Bu arada, bu projede oynamaktan son anda vazgeçen ve bir Hollywood yapımında rol alacağını açıklayan Tamer Karadağlı’ya da takılan Erbil, ‘Hintliler mi çekiyor, kim çekiyor filmi? Sakın o Hollywood yerine, Bollywood olmasın’ şeklinde konuştu.
Çok sevimli görünüyorsun Mehmet Ali... Alıştın mı yeni görüntüne?
Kel haline demek istiyorsun. Neyse, tabii biraz zor oldu kelliğe alışmak. Bir de ısıyı çok çekiyor. Dış çekimlerde güneş epey etkiliyor. Direkt temas halindesin. Rüzgárı da acayip hissediyorum, sıcaklığı da... Tuhaf bir şey yani...
- İlk defa mı sıfıra vurduruyorsun saçını... Küçükken hiç kesilmedi mi?
Eskiden okula giderken bitlenmesin diye çocukların saçları sıfıra vurulurdu. Ama benim başıma hiç böyle bir şey gelmedi. Sadece gür çıksın diye annem, ağabeyimle benim saçımı ayda bir kere, bir numara tıraş ettirirdi. Benimki gür oldu ama bu taktik pek ağabeyimin işine yaramadı. O kel şimdi...
-
Keloğlan masalı günümüze uyarlanıyor. Neler olacak bu filmde?
Evet, fantastik bir
film bu ama günümüzün teknik imkanlarına göre çekiliyor. Yani Amerikan filmlerinde gördüğünüz bütün o animasyonlar bire bir olacak bu filmde. Shrek’teki o dev gibi falan... Tabii ki, filmin hikáyesine yepyeni bir espri anlayışı getirildi. Yazarın ve yönetmenin diliyle Keloğlan tamamen günümüze uyarlandı. Biz bu projeye dört yıl öncesinde başlamıştık. Bu dört yıl içinde Keloğlan’ın en bilinen, en sevilen masal kahramanı olduğunu gördük. Bütün kahramanlardan önce Keloğlan hatırlanıyor. Tabii bunda Rüştü Asyalı gibi çok değerli bir oyuncunun önemi de var. 30 yıl önce Rüştü Asyalı, Keloğlan’ı o kadar güzel canlandırdı ve sevdirdi ki... Ama ondan sonra tekrar bunu yorumlamak, yeni bir oyunculukla, filmcilik anlayışıyla gündeme getirmek de farklı bir tad. Şimdi biz, 30 yıl ilerideyiz. Hem teknik olarak hem de espri anlayışı olarak... O yüzden böyle bir konu, sadece çocukların değil, herkesin ilgisini çekecek diye düşünüyorum.
-
Animasyon ya da teknik özelliklerinin yanında, bu filmin sana göre en büyük iddiası nedir?
Bu filmin en büyük özelliği ne olacak biliyor musun? Bu filmin içinde tek satır bile küfür olmayacak. Senaryo güzel, teknik imkanlar muhteşem... Ama bütün bunların yanında içinde hiç küfür olmadan bir film çekiyoruz. Bu da çok önemli... Aileler, çocuklarıyla bu filmi çok rahat izleyecekler.
- 30 yıl önce Keloğlan bir seri halinde çekildi. Dediğin gibi Rüştü Asyalı, Keloğlan’ı çok sevdirdi. O serileri bu filme başlamadan önce hiç izledin mi?
Sadece şimdi değil, her gösterildiğinde hálá keyifle izlerim Keloğlan serilerini... Çok severim. Tabii o filmlerin bir özelliği de bütün senaryosunun kafiyeli yazılması. Biz başta onu yapmak, anımsatmak istedik. Ancak günümüzde insanların buna tahammül edemeyeceğini düşündük. Sadece birkaç replikte kullandık, o kadar.
-
Peki Rüştü Asyalı ile bu film üzerine hiç konuştunuz mu ya da bir araya geldiniz mi?
