Güncelleme Tarihi:
Bize efsanevi Thor’u ve o muhteşem silahını tarif edebilir misiniz?
- Thor, Gökgürültüsü Tanrısı. Asgard adlı yerden geliyor. ‘Mjolnir’ adlı bir silahı var. Bu, temelde büyük, sihirli bir çekiç. Ölen bir yıldızın kalbinden yapılmış. Şimşekleri toplayıp elementleri kontrol ediyor. Thor’un uçmasını da sağlıyor. Bu filmde Thor bu silahı bir şeyler inşa etmekten çok, bir şeyleri yok etmek için kullanıyor.
Böyle güçlü bir role bürünmek size neler hissetiriyor?
- Onun bir tanrı olduğu fikri hoşuma gidiyor ama bu çok hafif ve tek yönlü bir yaklaşım olurdu. Onun kabuğunu her kırışımızda, insani vasıflarını ve kırılgan tarafını bulmak enteresan çünkü sert bir kabuğu ve kırılmayacağına dair verdiği bir his var.
Filmde değişiklikler oldu mu?
- ‘Yenilmezler’ filminden farklı mesela. Çünkü o filmde kendinizin yaptığı bireysel bir yolculuk yoktu. O hikâyedeki yolculuk bir ‘grubun’ yolculuğuydu. Bu filmdeyse her birimizin kendi yolculuğu söz konusu ve her birimizin kendine özel bir hikâyesi var. Pek çok açıdan ‘Thor’ filminin devamı niteliği taşıyor. Hâlâ aklında kardeşiyle ilgili konular var. Neden ve nasıl bu hale geldikleri, ilişkilerine ne olduğu soruları aklında dolaşıyor. Ama daha büyük olan resim, Thor’un potansiyel olarak kral rolüne soyunması. Onun orada olmayı hak ettiğini kanıtlaması ve kral olmanın getirdiği sorumlulukları anlaması.
Thor’u hangi evrede buluyoruz?
- İlk filmde Thor şımarık bir ergendi, kral tahtına oturmak üzereydi. Sonra babası onun tahta geçecek kadar olgun olmadığını ve önceliklerinin yanlış sıralarda olduğunu fark etti. Yüksek bir egoya ve tavra sahipti. O film süresince mütevazılaştı ve onu en son Asgard’ın kralı olma sorumluluğunu üstlenmek üzereyken bıraktık. Bu filmde onu, kral olmanın gerekliliklerini ve bu görevin karanlık yüzünü gayet iyi anlamış bir durumda buluyoruz. Krallığın sadece ayrıcalık sahibi olmaktan ibaret olmadığını, fedakârlık da gerektirdiğini anlıyor.
Peki, filme de adını veren ‘Karanlık Dünya’ nedir?
- Karanlık elf’lerin geldiği gezegene bir atıf aslında ama bence ayrıca Alan (Taylor), Thor için yetişkinliğe geçişin daha karanlık bir dönem olmasına, onun kral olmasına ve büyümenin daha karanlık olan yüzüne de gönderme yapıyor. Olgunluk, sorumluluklar ve sonrasında sırlarla Asgard halkı ve kainat için ne billmesi gerektiğini sorguluyor. Kraliyet ailesinin karanlık yüzünü görüyorsunuz.
Karanlık elf’leri ilk kez kostümlü ve makyajlı gördüğünüzde nasıl hissettiniz?
- Makyaj ve kostümleri inanılmaz. Onlar için tasarlanan o dünyanın tamamı, setlerden İzlanda’daki çekim mekânlarına kadar her şey öyle gerçekçiydi ki...
Marvel filmlerinde mizah ön plandadır. Bu filmde nasıl çıkıyor karşımıza?
- ‘Sudan çıkmış balık’ halinin iyi iş yaptığı ilk filmde olduğu gibi Thor’un tecrübesizliğinden kaynaklanmıyor mizah. Bunu tekrarlamak istesek de yapamadık çünkü bu onun artık daha da olgunlaştığı ve farkındalık kazandığı gerçeğiyle çelişirdi. Fakat Kat Dennings ve Natalie Portman’ın bu filmde mizahi bir yanları ve harika diyalogları var. Bizim Asgard dünyamızın ne kadar tuhaf olduğunu onların gözlemlerinden anlıyorsunuz.
Son olarak, sizce neden Thor seyirci için bu kadar özdeşleşilebilir bir karakter?
- Thor, bir insana âşık. Bunun yardımı oluyor. Hikâyeyi daha gerçek, daha ayakları yere basan bir hale getiriyor. İnsani sorunlar da yaşıyor. İkilemleri ve duyguları bizimki gibi. Onunla bir bağlantı kuramayacağımız, alakasız şeyler değil. Sorumluluklarıyla savaşıyor ve kim olduğuyla, dünyadaki yeriyle, ilişkileri ve ailesiyle uzlaşıyor. Bu hikâyelerin hepsini alıp bağımsız bir filmin içine yerleştirebilirsiniz. Babalarının ilgisi için savaşan iki oğul sahibi... Ya da çocukları birlikte olmak isteyen ama herkesin bu fikre karşı çıktığı iki farklı ailenin varlığından yola çıkarak bir Romeo ve Juliet hikâyesi çıkarılabilir.