Tam kadro Hacivat Karagöz

Güncelleme Tarihi:

Tam kadro Hacivat Karagöz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2006 00:00

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı’yken Karikatürcüler Derneği ile yaptığı bir toplantıda "Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz" demiş. Karikatürcüler kulaklarına inanamamış. "Etmeyin eylemeyin. Hem böyle diyorsunuz hem de bize en çok davayı siz açıyorsunuz" demişler. Demirel şu cevabı vermiş: "Eeee kime yumruk atacağını bileceksin!"

İşte "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" filminin senaryosu bu temel üzerine kurulu. Olaylar 14. yüzyılda Bursa’da geçiyor. Karagöz cahil ama çok zeki, söz ve hareketleri ile etrafındakileri gülmekten yerlere yatıran biridir. Hacivat ise, devletler arasında haber götürüp getiren bir postacıdır. Zeki, lafazan, eğlenceye düşkün hatta biraz çapkındır. Karagöz’ün hasta ineğini satın alır ve tanışırlar. Birlikte

Orhan Gazi’nin yaptırdığı cami inşaatında çalışmaya başlarlar. İkilinin atışmalarına herkes çok gülmektedir. Bu yetenekleri şehirde tanınmalarını sağlar. Cami inşaatının bir türlü bitmek bilmemesine Karagöz ve Hacivat’ın şehrin ileri gelenleri dahil herkesle dalga geçmeleri eklenince ikilinin ölüm fermanı imzalanır.

Ezel Akay bir mizah filmi yapmak için yola çıktığını söylüyor. "Mizahçının içinde yaşayabileceği bir düzen yoktur. Çünkü o var olanla ideal olan arasındaki çelişkiyi söyler. Mizah üzerine bir film yapmamın nedeni bu." Film 17 Şubat’ta vizyona giriyor. Başrol oyuncularını, yönetmeni ve senaristini bir araya getirdik. Herkes rolünün kostümünü giydi, makyajını yaptı. 1300’lerin karakterleri, 2006’da Sait Halim Paşa Yalısı’nda poz verdi.

BEYAZIT ÖZTÜRK (HACİVAT)

Beyazıt Hacivat olur mu dediler, iç sesim de öyle diyordu

Ben bu rolün Haluk Ağabey için yazıldığını bilmiyordum. Ata Demirer için yazıldı zannediyordum. Meğer onlar kendi aralarında değiştirmiş. Ezel bana telefon açınca ben hiç Hacivat’ı kim oynayacaktı ben kimin yerine geldim diye düşünmedim. Birisinin yerine geldiğim belliydi. Orada önemli olan düşünülmüş olmaktı. Ama genel olarak benimle ilgili bir kaygı vardı. "Yapabilir mi? Beyazıt, Hacivat olur mu?" gibi yorumları duydum ben. Bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum. Çünkü benim iç sesim de bunu diyordu. Önce filmin diline yakınlaştım. Dili çözünce rahatladım. Makyajın da katkısı büyük.

Filmde kullandığımız dil biraz Yörük şivesine, biraz Bolu civarına, biraz da Denizli Ege civarına benziyor. Ayarı kaçırınca Mengen’e ya da Denizli’ye kayıyordu. Kaymasın diye Ezel bizi çok çalıştırdı. Ortak bir dil yakalamak için hepimiz Ezel’in konuştuğu dili konuşmaya çalıştık.

HALUK BİLGİNER (KARAGÖZ)

İnsanı oynamak fırsatı çıktığında aktör bunu kaçırmaz

Bugünün penceresinden bakınca cahil bir adam Karagöz. Hayatı göçebelikle, toprakla geçtiği için doğa içinde yaşamayı iyi biliyor. Hacivat gibi okuma yazması olan bir adamla karşılaştığı zaman cehaleti belirginleşiyor. İkisi kader birliği yapıyorlar. Kanka oluyorlar.

Levent Kazak Hacivat karakterini beni düşünerek yazmıştı. Ama ben Karagöz’ü oynamayı tercih ettim. Bir zorlama olsun, yenilik olsun istedim.

Orijinal Karagöz ve Hacivat hikayelerinde küfür başroldedir. Bizim senaryomuzda gerektiği kadar yok. O zamanlar küfür halkın duygularını ifade etmesinin yolu. Hakaret etmek için değil, bir derdi anlatmak için bol bol küfre başvurulmuş. Şimdi "ay ne ayıp" deniyor. Bu da bir tür ikiyüzlülük.