Rüştü Asyalı’yla Devlet Tiyatrosu’ndan tanışırız. Çok saygı duyduğum biri. Ancak bu filmle ilgili kendisiyle hiç görüşülmedi. Aslında isterdik onun da misafir sanatçı olarak yer almasını. Mesela Keloğlan’ın babası rolünde... Ama bu hayata geçirilmedi. Sadece benim düşüncem olarak kaldı.
- Yanılmıyorsam bir röportajında, Keloğlan’ın dizi olarak çekileceğini söylemiştin. Ne oldu o projeye?
Evet, doğru... Ama şimdi değil, 25 yıl önceki bir projeydi bu. TRT bunu dizi olarak yapacaktı. Yine ben oynayacaktım. Ama bir türlü hayata geçmedi. Dört yıl önce de Tayfun Güneyer’den bu proje tekrar bana geldi. Hemen kabul ettim. Dört yıldır üzerine çalışıyoruz. Sonunda Selay Oğuz’un prodüktörlüğünde hayata geçiriyor. Çok da güzel bir kadro oluştu: Gazanfer Özcan, Özcan Deniz, Ahu Türkpençe, Bülent Polat, Petek Dinçöz, Nükhet Duru... Benim aşkımı ise Petek Dinçöz canlandırıyor. O padişahın kızı... Zaten hikáyenin çıkış noktası da bu. Keloğlan bu filmde padişahın kızını alabilmek için acayip maceraların içine girecek. Bu arada bir de kötü prensimiz var. O da Özcan Deniz. Padişahın kızı da kötü prensi seviyor. Çünkü ikisinin de ruhu kötü. Bir yandan da Can Kız var yani Ahu Türkpençe... O da Keloğlan’a aşık. Aşkı için erkek kılığına girip, Keloğlan’la yollara düşüyor. Ama her masalda olduğu gibi bu filmde de yine iyiler kazanıyor.
İSTESEYDİM HOLLYWOOD’DA STARDIM
- Bu kaçıncı filmin olacak Mehmet Ali?
Sayısını hatırlamıyorum ama 20’nin üzerinde film yaptım. Ben şanslı aktörlerden biriyim. Çünkü çok iyi projelerde yer aldım, almaya da devam ediyorum. Her yıl onlarca film teklifi geliyor, proje geliyor, ama beni heyecanlandıran, içimin ısındığı film sayısı iki ya da üç oluyor.
- Kariyerinde en güzel dönemlerden birini yaşıyorsun diyebiliriz yani...
Evet, olgunluk dönemimi yaşıyorum. Neredeyse 50 yaşıma geliyorum, ama Keloğlan’ı oynayabiliyorum. Bildiğiniz gibi masalda Keloğlan, 20 yaşlarında gencecik bir adam... Ama ben bir genç karakteri çok rahat canlandırabiliyorum. Bu arada genç kuşaktan da başarılı isimler var, yok değil. Keloğlan’ı canlandıracak bir sürü yetenekli genç var. Ama kitlelerin sevgisi, ilgisi de önemli filmde. Sonuçta bu ticari bir iş...
İngilizcem yüzünden yurtdışına gidemedim- Hollywood’a giden, orada film çekecek olan bir meslektaşın var...
Allah herkesin yolunu açık etsin...
- Ne düşünüyorsun Hollywood için...
Benim bir yabancı dil sorunum var. Bundan uzun yıllar önce çok teklifler geldi. Amerika’dan televizyon programı için teklif aldım. Ancak tembelliğimden değerlendirmedim. Çünkü Türkiye’yi bırakamadım. Yoksa gayret edip kısa sürede İngilizce öğrenebilir, geliştirebilirdim. Bu problem değildi. Ama dediğim gibi ülkemi bırakamadım.
- Biliyorsun Tamer Karadağlı, Hollywood’da film çekecek...
