Güncelleme Tarihi:
Behzat Bey, ENBE Orkestrası “Kalbim” albümünü geçen ay çıkardı. Bu albümde kimler size eşlik etti?
- Behzat Gerçeker: Albüm üç yıl süren titiz bir çalışmanın ürünü. Çok değerli sanatçılar, söz yazarları ve aranjörlerle birlikte akustik pop müzik denebilecek önemli bir albüme imza attık. Albüm Sezen Aksu’nun muhteşem bir slow’uyla açılıyor. Tarkan’ın benzersiz yorumuyla dinleyeceğimiz şarkının adı “Her şeye Rağmen”. Ajda Pekkan ve konservatuar şan bölümü 1. sınıf öğrencisi Eren Sandal’ın düeti “Sev Beni” ise ilk kez geçen yaz Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda seslendirilmiş ve büyük beğeni toplamıştı. Mustafa Ceceli, ENBE ile bu albümde yine buluştu. Bu kez hem aranjelerin çoğuna imza attı hem de biri düet olmak üzere iki şarkı seslendirdi. Genç yetenek Elvan Günaydın’la seslendirdiği “Eksik” ve solo performansı “Yağmur Ağlıyor”, albümün ağır toplarından. Albümde üç de dünya starı var. Jose Feliciano “Rain”, Christian Adam “Si tu savais combien je t’aime” ve Jean Francois Michael “Si l’amour existe encore” adlı efsane şarkılarını ENBE ile yeniden seslendirdi.
Ajda Hanım, siz albümde “Sev Beni” adlı parçayı Eren Sandal ile birlikte seslendirdiniz. Bu buluşma nasıl oldu?
- Ajda Pekkan: Bu parçayı önce kendi albümüm için seslendirmiştim. Albümüm geçen yılın sonunda çıkacaktı. Fakat bazı aksilikler yaşandı. Konser yoğunluğu nedeniyle albüm zamanını kaçırdık. Biz de parçayı bu albüme dahil ettik.
BEHZAT’I MEDYADAN TAKİP EDİYORDUM
Behzat Gerçeker ile çalışmak nasıl bir duygu?
- A. Pekkan: Öncelikle Behzat’ı müzikal anlamda şanslı buluyorum. Bunun yanında enerjisi, ikili ilişkileri ve müzisyen kişiliği ile başarılı bir yol izlediğini düşünüyorum. Kendisiyle çalışmaktan büyük keyif alıyorum.
- B. Gerçeker: Ajda Pekkan benim için çok kıymetli bir isimdir. Bu albümde hem şarkı seslendirdi hem de Eren Sandal’a destek verdi. Bu sayede genç arkadaşımızı tanıtma imkanı bulduk. Dolayısıyla Ajda Pekkan ile çalışmak mutluluk vericiydi.
Size albümünüzde başka kimler destek verdi? Çalışmalar ne kadar sürdü?
- B. Gerçeker: Ajda Pekkan’ın yanı sıra Tarkan, Ziynet Sali, Müslüm Gürses gibi ünlü sanatçılar seslendirdikleri parçalarıyla destek verdi. Bu albümün en büyük destekçisi ise yapımcımız Samsun Demir’dir.
- A. Pekkan: Behzat’ı medyadan takip ediyordum fakat tanıştıktan sonra dostluğum ve sevgim farklı bir boyut kazandı.
Samimiyetinizden dolayı bu kadar güzel projeler çıkıyor diyebilir miyiz?
- A. Pekkan: Bizim samimiyetimizden de öte, daha rasyonel bir çizgi söz konusu... Çünkü kardeş, arkadaş, dost, aile ve iş ortaklığımız var.
- B. Gerçeker: Biz iyi günümüzde de kötü günümüzde de bir aradayız.
SADECE AŞKTAN BESLENMEK EGOSANTRİK BİR DURUM
Albüm hazırlıklarınız devam ediyor. şubat ayında piyasaya çıkacak albümde bizi nasıl bir Ajda Pekkan bekliyor?
- A. Pekkan: Alaturka parçaların da, dans müziklerinin de olduğu bir albüm hazırlıyoruz. Ajda Pekkan’ı sevenleri tatmin edecek bir çalışma olacak.
- B. Gerçeker: Ben de şubat ayında çıkacak albümü kendi albümümmüş gibi heyecanla bekliyorum. Çünkü biz büyük bir aileyiz. Ajda Pekkan’ı örnek almamız gerekiyor her açıdan. O, bu konuma ulaşmak için birçok bedel ödemiş bir insan...
