Güncelleme Tarihi:
Bir kadın reddedilirse ürkütücü olur.
Yüzyıllar önce de sonra da...
Joshua ve Naomi Collins küçük oğulları Barnabas’la birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Amerika’ya geliyor ve bir balıkçılık imparatorluğu kuruyorlar. Aradan 20 yıl geçtiğinde Collinwood Malikanesi’nin efendisi olan Barnabas, zengin ve iflah olmaz bir playboy olarak çıkıyor karşımıza.
Bu güzel hayatı Josette DuPres adındaki güzele aşık olup, Angelique Bouchard’ın kalbini kırana dek devam ediyor.
Angelique reddedilmenin acısını fena çıkartıyor.
200 YILLIK TABUT HAPSİ
Barnabas’ı bir vampire dönüştürünce kasaba halkı da galeyana gelip onu eski yöntemlerle canlı canlı gömüyor.
200 yıl tabutta kalıyor Barnabas ve 1970’lerde canlanıyor.
Karanlık hapsinden kurtulan Barnabas’ın amacı, finansal ve ruhsal bakımdan dağılmış ailesini tekrar güçlendirmek ve halen hayatta olan Angelique’le kozlarını paylaşmak.
FİLMİ YAPIMCILARI BİLE KATEGORİZE EDEMİYOR
Karanlık Gölgeler, 1960’lı yıllarda ABC gündüz kuşağında beş yıl boyunca yayınlanmıştı. 1225 bölüm gösterilen seri 18-35 yaş arası bir hayran kitlesi edinmişti.
Bu diziden uyarlanan Karanlık Gölgeler, ortaya karışık bir film.
Geneline, bir olmamışlık hissi hakim.
Her şeyden biraz var ama hiçbir şeyden doğru dürüst yok gibi.
Tarz olarak gotik mi, korku mu, melodram mı, komedi mi, aksiyon mu belli değil.
Filmi yapımcıları bile kategorize etmekte zorlanmışken bize söz düşmez zaten.
UÇUK KAÇIK SEVİŞME SAHNESİ
Karanlık Gölgeler’in en akılda kalan sahneleri Barnabas ve Angelique’in bir araya geldiği anlarda ortaya çıkıyor.
Özellikle ikinci yarıdaki, özel efektlerle desteklenmiş uçuk sevişme sahnesi hatırlanacaktır.
Ama diğer yanda filmin kalanında akılda kalıcı detaylar yok.
Johnny Depp, Jack Sparrow gibi içi dolu ve egzantrik bir rolden yüzyıllarca tabutta kalıp ortaya çıkan vampire dönüşürken neşesinden ve renginden çok şey kaybediyor.
Eva Green’le tutan kimyası dışında pek bir numarası olduğu söylenemez.
NIGHTS IN WHITE SATIN
Tim Burton’ın filminin benim için en keyif verici detayı müzik kullanımı oldu. Rock klasiklerini duyduğumuz her an bir başka özeldi. Hele ki Moody Blues’un Nights in White Satin’inin çaldığı sahne.
Sadece dinleme değil izleme imkânı da bulduğumuz Alice Cooper’ı da unutmamak lazım.
Karanlık Gölgeler her ne kadar genelinde tatmin etmemiş olsa da Tim Burton farkını şarkı seçimi ve yerleştirmelerinde görmüş olduk.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
POULET AUX PRUNES
AZRAİL’İ BEKLERKEN
Yön: Marjane Satrapi, Vincent Paronnaud
Oyn: Mathieu Amalric, Edouard Baer, Maria De Medeiros, Golshifteh Farahani
Tür: Dram
Süre: 93dk.
Yine çizgi romandan
Marjane Satrapi, En İyi Animasyon dalında Oscar’a aday olan Persepolis’ten dört yıl sonra bir uzun metrajla karşımızda. Azrail’i Beklerken’in konusu Satrapi’nin 2004’te yayınlanan çizgi romanına dayanmakta. Sevmeden evlendirildiği karısı tarafından kemanı kırılan ve hayata küsen bir keman virtüözünün ölümü çağırdığı son bir haftasını anlatan sıradışı, esprili ve melankolik bir film Azrail’i Beklerken. Filmin senaryo yazarı ve yönetmenleri Persepolis ile dünyaca ünlenen Marjane Satrapi ve Vincent Parannaud. Azrail’i Beklerken, Persepolis kadar politik bir film olmasa da arka planda İran’ı resmederek Satrapi’nin siyasi duruşunu devam ettiriyor.
THE WOMAN IN THE FIFTH
GİZEMLİ KADIN
Yön: Pawel Pawlikowski
Oyn: Ethan Hawke, Kristin Scott Thomas, Delphine Chuillot, Julie Papillon
Tür: Dram, gerilim
Süre: 88 dk.
Amerikalı yazarın gizemli hikâyesi
The Stringer, Last Resort, My Summer of Love gibi filmleriyle tanınan Polonyalı sinemacı Pawel Pawlikowski’nin 2004’ten beri yazıp yönettiği ilk film olan Gizemli Kadın, Amerikalı yazar Douglas Kennedy’nin aynı adlı romanının beyazperde uyarlaması. Pawlikowski, romandan yola çıkmış olsa da metne birebir bağlı kalmadığını ve hikâyede anlatılanların tersine gitmekten çekinmediğini söylüyor. Filmin merkezinde yer alan Amerikalı yazar Tom Ricks karmaşık, çelişkilerle dolu bir karakter. Arasının bozuk olduğu eşinin yanında kalan kızının sevgisini geri kazanmak ve bir şeylerden kaçmak için perişan bir halde, beş parasız olarak Paris’e geliyor. İşler istediği gibi gitmeyince şehir dışında döküntü bir otele yerleşiyor. Hayatına, tutkulu bir ilişki yaşayacağı Margit’in girmesiyle her şey düzelmeye başlıyor gibi olsa da olaylar beklendiğinden çok farklı yönde gidecek.
WILL
BABAM İÇİN
Yön: Ellen Perry
Oyn: Bob Hoskins, Damian Lewis, Perry Eggleton, Alice Krige
Tür: Dram
Yerli sermayeli ilk yabancı film
Babam İçin, Liverpool futbol takımı taraftarı 11 yaşındaki bir çocuğun şampiyonluk maçını izlemek için İngiltere’den İstanbul’a gelişi sırasında yol boyunca karşılaştığı güçlükleri ve futbol tutkusunu anlatıyor. Filmin önce annesini, sonra da birden ortaya çıkan uzun yıllardır tanımadığı babasını kaybeden Will’in, ‘babası için azmini’ ortaya koyan ilginç, sürükleyici bir hikâyesi var. Liverpool’u, Milan karşısında 2005’te şampiyonluğa taşıyan takımın hocaları ve oyuncularının da rol aldığı film o günü yeniden yaşatan nitelikte. Babam İçin ilk kez Türk sermayesiyle yapılmış yabancı film olma özelliğini taşıyor.