Hintliler mi çekiyor, kim çekiyor filmi? Gerçekten Hintli filmi mi? Bana bak, o Hollywood yerine, Bollywood olmasın... Şimdi onun İngilizcesi, Amerika’da yetiştiği için çok iyi. Bu büyük avantaj. Eğer benim İngilizcem mükemmel olsaydı, inanın 20 yıldır Hollywood’da stardım.
- Çarkıfelek’i Amerika’da sunmanı istediler. Neden kabul etmedin?
Evet, yapımcı firma böyle bir teklif getirdi bana. Koskoca CNBC-e bile arayıp, programı Amerika’da yapmam için teklif getirdi. Bırakamadım ülkemi işte... Biliyorsunuz beş yıl üst üste Çarkıfelek’ten dolayı tüm dünyada yılın komedi sunucusu seçildim. Ama çıkıp bunu bas bas bağırarak söylemedim. Onu bırakın, Shrek’teki seslendirmemizden dolayı Steven Spielberg’den hem Okan Bayülgen’e hem de bana mektup geldi. Bunu çok kimse bilmez. Allah’a şükür yıllardır böyle şeyler alıyoruz. Şimdi bırakalım da gençler alsın!
- Sence Tamer Karadağlı Hollywood’da başarılı olabilir mi?
Bilmiyorum. Dediğim gibi İngilizcesi çok iyi... Ama Hollywood’da binlerce, yüzbinlerce aktör var. Amerika kolay bir yer değil.
Kelliği yakıştırdılar
Çekimlerden dolayı görüşemediği kızları Sezin ve Yasmin’le hasret giderirken, Sezin ile Yasmin de babalarının kafasını sevip, yeni imajı üzerine konuştu. Günün sonunda düşünceleri ortaktı: ‘Kellik babamıza çok yakışmış.’
Keloğlan’ın baş düşmanı‘Asmalı Konak’ dizisi ve filmi sonrasında bir anda sinema dünyasının aranılan isimleri arasına giren Özcan Deniz, Keloğlan’da kötü kalpli ‘Kara Prens’i canlandırıyor... Bu yıl üst üste birçok teklif almış olmasına rağmen, Tayfun Güneyer’in yazdığı senaryoyu çok beğenen ve Keloğlan’da oynamayı kabul eden Deniz, bu rol için uzun süre kılıç dersleri de aldı. Keloğlan’ın aşık olduğu padişahın kızı Bal Kız’ın (Petek Dinçöz) sevgilisi olarak kamera karşısına geçen Özcan Deniz, rol gereği Mehmet Ali Erbil ile bol bol düello yapacak.
Ünlü yapımcı Nasrettin Hoca olduTelevizyon dünyasının ünlü yapımcısı Osman Yağmurdereli, Keloğlan’da bu kez yapımcı olarak değil oyuncu olarak görev alıyor. Zaman zaman teklifleri geri çevirmeyerek dizi ya da filmlerde rol alan Osman Yağmurdereli, Keloğlan’da Nasrettin Hoca’yı canlandıracak. Bal Kız’a (Petek Dinçöz) ulaşmak için yollara düşen Keloğlan’ın yolu (Mehmet Ali Erbil), bir gün göl kenarında dinlenirken Nasrettin Hoca ile kesişecek. Ve göle maya çalan Nasrettin Hoca ile Keloğlan’ın replikleri de izleyiciyi kahkahaya boğacak.
İşte Can Kız‘Bir İstanbul Masalı’nın Esma’sı Ahu Türkpençe, filmde Keloğlan’a deli divane aşık... Keloğlan’ın Bal Kız’a (Petek Dinçöz) aşık olmasına rağmen ümidini kaybetmeyen ‘Can Kız’ Ahu Türkpençe, erkek kılığına girerek sevdiği gençle beraber hiç düşünmeden maceralara atılıyor. Filmin hikáyesini çok beğendiğini belirten Türkpençe, ‘Muhteşem bir hikáye ve muhteşem bir kadro ile çalışıyorum. O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Filmle ilgili bilgi vermek istemiyorum ama her masalda olduğu gibi bu masalda da iyiler kazanacak’ diyor.