Karagöz bir taraftan anasını ve kendisini Tatar’a karşı korumak için adam öldürmüş diğer yandan hastalanan danası için günlerce dövünmüş biri. Tam insan işte. İnsanı oynamak fırsatı ele geçtiği zaman aktör bunu kaçırmak istemez. Ben de istemedim.

Ortaya parçası olmaktan gurur duyacağımız bir iş çıktı. Kendi adıma bunu rahat rahat söylüyorum.

EZEL AKAY (YÖNETMEN)

Bu filmin çok eleştirilmesini istiyorum

Tarkovski’nin bir günlüğü var. Çekmek istediği 27 tane film yazmış. 7 tane çekip ölmüş adamcağız. İnsan çok acıyor. Benimki de o hesap. Reklamcılıkla çok vakit geçirdim. O süre içinde kafamda sekiz-dokuz senaryo oluştu. Bu aslında geriye doğru çekmeyi planladığım bir üçlemenin üçüncü filmi. Anadolu ortaçağında geçen filmler bunlar.

Mizah üzerine bir film yapmak istedim. Bir sürü mizahçı arkadaşım var. Kimi işinden kovuldu, kimi ayağından vuruldu, kimi hapse düştü. Onlardan ilham aldım. Hacivat ve Karagöz mizah yapıyor diye hayatlarından olmuş iki komedyen.

Bu filmin çok eleştirilmesini istiyorum. Hatta elinizden geleni ardınıza koymayın diyorum. Benim için sanat yapmanın gerçek amacı bu. "Gel benim gönlümün eğlencesi / Gelemem kokmuş çarşı işkembesi" tarzındaki klasik Karagöz ve Hacivat diyaloglarını bulamayacaksınız. Bu film Karagöz ve Hacivat’ın kukla haline gelmeden önce yaşadıkları gerçek hayatı anlatıyor.

Bu filmin Türkçe’sinde özel bir mesele var. Bunun için afişe "Renkli bir Türkçe" diye yazdık. Bu dil olmasa film bu kadar sevimli olmayacaktı.

AYŞEN GRUDA

(KARAGÖZ’ÜN ANNESİ ŞAMAN)

Çok uğraştık ama yönetmen bir kez bile bağırmadı

Karagöz’ün annesini oynuyorum. Her çağda yaşayabilecek bir anne. Genç yaşta dul kalmış. Çocuğunu tek başına büyütmüş. Karagöz’ün annesi zeki öngörüleri olan algıları güçlü bir kadın.

Hep iki oyuncuyla oynamayı istedim. Biri Haluk Bilginer diğeri Gazanfer Özcan. İkisi de bu sene oldu. Keloğlan’da Gazanfer Bey’le oynadım. Haluk Bilginer de Karagöz oldu. Çok neşeli biri Bilginer. Çekimler ormanda yapıldı. Orada bile neşesini kaybetmedi. Bize moral verdi.

Karagöz ve Hacivat’a dair bir film çekmekte geç bile kalmıştık. Yunanlı komşularımız bile bizden daha çok sahip çıkıyorlar. Bu film o açıdan da çok doğru.

Ezel Akay’la ilk kez çalışıyorum. Uzaktan uzağa beğenirdim. Çekimde Ezel bir kez bile bağırmadı. Halbuki çok zor bir filmdi. Niye bağırmıyor, nasıl bağırtırız diye çok uğraştık ama bağırmadı.

AYŞE TOLGA

(ORHAN GAZİ’NİN KARISI NİLÜFER HATUN)

Zeki bir film bu, sulu zırtlak bir komedi değil

Nilüfer Hatun memleketi beylikten, imparatorluk yoluna sokan bir karakter. Devlet işlerinin ciddiye alınması gerektiğini, padişahla hiç kimsenin dalga geçemeyeceğini, özellikle de iki şaklabanın dalga geçemeyeceğini düşünüyor. Bu yüzden Karagöz ve Hacivat’ı susturuyor. Savaşçı değil, saray kadını.

Ezel Akay’ın bu projesini ilk öğrenenlerdenim. Karısı Şebnem Dönmez çok yakın arkadaşım. Son dakikaya kadar bana bir şey söylemedi. Sonra bir resim ve mail yolladı. Meğer kafasında bu karakter için düşündüğü benmişim.

