Taksim’in ortasında minik bir el annesinin eline sıkı sıkı sarılmış

Güncelleme Tarihi:

Taksim’in ortasında minik bir el annesinin eline sıkı sıkı sarılmış
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2005 00:00

Seve, isteye evlenirler. Binbir mücadele verip, sonunda yıllardır özlemini çektikleri yuvalarına kavuşurlar. Sonra, minik bir bebek mutluluklarına mutluluk katar.Her şey kusursuz sürüp giderken birden ne olursa olur, erkek ya da kadın bu evlilikten sıkılıverir. Birbirlerine duydukları sevgi bir anda erimiş, mum alevi gibi sönmüş, gitmiştir. O büyük sevginin yerini nefret, öfke, hırs almıştır artık. O şükürler ederek dünyaya getirdikleri minik yavrularını bile gözleri görmez olur. Onları yöneten öfke duygusunun seline kapılmış giderlerken, o yeni yetişen fidanın ruhunda kopan fırtınaları görmezden gelirler... Bu yazıyı okuyunca siz de, ‘bu nasıl bir anne’ diyebilirsiniz. Üstelik bu, binlerce gerçek hikayenin sadece biri. Ne oluyor bu insanlara, bu yuvalara?Rumuz: Kutay 29Nereden ve nasıl başlayacağımı inan ben de bilemiyorum ablacığım. Bundan yaklaşık 6 yıl önce bir genç hanımla tanıştım; mezhep sorunlarıyla karşılaşsak ta sorunları hallettiğimizi sanarak ve aileleri ikna ettiğimizi düşünerek evlendik. İlk yılın bitiminde bir kızımız oldu. Sonra ne olduysa, eşim değişti. Eski arkadaşlarıyla gizli gizli görüşmeler ve yalanlar başladı. Ben de doğal olarak araştırdım ve yalanlarını yakaladım. Her seferinde, bir daha olmayacak, söz, diyerek konuyu kapatıyordu. En sonunda itiraf etti beni aldattığını.Dayanamazdım artık, boşanmak tek çözümdü. Kızımı ona bıraktım çünkü çok küçüktü. 3,5 yaşında annesinden ayırmak istemedim. Bu arada bir süre psikolojik destek aldım doktordan. Protokol yaparak boşandık. İhanetini mahkemeye taşımadım.İki yıldır ayrıyız. Kızımı 15 günde bir hafta sonları alıyorum ama son dönemlerde o da, eski eşim de aşırı derecede tuhaf davranıyorlar. Kızım ağlayarak bana gelmek istemiyor. Üzülmesin diye zorla almak istemiyorum. Öte yandan çok üzülüyorum bu duruma; çünkü kızımı çok seviyorum ve özlüyorum. En son cuma günü anaokulundan aldım, anneannesinin yanından bana koşarak geldi. Şaşırdım. Demek ki onlar yanındayken gelmek istemiyordu. Pazar akşamına kadar çok güzel eğlendik ama biraz hırçın davranıyordu. Onu teslim ederken, bu ve buna benzer konularla ilgili annesiyle konuşmak istedim. O, bana Taksim’in göbeğinde hakaretler yağdırmaya başladı. ‘Git Bakırköy’e önce sen tedavi ol’ şeklinde.‘Çocuğun yanında bu şekilde davranma lütfen’ dedikçe, o daha fazla bağırıyordu. İnanır mısınız utanmadım ama, bunlara çocuğumun şahit olmasından dolayı yıkıldım. O bu arada kızımı alıp Taksim’ deki hamburgerciye girdi. Ben de uzaktan hem onlara bakıyor hem de telefonla kardeşimi arayıp, yakınlardaysa gelmesini istiyordum ki, bana telefon açıp ‘Seni savcılığa vereyim de gör’ diye tehditler savuruyordu. Bu nasıl bir anne? Nasıl bir anne ki böyle davranıyor kızımın yanında? Hemen oradan uzaklaştım. Bu arada kardeşim geldi. Onunla konuşmak için hamburgerciye gitti. Eski eşim polis çağırmış, ‘buradan çıkamıyorum’ diye. Tamamen asılsız tabii. Sırf kızımın psikolojisi bozulmasın diye bir kız arkadaş bile edinmek istemezken, bunlar neden benim başıma geliyor anlayamadım. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyorum. Arkama baktığımda geçen yedi yılıma yanıyorum. Önüme baktığımda ise umutsuz bir gelecek görüyorum. .Açıkçası artık evlilikten korkuyorum. Karşı cinsten tedirginlik duyuyorum. Yeni bir ilişki için hazır değilim. Yeniden bir hayat kurmak, yuva kurmak kolay mı? Yalansız, samimi ve güven dolu bir yuva günümüzde çok zor bence. Ama belki benim gibi biri çıkar karşıma, kalbi kırılmış sevgiye güvene sıcak bir yuvaya hasret biri... Umarım ilerde mutluluğumu da seninle paylaşırım . .tıpkı şu anda sıkıntımı paylaştığım gibi Sevgili oğlum, bu tür olaylar karşısında dilim tutuluyor. Taksim’deki olay bir anda gözümün önünde canlandı. Caddenin ortasında cıyak cıyak bağıran bir kadın ve onun elini tutan minicik, masum ve çaresiz bir yavrucağın titrek eli. İnan yüreğim sızladı. Eski eşin bu gerçeği göremediği gibi, çocuğuna çok büyük kötülük ediyor. Bak sen ne çok şey atlatmışsın ve hálá ayaktasın. Ya o ne yapıyor? Belli ki sinirleri çok bozuk ve mutsuz. Mutlu olsa sana bunları yapar mıydı? Sen onu ve çocuğunu düşünerek ihanetini bile açığa çıkartmamışsın. Son derece efendice davranmışsın. Gerçekten çok üzüldüm ama ne senin, ne de eski eşin için. Beni en çok düşündüren o minik kızın. Ben sadece o yavrucak için üzüldüm...Onun küçücük yaşına rağmen sizin yaşadığınız bütün bu olumsuzluklardan etkilendiğini hissedebiliyorum. Umarım annesi aklını başına toplar da çocuğun ruhunu alt üst edip, dünyasını bir daha hiç düzelmeyecek şekilde karartmaktan vazgeçer. Elbette mutluluk haberlerini almak isterim. Allah kolaylıklar versin sana.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!