu İncil 1690’da Venedik’te basılmış. 17’nci yüzyılda Venedik, Ermeni kültüründe çok yoğun etkisi olan bir yerdi. Oradaki Surp Ğazar Manastırı Ermeni kültürü açısından çok önemliydi. Bu tür kitapların orada çok sayıda basıldığını biliyoruz. Ben bir söyleşi için Diyarbakır’a gittiğimde İncil’i kilisede buldum ve yıllarca emanet olarak taşıdım. Kesinlikle yok olacak bir eseri kurtarmış oldum. Bundan sonra ne yapılacağına işin uzmanları karar verecek. Ben şu ya da bu şekilde Diyarbakır’a gitmesini çok istedim. İstanbul’da herhangi bir yere de verebilirdik. Muhafaza ettim ve Diyarbakır’daki müze fikrini duyunca oraya vermek istedim.”
RESTORASYON BİTTİ BORÇ BİTMEDİ
Surp Giragos Kilisesi Vakfı Başkanı Vartkes Ergün Ayık ve kilise yönetiminden Pelin Ayık da İncil’in bulunup ait olduğu yere dönmesinden dolayı çok mutlu olduklarını ifade ediyor. Ayık, müze için hikâyesi olan pek çok objenin yavaş yavaş toplandığını söylüyor: “İnsanlar belki de ailelerinden kalan en önemli objeleri bağışlıyor. Bu eşyalardan vazgeçmek çok zor ama Ermeni kültürünün yaşaması için bu fedakarlıkta bulunmak lazım. Restorasyon çalışmaları büyük maddi güçlükler içinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleşti. Halen de ödenmesi gereken bir borç var. Umarım duyarlı kişilerin yardımıyla borçlarımızı ödeyip müzemize kavuşacağız.”
2012 YILINDA AÇILDI
1376’da yapılan ve Sur ilçesinde Ermenilerin yoğun yaşadığı Fatihpaşa Mahallesi’nde bulunan kilise, 27 Mayıs 1915’teki Tehcir Kanunu’na kadar Ermenilerce kullanıldı. 1915’te Diyarbakır’daki cami minarelerinden yüksek olduğu gerekçesiyle top ateşi ile yıkılan çan kulesindeki 100 kiloluk soğan başlı çanın aynısı, restorasyon çalışmaları çerçevesinde Moskova’da özel olarak yaptırılıp Diyarbakır’a getirildi. Uzun yıllar süren restorasyon çalışmaları sonrasında kilise 2012 yılında ibadete açıldı.