Bir kere gerçekten zeka var bu filmde. Sulu zırtlak bir komedi değil. Nasıl Hacivat ve Karagöz sistemin açıklarını hicvediyorlarsa, Ezel Akay ve Levent Kazak da sistemi eleştiriyorlar. Günümüzün 1300’den çok da farklı olmadığını gösterdiler. Senaryodaki zeki göndermeler seyirciye çok keyifli gelecek.

LEVENT KAZAK (SENARİST VE HACI DİMİTRİ)

Cevdet Kudret’in incelemesini okumadım çünkü bu bizim bildiğimiz Karagöz Hacivat değil

Filmin farklı bir dili var. Biz "O zamanlarda Türkçe böyle konuşulur" dedik. Daha öz Türkçe, az Farsça, az Arapça. Yunus Emre’nin, Pertev Naili Boratav’ın Nasrettin Hoca’sının Türkçe’si, Aşık Paşazade’nin Türkçesi bize kaynak oldu.

Cevdet Kudret’in Karagöz Hacivat ile ilgili üç ciltlik incelemesini okumamaya çalıştım. Bizim bildiğimiz Karagöz ve Hacivat İstanbulludur. Oysa biz 1300’lere gidiyoruz. Gölge tiyatrosu yok, henüz kuklaya dönüşmemişler.

Filmde Hacı Dimitri adında ufak bir rolüm var. Rum, Ermeni ve Yahudilerden oluşan bir tiyatro topluluğunun başı. Hacivat Karagöz’e referans olup, ilk Türkçe tiyatroyu yapıyor.

Çok komik bir film olmadı. Politik bir film yaptık. Osmanlı’nın kuruluş dönemine ilişkin çok az kaynak var. Kaynak olarak İbni Batuta’nın seyahatnamesinde gördüğü Anadolu’yu kullandık. Ahi teşkilatını filmin içine koyduk.

Masalsı bir anlatım biçimimiz var. Onların yaşadıklarını varsayıyoruz. Bu bir masal. Bir de Hacivat ve Karagöz’ün göbek delikleri yok. Niye? Çünkü onlar hiç yaşamamışlar ki. Bu büyükler için bir masal.

RAGIP SAVAŞ (ORHAN GAZİ)

Orhan Gazi bu yüzyıldaki işadamları gibi

Orhan Gazi Türkmen. Türkmenlerin hepsinde o dönemde bir Kızılderili havası var. Ama bu çok farklı bir adam. Çok dil biliyor, kültürlü. 21. yüzyıldaki modern işadamları gibi... Konuşarak aldığı şehirlerin sayısı hiç az değil.

Ben Ezel Akay’ın oyuncusuyum. O beni ne kadar kabul eder bilmiyorum ama ben Ezel’in yaptığı her sinema filminde arkada yürüyen adam olmayı bile kabul edebilirim.

GÜVEN KIRAÇ (KADI PERVANE)

Efsanenin altında ezilir miyiz diye korktum

Anlat İstanbul’da bir eşcinseli, Takva’da dini bütün bir karakteri oynadıktan sonra Hacivat ve Karagöz’de Kadı Pervane oldum. Bu öyle bir kadı ki, rüşveti icat etmiş. Oysa ben Masumiyet’den bu yana hep iyi çocukları oynadım.

Projeyi duyduğum andan itibaren bunun zor bir film olduğunu düşündüm. Kulağa Hacivat ve Karagöz çağrışımı çok hoş gelmekle birlikte riskliydi. Çünkü efsane çok büyüktü. Hacivat ve Karagöz kendilerini kat be kat aşıp büyüdüler. Biz bunun altında ezilir miyiz diye kaygılandım.

Ezel Akay’la ilk kez çalışıyorum. İstisnai işler yapıyor ve o duruşunu çok seviyorum. Onun sinemada ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum.

Biz Orhan Gazi Türkmen. Türkmenlerin hepsinde o dönemde bir Kızılderili havası var. Ama bu çok farklı bir adam. Çok dil biliyor, kültürlü. 21. yüzyıldaki modern iş adamları gibi... Konuşarak aldığı şehirlerin sayısı hiç az değil.

Ben Ezel Akay’ın oyuncusuyum. O beni ne kadar kabul eder bilmiyorum ama ben Ezel’in yaptığı her sinema filminde arkada yürüyen adam olmayı bile kabul edebilirim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!