Ajda Hanım, siz nelerden besleniyorsunuz? Aşk? Arkadaşlar? Huzur?
- A. Pekkan: Benim yaşamımda hepsi bir arada. Sadece aşk değil, o çok egosantrik bir durum oluyor. Bana kalırsa aşk, insanların beyin olarak uyuştuğu dostlarıyla beslenmesidir. Uzun yıllar önce doğsaydım da yine müziğe aşık olurdum. Kader böyle istemiş diyorum. Çünkü ben yıllarca bundan kaçmak istedim ama olmadı...
ARTIK KEYFE KEDER YAŞAMA LÜKSÜM YOK
Bir söyleşide “Hayatın yerlerini süpürdüm” demişsiniz. Gerçek anlamda hayatta neleri süpürdünüz, nelerle mücadele ettiniz?
- A. Pekkan: Kendi işinizin emekçisi olursanız, yerleri süpürürsünüz. Sahne arkası mutfak gibidir ve orası size ait olmalıdır. Tabii ki istediğim zaman bırakmasını bilirim. Çünkü bazen çok yorucu gelebiliyor.
Çok kontrollü bir yapınız var. Bundan elbiseden sıyrılıp kendinizi akışa bıraktığınız anlar olmuyor mu hiç?
- A. Pekkan: Bu elbiseyi astığım zamanlar hep elbiselerin ütüsü bozuldu. O yüzden artık yapmıyorum. Elbisemi asmaya karar verdiğim zaman bunun geri dönüşü olmamalı. Artık keyfe keder yaşamıyorum. Sıkıldım evlendim, olmadı ıngiltere’de yaşadım gibi süreçler geçiremem. Çünkü sorumluluğum arttı. Eskisi gibi part-time çalışmıyorum. Seviyeyi yükselttim.
İÇİMDEKİ ÇOCUK ÖLELİ ÇOK OLDU
Çocuksu bir yanınız var gibi... Evdeki Ajda mı daha renkli yoksa sahnedeki mi?
- A. Pekkan: ıçimdeki çocuk öleli çok oldu. Çocuğu sakladım sakladım, şimdi nereye gitti bilmiyorum. Bir gün buluruz belki.
Yaşadığınız olaylara kaderci mi bakarsınız yoksa hayatın getirdikleri olarak mı ele alırsınız?
- A. Pekkan: Hayatın getirdikleri olarak bakmaya çalışıyorum. “Kaderde varsa olur” durumu bana çok tembel işi geliyor.
YALNIZLIKTAN DEĞİL YANLIŞ İNSANLARDAN KORKUYORUM
Kendinizle baş başa kaldığınızda yalnızlıktan korktuğunuz oluyor mu?
- A. Pekkan: Yalnızlıktan korkmuyorum. Tam tersi yanlış insanlardan korkuyorum... O yüzden yalnızlığı her zaman tercih ediyorum. Yalnızlığımla savaşan bir yapım var. Çünkü ben bir kaç kişiyim ve tek başıma bir orduyum.
Hayatınıza giren insanları nasıl bir süzgeçten geçirirsiniz?
- A. Pekkan: Bunu bir çamaşır makinesine benzetirsek; yıkanınca çekenler de oluyor, çekmeyenler de... Kalitesine bağlı diyelim! Dürüstlüğü o kadar az insanda görüyoruz ki. Yalan söyleyen tek canlı insan, o yüzden hayvanları daha çok seviyorum.
YUKARISI MARKET DEĞİL Kİ SİPARİŞ VERELİM
2011 yılında neler bekliyorsunuz?
- A. Pekkan: Keşke bunun için söyleyebilecek güzel cümlelerim olsaydı; milli piyangodan para kazanmak, evlenmek, iki tane çocuk doğurmak gibi... Ben Allah’a çok inanan biriyim. Hayatımda başka kimseye sırtımı yaslamadım. Sadece inanca yaslandım ve o yüzden kendime göre itikatım var. 2011’de rabbim ne nasip ediyorsa o olsun diyorum. Herkes için iyilik istiyorum. Çünkü yukarısı “market” falan değil ısmarlama yapasın! Zaten beklemediğin anda gelen güzellikler güzeldir.
- B. Gerçeker: 2011 çok iyi bir yıl olsun. Hepimize sağlık, mutluluk ve başarı diliyorum.